10. Bölüm

24.9K 1.3K 199
                                    

Medya; Cevahir Çelik

KEYİFLİ OKUMALAR ✿ ♡ ✿

*

Peki ya o fark etmiş miydi?

Sürekli ona baktığımı. Bunu yapmak istemesem de kendime engel olamadığımı...

O gülümsediğinde gülümsediğimi...

Filmi bahane edip onunla vakit geçirmek istediğimi...

Ona aşık olduğumu, fark etmiş miydi?

*

Film bittiğinde yediğimiz daha doğrusu benim yediğim şeylerin çöplerini toplamaya başladık. Sinemada film izlerken anlamadan çok yiyor ve içiyordum. Sinema salonları beni cidden oburlaştırıyordu.

Basık ve karanlık odadan çıkıp ferah olmayan ama en azından aydınlık olan ortama girdiğimizde derin bir nefes aldım. Hem kendimin hem de Etem'in patlamış mısırını nasıl olduğunu anlamadan bitirmiştim ve şuan ellerimi yıkamam gerekiyordu. Hemen yanımda yürüyen Etem'e döndüm.

"Lovaboya gitmem gerekiyor."

Başını salladı ve ileride bir yeri gösterdi. "Ben seni şu köşede bekliyorum."

Lavabonun yerini öğrenip ilerlemeye başladım. İçeriye girdiğimde ilk işim ellerimi güzelce yıkamak olmuştu. Sonrasında ellerimi kurulayıp dudak parlatıcısı da sürdüm. Daha fazla oyalanmadan seri adımlarla Etem'in yanına geri döndüm.

"Bir şeyler içelim mi?" dedi yanına gelir gelmez.

"Güzel olur da buradan ayrılsak olur mu?"

"Olur tâbi, sevebileceğini düşündüğüm bir yer biliyorum."

Gülümseyerek onaylaymamın ardından asansöre ilerledik. Bir iki duraksamadan sonra otoparka gelebilmiştik. Arabaya binip kemerlerimizi bağladık ve yola koyulduk.

"Gideceğimiz yer uzak mı?" dedim merakla

"Hayır beş dakika ancak sürer." Bir kaç saniye de olsa bana dönüp baktı. "Kahve içeriz diye düşünmüştüm. Ama eğer açsan farklı bir yere gidelim."

"O kadar patlamış mısır yedikten sonra hiç aç değilim doğrusu. Sen?"

"Bende aç değilim ama gideceğimiz yerde meyveli tart yemek için sabırsızlanıyorum."

"Tatlı sevmediğini düşünüyordum."

"Aslında sevmiyorum ama onun tadı çok güzel geliyor. O mekâna gittiğimde mutlaka yiyorum. Sende denemelisin."

"Merak ettim. Deneyeceğim."

Kısa bir sessizlik ile birlikte gelmek istediğimiz yere varmış olmalıyız ki Etem arabayı yavaşlattı. Uygun park yeri bulmasının ardından arabadan indik.

Etem'le arabanın önünde buluştuğumuzda gitmemiz gereken yönü gösterip benimle birlikte yürümeye başladı.

"Bir süre yürümemiz gerecek. O kafenin olduğu sokak trafiğe kapalı da."

"Sorun değil." dedim tebessümle.

Etrafı inceleyerek yürüyordum çünkü bu sokaklar gerçekten harika gözüküyordu. Yanından geçtiğimiz dükkanların tamamının kendine has bir duruşu vardı. Uzun zamandır burada hüküm sürdüklerini anlayabiliyordum. Yürüdüğümüz cadde insan kaynıyordu.

Üç katlı bir binanın değişik gözüken pencerelerini incelemek için başımı yukarıya kaldırdığım sırada belimde hissettiğim baskıyla hızla Etem'e döndüm.

GÜN IŞIĞI GİBİWhere stories live. Discover now