Narçiçeği

440 49 189
                                    


Arkadaşlar bayram bayram dengenizi bozmaya geldim. Yarısına kadar kıvrandıran, yarısından sonra güldüren çok değişik bir bölüm oldu. Şarkıyı muhakkak açın derim. Bölümü yazarken de bunu dinledim zaten.. Her neyse, iyi okumalar!💞

"Tam olarak başkasının yerinde," dedi. "Başkasının hayatını yaşamak..."

Ne dediğini anlamıyordum. Ama canım şimdiden o kadar yanıyordu ki, zaten anlamak istemedim. Onun canını bu kadar yakan şeyi, ben dinlemek istemedim.

"Savaş." Dedim kısık çıkan sesimle. Gözlerim merakla baksa da, aslında ona 'gidelim' dermek istiyordum. Hayatımda belki de ilk defa arkama bakmadan kaçmak istiyordum... Ağzını açıp tek kelime etmedi. Yağmur başkasının hayatını yaşamıyor, demesini bekledim. Ama sert bakışları yere kitlenmiş kimseyi görmüyordu.

Nedensizce titreyen elimle Savaşın kolunu tuttum. Yanımda olsun istedim, elimden tutup beni buradan çıkarsın istedim. "Gidelim" dese giderdim. Sormazdım bile ona 'ne diyor' diye. Ama demedi. Beni de, kendini de duyacaklarımızdan kaçırmadı bu sefer. Sanki her şeyi duymamı istiyordu. Sanki bunu şimdi duymazsam, hep bir muammada kalacaktı her şey.

"Anlatmamı istiyorsun." Dedi Çınarın git gide ciddileşen sesi. Onun bu cümlesiyle haklı olduğumu anladım. Yüzündeki gülümseme her saniye soluyordu. "Ona o kadar değer veriyorsun, güveniyorsun." Savaştan çok kendine konuşuyormuş gibiydi. Sonunda sessizliğimi bozmayı ve ikisine de istediğini verme kararı aldım. Canımı yakacağını bile bile...

"Ne anlatacaksın bana?" Dedim. İçimdeki korkunun, sesime yansımamasına dikkat ettim. Çınar bana doğru bir adım attığında, Savaş kafasını yerden kaldırıp ateş saçan gözleriyle Çınara baktı.

"Yaklaşma." Dedi uyarırcasına. Çok sevdiğim gözleri bu sefer bana döndü. Az önceki gibi olmasada, bakışlarındaki soğukluğu anında yakaladım. "Şimdi duyacaklarını." Dedi elimi tutup. "Benden duyamazsın. Anlatamam, istesem de yapamam."

Şevkatle ona baktım. O acı çekmesin istedim. "Duyacaklarımın da beraber üstesinden geliriz." Dedim onun bana destek olduğu gibi.

Bizi izlediğini unuttuğum alaycı ses aramıza girdi. "Ondan sonra ilk defa birine böyle bakıyorsun." Gülmek istiyor ama onun da Canı yanıyor gibiydi sesi. "Sana çok önemli bir soru soracağım Savaş."

Savaş gözlerini benden çekip, Çınara baktı. Çınar istediğini almış gibi anında devam etti. "O hak ederken özgürlüğü, yaşamayı... Melek neden hak etmedi?" Savaşın gerilen kaslarını hissettim. Derinleşen bakışları, acıyla kıvrandı. "Kardeşimi kurtarmazken, neden onu kurtardın?"

"Kardeşimi kurtarmazken, neden onu kurtarın?"

"Neden onu kurtarın?"

Neden beni kurtardın Savaş Durulmaz, neden bana hayatımı geri verdin, sadece Denizi sevmediğin için miydi bütün bu çaba?

Elimi bırakmadı. Yanımda zorlukla konuşurken bile bunu yapmadı. "Onu kurtarmak istediğimi biliyorsun, onun için de çok çabaladığımı biliyorsun. Yapma." Çınar buna inanmıyormuş gibi kafasını iki yana salladı. Sakin hareketlerle cebinden çıkardığı sigarasını dudaklarına götürdü ve ucunu ateşledi. Sanki az sonra anlatacaklarını, ciğerlerine dolan zehirle hafifletebilirmiş gibi çekti içine dumanı.

"Seni aydınlatıyım Yağmur." Sesindeki alaycılık, yerini sert bir tınıya bırakmıştı. Ürperdim. "Melek benim kardeşim." Savaşa baktı ve bir kere daha çekti zehri ciğerlerine. "Ve Savaşın nişanlısı." Şokla ağzımı açtığım sıra Savaşa baktım. Ama o gözlerini yine yere kitlemişti. Ellim, istemsizce tuttuğu elinde gevşedi.

GÖKYÜZÜNÜN DANSIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin