48. bölüm

283 26 0
                                    

Mongryong keyifle mamasını yerken, onu izliyorduk.

HR: Mongryong'u kim getirdi?

BH: Hyung'um. Biz hastanede olduğumuz süreçte o bakıyordu.

HR: Hmm... Düşünüyorum da, ikimiz de nankörmüşüz..

Dönüp bana baktığında başımı eğdim.

BH: Bir birimizi seviyorduk ve her kes ilişkimizi onaylıyordu. Ama biz elimizdeki güzelliğin değerini bilmedik. Bir birimizi düşünmeden kırdık. Oysa ki, sevipte kavuşamayanlar, ailesinden onay alamayanlar ya da başka dertler yüzünden evlenemeyenler var. Gerçekten çok nankör olmuşuz..

BH: Ağlama..

Elini çıkarıp göz yaşlarımı sildi. Ona baktığımda burukça gülümsedim.

HR: Bana diyorsun ama sen de ağlıyorsun..

Elimi kaldırıp gözyaşlarını sildim.

BH: O kaza bize çok iyi bir ders oldu. Yapmam gerekenleri hatırladım.. nasıl davranmam gerektiğini öğrendim. Tüm işi senin üzerine yıkmamalıyım. Yardım etmeliyim.

HR: Aynı zamanda, ben de yorgunluğunu farketmeli ve seni rahatlatmalıyım. İster sözle olsun, ister yemek, ister kahve... çünkü biz evlenerek hayatlarımızı birleştirdik.

BH: Bu yüklerimizi bir birimizin sırtına yüklemek değil, paylaşmak demek.. yeri geldiğinde alttan almak, yeri geldiğinde yol göstermek demek..

Gülümsediğimizde elini omzuma koyup kendine çekmiş ve başımı göğsüne yaslayıp Mongryong'u izlemeye devam etmiştik.


Hafıza Kaybıजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें