0.6

450 57 51
                                    

26.09.2019 Perşembe

Bugün büyük gün kızların yanına gideceğim... Beni kabul ederler mi bilmiyorum ama kabul etmeseler de haklılar. Beş yıl sonra öldüğünü düşündüğünüz arkadaşınız tam da ölüm yıldönümünde geliyor. Saçmalık.

Seul'un ezberlediğim sokakları artık yabancı geliyor. Beş yıl yurtdışında sakin bir bölgede yaşadıktan sonra burası çok kalabalık ve hareketli. Bir aydır burada olmama rağmen hala alışamadım. Belki de alışmamak en iyisi çünkü kızların beni kabul etmemesi gibi büyük bi ihtimal var.
Ne kadar en çok korktuğum ihtimal olsa da...

Ana caddeden çıkıp ara sokaklara girdim. Eğer hala eskiden oturduğumuz sitedelerse onları bulmam kolay olacak. Umarım hala oradadırlar. Ama belki de o ev uğursuzluk çektiği için taşınmışlardır. Ailelerimizden ayrılıp o eve gittikten sonra hiçbir şey yolunda gitmemişti...

Sitenin kapısına geldiğimde görevliye arkadaşlarıma sürpriz yapacağımı bu yüzden onlara haber vermemesini söyledim o da kabul etti. Bu taktik hep tutar. Görevli Jennie Kim diye birisinin burada oturmadığını söylemediğine göre hala buradalar.
Her şeye rağmen...

Sonunda kızların evini bulunca derin bir nefes aldım. Kalbimin aşırı hızlı atmasını umursamadan yavaşça bahçe kapısını açtım. Hafif aralık olan perdeden onları gördüm. Kocaman olmuşlardı. Çok güzel olmuşlardı...

Jennie onları dizine yatırmıştı. Üçü de ağlıyordu... Hepsi benim yüzümden. Bunun yüzünden benim de gözümden bir damla yaş aktı. Karşılarında ağlamayacağım. Yani umarım...
Kapıya yaklaşıp son kez derin bir nefes aldım ve zili çaldım. Ayak sesleri hızla yaklaşırken kalbim çıkacak gibi atıyordu.


"Buyrun?Kimsiniz hanımefendi?"


Jennie'nin sesi...

"Jennie,biliyorum bana inanmayacaksın ama ben geri döndüm... Ben-"

"Hanımefendi ne dediğiniz hakkında hiçbir fikrim yok. Ve çok meşgulüm lütfen gider misiniz?"

"Jennie ben Jisoo.."

Elini tutmaya çalışmıştım ama benden uzaklaşmıştı. "Bana bak! Benimle dalga geçmeyi kes! Bugün önemli bir gün ve zamanımı seninle harcayamam!" Ellerimi iki yana sallayarak konuştum. "Jennie sakin ol ben gerçekten Jisoo'yum. İzin ver açıklayacağım her şeyi."

"Sana neden inanayım ki? Elinde bir kanıtın var mı?"


Bir elimi boynuma götürdüm ve diğer elimi de cebime atıp fotoğrafı aldım. "Bak bu dördümüzün birlikte aldığı kolye. Ya da bu birlikte olan bi fotoğrafımız. Jen lütfen inan bana..."

"Bunları başka bir yerden alıp almadığını nereden bilebilirim, ha?!"

"Unnie ne oluyor bu kadın kim?"
Chae ve Lisa...


Düşün Jisoo kanıt düşün...

loser, namsooWhere stories live. Discover now