İnsomnia : Uykusuzluk, kişinin uykuya dalmasına engel olan veya uyumamasına neden olan bir uyku hastalığıdır.
Hiç kimseye benzemeyen bu kız da kim?
Daha adını bile bilmediği bir kızı sürekli rüyasında görmeye devam edecek miydi? Yoksa kader onları b...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
"Jungkook!" dedi kız koşturan oğlanı yakalamaya çalışırken.
"Beni bekle!" dedi ardından ağaçların arasından ilerlerken.
Jungkook koşmaya devam ediyordu, Lisa ise onu kovalamayı.
Yeşil alanların olduğu alana girip diğerlerinden uzaklaştıklarında, Lisa nefes nefese kalmıştı.
Oğlan arkasına dönüp Lisa'ya gelmesini işaret etti.
"Hadi Lisa! Gölete gidelim!" dedi oğlan ileride, su seslerinin geldiği fakat gözükmeyen göletin olduğu yeri göstererek.
"Tamam. B-bir dakika."
Kız nefesini düzene sokmaya çalışırken konuşmuştu. Eğilip ellerini dizlerinin üstüne koyduğunda bir yandan da göğsüne vurdu hafifçe kendini toparlamak için.
Kız kafasını kaldırarak oğlana baktığında, iki ağacın arasında ona gülerek el sallıyordu. Lisa tekrar başını eğip kafasını iki yana salladığında, ormanlık alanın tam ortasından gürültülü bir silah sesi duyulmuştu.
Endişe ile başını kaldırıp baktığında, oğlan dizlerinin üstüne çökmüştü.
"Jungkook!?" kız koşarak yere çöken oğlanın yanına gittiğinde ne olduğunu anlamayarak gözlerini kırpıştırdı.
Oğlan tamamen yere yığıldığında, Lisa oğlanın yanına çöküp Jungkook'un düşen başını dizleri üstüne almıştı.
Endişeli gözlerini oğlanın vücudunda gezdirirken oğlanın giydiği beyaz gömleğinin karın kısmının, kırmızıya bulandığını görmüştü.
"J-jungkook?"
Oğlan hafifçe gülüp başını iki yana salladı. Kızın göz yaşları oğlanın gömleğine düşerken, oğlan kızın elini tutup ağzını aralamıştı.
"Biliyordum..." dedi kızın elini okşarken.
"Sonun... böyle olacağını biliyordum." dedi kıza gülerken. Kız ise şimdi hıçkırıklara boğulmuş, oğlanın yanaklarını tutuyordu endişe ile.
"Sevindim... benim rüyalarımdaki gibi olmadığına." demişti ağzından gelen kanla. Kızdan bahsediyordu. Kızın değil de, kendisinin bu durumu yaşadığına mutlu olmuştu bir nevi.
"Ağlama olur mu?" dedi öksürerek, bir yandan da kızın giydiği beyaz elbisenin uçlarını tutarak.
"Mektupları okurken, sakın ağlama..."
"Jungkook..."
Ardından kızın elini tuttu, konuşmasına izin vermeyip.
"Bu dünya seni sevmek için çok kısaydı, öbür hayatımda seni arayacağıma söz veriyorum..." dedi oğlan kızla karşılaştıkları ilk gece rüyasında Lisa'nın söylediği lafı söylerken.
Doğrulmaya çalışıp eli ile karnına tuttu. Ardından kızın sıcak dudaklarına, kendi soğuk dudaklarını bastırdı...
Ayrıldığında tekrar ağzına gelen kanı tükürüp öksürdü. Ağlayıp Jungkook'a endişe ile bakan kızın yanaklarındaki göz yaşlarını sildi oğlan. Ardından Lisa'nın kulaklarına yaklaşıp fısıldadı yavaşça.
"Seni Seviyorum... Öbür hayatımızda mutlaka buluşalım..."
-
Bu da angst olan final idi. Sakın ağlamayın tamam mı? Admininiziüzersiniz yoksa :(
Özel bölümler gelecek, mutlu sondan devam edeceğim. Torunlarımız oluyor pirinç keklerim!
