54. bölüm

260 25 0
                                    

Akşam yemeğini yedikten sonra annesiyle birlikte masayı topladık. O bulaşıkları yıkayarak sohbet ediyor, ben de onu dinleyerek tabakları elinden alıp kuruluyor ve dolaba diziyordum.

B.A: Baek Hyun eskiden senden çok bahsederdi, "gelininiz çok güzel" diye. Bir gün tanıştırmaya getirmişti seni. İlk başlarda çekingen olsan da sonradan daha rahat ve samimi olduğunu gördük. Yabancı gibi değilde öz ailenmişiz gibi sıcak davranıyordun. Gözlerinde öyle bir ifade vardı ki, ilk günden seni sevmiştik. Ara sıra seni getiriyordu. Bizde kalıyordun. Sonra ailenle tanıştık. Onlar da Baek Hyun'u çok sevmişti. Yakın arkadaş olmuştuk.

Bulaşıklar bittiğinde masaya oturmuştuk.

B.A: Sıkılmıyorsun, değil mi?

HR: Hayır hayır. Anlatın, lütfen..

Gülümseyip anlatmaya devam etti.

B.A: Evlendiğinizde hepimiz çok mutluyduk. Her şey daha güzel olur diye düşündük ama tam tersi oldu. Evlenmeden önce bir kez de olsun tartıştığınızı görmeyen ben, evlendikten sonra sürekli tartıştığınızı gördüm. Çok basit ve konuşarak çözülebilecek şeyler için bile tartıştığınızı gördüğümüzde sizi defalarca yanımıza çağırdık. Ama hiçbir etki yaratmıyor, daha kötüye gidiyordu. Öyle ki ayrılmayı bile bir kaç kez düşünmüştünüz. Sonra bir kez daha çağırdık sizi. Saatler geçmişti ama yoktunuz. Sonra telefon geldi. Kaza yaptığınızı ve hastanede olduğunuzu söylediler. Hemen hastaneye gittik. Sen ameliyattaydın. Baek Hyun'sa sadece başından yaralanmıştı..

HR: Ailem.. onu sıkıştırmadı, değil mi?

Burukça gülümseyip başını iki yana salladı.

B.A: O zaten kendine kızgındı. İçinde kendi kendini yiyip bitiyordu, suçluyordu. Bu yüzden, kimse ona ters bir şey söylemedi. Doğru düzgün yemek yemiyordu. Sürekli yanına oturup uyanmanı bekledi. Evinize bir kez de olsun, gitmedi. Kıyafetlerini hastaneye getiriyordum. Orda üstünü değiştiriyordu. Duş alıyordu. Ne zaman baksan, gözleri kızarıktı. Yanakları kızarıktı. Kendisini böyle cezalandırıyordu. Senin uyanmanı bekliyordu. Onu affetmeni bekliyo-

Gözleri arkama bakıp sustuğunda ben de o yöne döndüm.

BH: Ne konuşuyorsunuz?

Gülümseyerek bana baktığında omuz silktim.

HR: Öylesine..

Gözlerini benden çekip annesine döndü.

BH: Anne, babam çay içmek istiyor..

B.A: Tamam, getiriyorum.

Annesi kalktığında ben de kalkıp yardım ettim. Çay demleyip salona götürdüğümüzde annesinin söylediklerini düşünüyordum. Baek Hyun'a baktığımda, o da bana dönüp gülümsedi ve elimi tuttu.

Eskiden de mi böyleydik?




Hafıza KaybıWhere stories live. Discover now