Mavi Melek | Mavi Çelik Serisi #1

0.1

Dedektif Alexander Lightwood, Manhattan'ın Üst Doğu Yakası'ndaki lüks dairede, kral büyüklüğündeki yatakta yatan zavallı kadına baktı. Sekiz senede - NYPD'de cinayet bölümüne atandığından beri - çok şey görmüştü ancak böyle bir şeyle daha önce hiç karşılaşmamıştı. Kadının kanla kaplı olmayan tek kısmı altın saçlarıydı.

Partneri Jace Herondale, "Camille Belcourt," dedi kadının şifonyerinin üstündeki siyah, deri cüzdanından kimliğini çıkararak.

Yatağın yanına çömelmiş olan Alec vücudu inceledi. Çıplaktı, vücudu sergileniyormuşçasına yatağa yayılmıştı ve başının üstündeki kolları X şekline getirilmişti. Onu öldüren kimse, onu alnının ortasından vurmuş ve boynunu gövdesinden ayırmıştı.

"Hayat kadınıymış," dedi Jace arkasından.

Alec, dizlerini temizleyerek ayağa kalktı. "Nereden biliyorsun?"

"Randevu defteri. Her randevunun yanında baş harfleri ve dolar tutarları var."

"Son randevusu kimmiş?"

"K.J.," dedi Jace. "Fiyatı da...Vay anasını! On iki bin."

"Yanlış işteyiz."

"Hadi canım," diye yanıtladı Jace. "K.J. Sahte isim olsa gerek."

"Karındeşen Jack," diye cevapladı Alec.

"Siktir et, Alec. Bunun anlamı bu değil."

Adli tıp uzmanı Dr. Catarina Loss geldi ve odaya girdi. "Tanrım," diye fısıldadı uzun parmaklı elleriyle ağzını kapatarak.

"Hey, Doktor." diye selamladı Jace.

"Dr. Loss, " dedi Alec. "İlk gözlem sonrasında kurbanın hala karaciğeri olup olmadığını söyleyebilir misin?"

Koyu saçlı ve gözlü, melodik sesli, kısa bir kadın olan Dr. Loss; mercan renkli ipek çarşaflarla kaplı cesede baktı. "Elbette."

Dr. Loss hastane çantasını taşıyarak yanından geçti. Alec, onun vücuda bakabilmesi için yataktan uzaklaştı. Doktor eldivenli elini kurbanın karnına sokarken, Jace öğürerek arkasını döndü. İşlem bir dakikadan az sürdü. "Haklıymışsınız, Dedektif Lightwood. Karaciğeri yok. Size daha fazla bilgi verebilmem için onu götürmem gerek." söyledi Dr. Loss, ayakta durup koruyucu ekipmanını çıkarırken.

Jace şaşırmıştı. "Dalga geçiyorsun."

"Ben dalga geçmem, Dedektif Herondale."

Alec'e bakarak Jace, "Karındeşen Jack" diye alay etti.

"Bir taklitçi mi arıyoruz?" Alec yüksek sesle merak etti. "Sonuca hemen atlamamam lazım fakat bu garip bir tesadüf."

"Sonuncusu da olmayacak Alec," diye fısıldadı Jace.

Olay yeri ekibi geldiğinde Alec başını iki yana salladı. "Hayır, olmayacak." dedi kadının kanından sırılsıklam olmuş yatağa omzunun üzerinden bakarken. "Meşgul olacağız Jace. Bu yakında biteceğe benzemiyor. "

***

O sabah saat sekizde, Merkez'deki masasındayken Alec, amiri Luke Garroway için bir rapor yazdı. Jace bitişiğindeki masasına oturdu ve kocaman esnedi.

"Kes şunu," diye emretti Dedektif Julian Blackthorn, yanlarına oturarak. "Yayılabilir."

"Dün gece dörtte bir ihbar aldık. Alec ise hiç dinlenmeden çalıştı. Onun nasıl olduğunu biliyorsun."

"Sana kestirmeni söylemiştim," diye cevapladı Alec, bilgisayar ekranından bakmadan. "Eve gitmektense bu daha verimli gibi geldi."

Jace, "Dedi yatağında sıcak bir vücudu olmayan adam." diyerek şakalaştı.