Üzgünüm

9.1K 462 71
                                    

Kapıyı derin bir nefes alıp çaldım. Kapıyı bana kızım diyen kadının açması ile ne diyeceğimi bilemedim.

"Buket sizinle konuşmak istiyordu." diyen Furkan ile ona teşekkür dolu bakışlar attım. O demeseydi diyemeyecektim.

"İçeri girin." diyen kadın ile sessizce az önce koşarak kaçtığım salona geri girdim.

Onur Abi, Fatih ve orta yaşlarda bir adam bıraktığım yerlerde duruyordu.

"Biraz konuşabilir miyiz?" diye sordum.

"Tabi. Gel. Konuşalım." diyen adam ile salonun ortasına doğru geldim. Oturmak bile istemiyordum.

"Üzgünüm." diyen Fatih ile sinirle yakasına yapıştım.

"Üzgünüm ne lan! Üzgünüm ne! Ne için üzgünsün! Beni bebekliğimde yetimhaneye bıraktığınız için mi? Yetimhanede dövüldüğüm için mi! Yoksa eziklendiğim için mi! Ha anladım. Beni hizmetçi olarak kullanan o şerefsizlerin bana yaptıkları için! Bilemedim mi? Her gece yetimhanenin camından belki gelirsiniz diye ağlayarak uyuyakaldığım geceler için mi? Yine mi bilemedim. Siz burada zengin harika bir yaşam sürerken benim çocukluğumun yaşayamadığım için yemek ve kıyafet bulamadığım için mi? Bak oyuncak demiyorum. Oyuncaklarım olacak kadar lüks bir çocukluk yaşamadım. Benim için ölmemek için yemek bulmak yeterdi! Şimdi söyle bana. Neyin özrünü diliyorsun?" diye sordum gözümden yaş akarken.

Fatih bana cevap vermiyorken tuttuğum yakasından onu ittirdim.

"Ama haklısın sende. Ben yetimhanede anne kucağının nasıl bir şey olduğunu merak ederken sen o kucakta mışıl mışıl uyuyordun.
Asıl suç kimde biliyor musun? Annen ve babanda. Artık ikinci çocuk onlar için fazlalık olmuş olmalı ki beni bırakmışlar.  Ben bu dünyada da fazlalıktan ibaretim zaten." dedim.

Kısa bir süre sessizlik oluşmuştu ki "Fatih'in babası" benim değil Fatih'in babası "Seni isteyerek bırakmadık." dedi.

İstenmeyenlerDonde viven las historias. Descúbrelo ahora