Değişiyor

1.3K 105 58
                                    

Okulun bahçesinde yoongi yi beklerken. Suzy i izliyordum. Arkadaşları ile gülüşmelerini. Ne vardı banada böyle gülseydi.

Drin bir nefes alıp başka bir tarafa gözlerimi çevirdiğimde mavi saçlarını siyah tonuna çeviren ve okul forması dışında beyaz bir gömlek ve kot pantolon giyen bir jimin ile karşılaştım.

Normalde okul kurallarına uyan jimin bugün resmen umrumda değildi. Gözlerimi okula giren jimin den ayırmazken arkamdan gelip yanıma oturan yoongi sayesinde gözlerimi o a çevirdim.

"jimin miydi o? Efsane olmuş"

"evet değişmiş"

Bana kafa sallayıp kolundaki saate baktı. Elini hafifçe bacağıma koyup ayağa kalktı. Onunla beraber okula girip sınıfımızda ilerledik.

İlk teneffüs zili çalınca hepimiz hızla dersten çıkıp hafif dolu koridorda yürümeye başladık.

"jungkook un yanına gidiyorum tae, gelecek misin?"

"yok sen git ben kantindeyim sınıfta görüşürüz"

Yoongi ile ayrılıp kantine doğru ilerledim. Boş masalardan birine oturup etrafı incelemeye başladım. İlk gözüm jimin gibi serbest gelen sungwoo ya baktım. Neden herkes bugün kurallara uyumamakta kararlı ki... bana ne, ne halleri varsa görsünler.

Gözümü onlardan çekip arkadaşları ile oturmuş konuşan Suzy baktım. Bu kızın gün geçtikçe boyumu uzuyor yoksa eteği mi kısalıyor.

Yanımda hareketlilik hissedince gelen kişilere baktım. Yoongi ve jungkook

"Selam jungkook"

"selam rahatsız etmiyorumdur umarım"

Kafamı iki yana sallayıp rahat oturmasını sağladım.

" jungkook bugün tek kalınca yalnız bırakmayalım dedim"

Gözlerimi yoongi ve jungkook arasında gezdirdim. Sabah jimin okuldaydı

"tek misin ama sabah ben jimin i gördüm"

Bana kafa sallayıp

" evet sabah gelmiş ama okuldan izin almaya. Şu neydi sizin basket takımında çocuk vardı sung-"

"sungwoo mu?"

Yoongi nin cevabına kafa salladı

"evet sungwoo onu la buluşacaklarmış, boşu boşuna devamsızlık yapmamak için izin almış bir kaç gün ikiside. Yani bir kaç gün tekim"

Ahh ne bu. Bildiğim jimin sınav zamanları ölse, yatalak olsabike okula gelirdi ama bir çocuk için izin mi almış. Gerçekten değişiyor. Belki beni unutmaya çalışıyordur.

"yani şaşırmadım değil. Sungwoo hep jimin hakkında bana sorular soruyordu ama jimin ölse bile sınav zamanı okula gelirdi"

Yoongi jungkook doğru şaşkın bir şekilde konuşunca kaşlarımı çattım. Bir dakika sungwoo jimin i mi soruyor du

"aslında bir kaç gün önce jimin kabul etmemişti ama sungwoo onu övüp durup ikna etti yani bende şaşırdım jimine"

İkiside küçük kıkırtılar sundu ortaya

"ne güzel işte jimin beni unutuyor artık arkadaş olabiliriz"

İkisi bana bakıp sonra yine birbirlerine baktılar

Jungkook "zaten arkadaşsınız, ah tabi jimin i kabul etmediğin için sevgili değildiniz."

Nedense bugün bu tavşanın ağzından çıkanlar benim siniri mi bozuyordu. Onlara bir şey demeden ayağa kalkıp sınıfa doğru ilerledim.

Arkamdan gelen tanıdık ses ile durdum, arkamı döndüğümde suzy bana doğru geliyordu.

" Taehyung konuşabilir miyiz? "

Ona kafa sallayıp biraz kenara çekildik

"biliyorum sana biraz kötü davrandım seni yok sandım onun için senden özür diliyorum."

Ne diyordu bu duyduklarım gerçek miydi?

" özür dilemene gerek yok çünkü ben-"

"var onun için bugün okul çıkışı seninle buluşmak istiyorum artık sana şans vermek istiyorum"

Dudağının bir kısmını ısırarak saçını kulağının arkasına doğru itti utangaç bir tavır ile bana şans diyordu.

Neden ama neden havalara uçmam yerine içimde bir daralma vardı.

"tabi tabi olur"

Kafa sallayıp yanımdan geçerek geçmişti.

Yüzümde aptal bir ifade ile sınıfa doğru ilerledim.

Zil çaldığı için yoongi sınıfa gelmiş oturuyordu.

"sonunda geldin lan, neyse çıkışta yokum sonunda jungkook ile güzel bir buluşma yapacağım"

Ona kafa sallayıp

"bende yokum.."

Bana merakla bakıp omuzuma hafifçe geçirci

"sen nereye"

Derin bir nefes alıp

"Suzy geldi yanıma bana bir şans vermeye karar verdi. Özür dilemek için çıkışta buluşacağız"

Yoongi bana belirsiz bir şekilde bakıyordu ama sadece gözleri simsiyah dı

O ana bana öyle bakma, bende nedense kararsızım nedense kalbım sıkılmış gibi demek istesemde mal gibi yüzüne gülümseyip yalandan söylenmeye başladım

"lan kardeşinin istediği oluyor mutlu olman lazım benim gibi"





Geç bölüm attığım için özür dilerim. Biraz zorlandım bunu yazarken.

Şimdi sizlere bir soru sormak istiyorum.

Bu ficimi iki kitap halinde yazmaya karar verdim. 20. bölüme  gelince ikinci kitaba geçeceğim. Birinci kitabı angst bitirip ikinciyi üniversite serüvenine yazacağım onu mutlu son ile bitiririm.

Ama bir yanım tek kitap halinde yaz diyor.  Tek kitabı yine çok uzun tutmadan yani 30 bölümlük yazmayı düşünüyorum angst ya da mutlu son karar veremiyorum 

Tek kitap mı?
İkinci kitap mı?

Çünkü ona göre aklımda bir senaryo çizeceğim. Yardım ederseniz çok memnun olurum.

Sizleri seviyorum lütfen oy ve yorum yapmayı unutmayın

Diğer kitaplarımı da okursanız sevinirim

Bu panda sizi çok seviyor

QPM

Unrequited Love ~VminWhere stories live. Discover now