4. Bölüm

40K 1.7K 524
                                    


Medya; Cevahir Çelik

*

Kahve içerken yaptığımız sohbetten çok keyif almıştım. Bana mahalleden ve küçükken yaptıkları yaramazlıklardan bahsederken de bolca gülmüştüm. Etem, centilmen olduğu kadar komik de bir adamdı. Daha sonra buranın yemeklerini denemem için de davet etmişti.

Bir saat kadar süren sohbetimizin ardından tekrar geleceğimi bildiğim bu yerden ayrılmıştım...

*

Geniş ve oldukça rahat yatağımda gerinerek uykumun dağılmasına izin verdim. Sanki bir kaç günlük yorgunluğumu bu gece üzerimden atmıştım. Tabi bunun yeni evime alışmam ile de alakası vardı. Bu evi ve atmosferini yabancılamamdan dolayı ilk gün uyumakta zorlanmıştım. Ama çok şükür bu durum kısa sürmüştü. En azından gözlerimi açtığımda yeni evimin tavanını görmek bana dünkü kadar garip gelmemişti

İstemeyerek de olsa kalktıktan hemen sonra yatağımı toplamaya koyuldum. Ertelersem eğer toplamayacağımı bildiğimden sonraya bırakmak istemiyordum. Üst tarafı turuncu alt tarafı gri çarşafın içindeki ince yorganı yatağın üzerine düzgünce serdikten sonra ikisi gri ikisi turuncu yastıkları da yorganın üzerine koydum. Turuncu, parlak ve baskın bir renk olmasına rağmen çok sevdiğimden evimin çoğu yerinde bu renkte eşyalar vardı.

Makyaj aynamın üzerinde duran tokamı alıp saçlarıma dağınık bir topuz yaptım ve ev terliklerimi de ayağıma giyip içeriye geçtim. Gün ışığının eve girmesini sağlamak için perdeleri açarken gözüm karşıdaki iki katlı beyaz binaya takıldı. Akabinde de Etem ile göz göze geldim. Yüzündeki sinirli ifadeyi aramızdaki mesafeye rağmen görebiliyordum.

İkinci katın balkonunda bir eliyle trabzanlara tutunurken diğer eliyle cep telefonunu kulağına yaslıyordu.

Elini trabzandan çekip siyah kumaş pantolonunun cebine koyduktan sonra bana, yüzündeki sert ifadeyi korurken başıyla selam verdi. Ben de ona aynı şekilde karşılık verip camın önünden hemen ayrıldım. Evlerimizin arasında on metre belki var belki yoktu. Bu nedenle onunla sürekli bu sahneyi yaşayacağımızı hissediyordum.

Öfkeli duruşunun nedenini merak etsem de beni ilgilendirmeyen bir durum olduğundan fazla düşünmenin de bir anlamı yoktu.

Mutfağa girdiğimde kendime çay yapmak için ısıtıcıya su koydum ve çalıştırdım. Su ısınırken zeytin ve peyniri tabaklara koyup masaya yerleştirdim. Dün akşam aldığım ekmeği de dilimleyip ekmek sepetine koydum. Du ısındığında sallama çayı kupaya koydum ve üzerine sıcak suyu ekledim. Yeni uyandığımda fazla iştahım olmadığından başka bir şeye ihtiyaç duymamıştım.

Fazla uzun sürmeyen kahvaltımdan sonra mutfağa toplayıp üzerimi değiştirmek için odama geçtim. Kısa bir düşünme ve arayıştan sonra beyaz gömlek ve kot pantolonda karar kılmıştım. Giyindikten sonra saçlarımı tarayıp serbest bıraktım. Yaz kış kuru olan cildim için nemlendirici kullandıktan sonra rimel ve dudak parlatıcısı da sürdüm. Takı kutumdan gözüme çarpan bir kaç yüzüğü taktıktan sonra hazırdım.

Yatağın hemen yanındaki komodinin üzerinde olan telefonumu herhangi bir bildirim gelip gelmediğini kontrol etmek için elime aldım. Ferhat'tan iki tane sesli mesaj vardı.

Dün akşam babamla konuştuğumda çocukların gelmesine izin vereceğini ama pazartesi akşamı katılmaları gereken bir davetten dolayı salı günü burada olabileceklerini söylemişti. Bugün cumartesiydi ve üç gün son sonra onları görebilicektim. Okullar tatil olduğunda eski görev yerimden hemen ayrılamamıştım. Tayin işlemleri ve oradaki evimi kapatmak biraz zamanımı almış o yüzdende Karakurt Mahallesi'ne gelmem de gecikmişti. Bunun yanı sıra aile üyelerimle de ayrı kalmıştım. Gerçekten, özellikle de kardeşlerimi çok özlemiştim.

GÜN IŞIĞI GİBİOnde histórias criam vida. Descubra agora