12. ALLAH KİME HAYIR DİLERSE ONA MUSİBET VERİR

201 4 0
                                    

Uzun bir aradan sonra yeni bölümle geldim. Yorumlarınızı gerçekten merak ediyorum. Merakta bırakmayın o halde. 🌹




....

Hafiflediğimi hissediyorum. Sanırım rüyadaydım. Fakat bu denli bilinçli bir rüya görmemiştim daha öncesinde. Ve sadece karanlıktan oluşan bir rüya. Gördüğüm tek şey karanlık ve gözlerimi acıtan bir bez.
Allah'ım neredeyim ben?
Son anda aklıma sızan görüntüler gerçekliği tüm çıplaklığıyla sermişti beynime.
Belkıs 'ı beklerken bana doğru gelen iki adam hatırlıyorum. Daha sonrasında bankta hızlıca kalktığımı fakat üçüncü adımımda burnuma gelen iğrenç kokuyu.
Kimdi bu adamlar ve benden ne istiyorlardı?
Ah, babam ve annem ne haldeydi şimdi? Peki ya Esma, doğurmuş muydu selametle?
Dudaklarım titremeye başlamıştı.
Sanırım bir betonda uzandırılmıştım.
Boynum soğuktan tutulmuş gibi bir sızı vardı baş bölgemde.
Kalkmak istedim fakat ellerim ve ayaklarım bir iple bağlıydı.
Bağırmak istedim bu sefer ama onada engel olan bir bez parçası vardı.
Debelenmeye başladım. Hayır, sakin duramazdım. Ailem beni arıyordu bundan eminim. Hiçkimseye bir zararım olmamıştı. Aileminde problemli olduğu birileri yoktu.
Ya da,
Yoksa?
O olamazdı değil mi?
Henüz görmediğim ve babamdan nefret eden amcam olamazdı değil mi?
Buna teşebbüs eder miydi gerçekten?
Ederdi tabi, Esma 'yı öldürmeye çalışmıştı o alçak. Annemin karşısına çıkmış utanmadan. Bizimle işi bitmediğini açık açık gösteriyordu.
Hayatımızı mahvetmeye adamış gibiydi sanki. Halbuki çocuğu varmış belkide çocukları.
Bir karısı da vardır. Yuvası varken bizim yuvamızla uğraşıyordu. Allah 'ım ona fırsat verme.
Debelenmemi duymuş olmalılarki içeriyi ayak sesleri doldurmuştu.
Ayağımda ayakkabılarım dahi yoktu. Vicdansız olmalılarki, beni bu halde yere yatırmışlardı.

-Sandalyeye oturtun.
Bir adamın sesi duyuldu.
Bana doğru gelen ayakkabı sesiyle bağırmaya başladım. Bana dokunmalarını istemiyordum. Sesim anlaşılmıyordu fakat durmadım.
Adam iki kolumdan tutup ayağı kaldırdı. Ardından sandalyeye oturttu.
Gözlerimden çekilen bezle gözlerim bulanık görmeye başladı. Bir kaç kez kırpıp netliğe kavuşmasını sağladım. Bulanıklık geçince karşımda duran kişiye baktım. Hayır, onu görmek istemiyordum.
Yüzümü yana çevirdim. Babamın yüzüne benzeyen bu yüze bakmak işkence gibiydi. Allah 'ım pamuk gibi bir adamın nasıl böyle gaddar bir kardeşi olurdu?
Ayrıca yüz hatları çok benziyordu.
Ama adamın bakışlarında sinsilik yakalamıştım.
Bu adam benim amcam değildi.
Babamın kardeşi olabilirdi fakat bazen kan bağı olman yeterli olmuyordu.
Bize yaptıklarından sonra asla amca diye kabul edemezdim. Biliyorum büyük konuşmamalıyım ama bu konuda oldukça nettim.

-Merhaba, küçük kız.
Sinirli bakışlarım karşımdakini hedef aldı. Gözlerim öfkemi anlatmaya yeterdi. Dilimin hareket etmesine gerek yoktu.

-Sakin ol, sadece merhaba demek istedim.

Kulağıma işkence eden sesi duymak istemiyordum. Ailemi her fırsatta parçalamaya çalışan herif karşımdaydı fakat onun karşısında savunmasızdım.
Ama, yanımda Rabbimin olduğunu her zaman biliyorum.

Eliyle arkamdaki adama işaret verince içime korku düştü. Fakat dudaklarımdaki bez açılınca rahatlamıştım.

-Ne istiyorsunuz benden?!
İlk fırsatta konuştum.
Bu yerden ve bu insanlardan kurtulmak istiyordum.
Konuşmayınca daha çok sinirlendim.

-Amacınız ne? Neden beni ve ailemi rahat bırakmıyorsunuz?

-Henüz amacımı gerçekleştirmedim.
Birazdan oğlum burda olacak.

Ne yapmaya çalıştığını anlamıyordum. Oğlum burada olacak demekle neyi kastediyordu. Oğluda onun gibi miydi? Kimlerin eline düşmüştüm ben?

KALBİN NEFESİ Where stories live. Discover now