"Hey, Mark."
Dedi genç kız şirin aksanıyla. Uzandığı çimenlerden hafifçe kafasını kaldırmış ve dikkatini çektiği oğlana çevirmişti.
Neredeyse bir haftadır her okul çıkışı, ilk buluştukları yere geliyor birlikte uzanıyor yada hafif tonda sohbet ediyorlardı.
Sessizliğin çoğunlukta olduğu bazı zamanlar üflenirse dağılacak olan auranın tadını çıkarıyorlardı.
Genç kız ise bir haftadır sormaya yeltendiği fakat sürekli vazgeçtiği soruyu sormak üzereydi.
"neden?"
Kelimesinin başında sesi kendinden emin çıksa da sonlara doğru cesareti sönmüştü resmen. Oğlan tek kaşını kaldırıp anlandıramayan bakışlarını güzel kıza yönlendirmişti.
Genç kız derin bir nefes alıp avucunun içini tırmalayan çimenleri sıkmıştı.
"Neden bunca zaman, hiç dönmedin?"
Mark kendisine yönelen soru ile dudaklarını birbirine bastırıp gözlerine genç kızın seçemediği bir duyguyu serpmişti.
Belki bir miktar çaresizlik.
"Ailem koreye gelince yeni bir başlangıç yapmak istemiş. Tabii o zamanlar küçüktüm ve..."
Dudaklarını ıslatıp bakışlarını kızın gözlerinden masmavi gökyüzüne çevirdi.
"onların sözünden çıkmamam gerekiyordu."
Genç kız, Mark göremese bile kafasını sallayıp dinlediğinde dair bir ses çıkarmıştı. Bulundukları ortamın n arası yavaş yavaş ağırlaşırken, buna izin vermeyip yanında duran bedenin omuzuna kafasını yaslamıştı.
Oğlan gülümserken her şeye rağmen dostunun yanında olmasına sevinmişti.
iyi okumalarღ
Bu kitabı da 25. bölümde sonlandırayım diyorum ne dersiniz?
Bölüm kısa oldu farkındayım ama bu aralar üzerimde bir ağırlık var, hiçbirşey yapmaya hevesim yok mazur görün lütfen😭
Medya aşırı hoşuma gidiyordur🤔
love y'all
