AZER

1

Çok sıcak diye mırıldanarak yatağımdan kalktım ve hazırlanıp kahvaltı kurmaya indim
Annem çoktan hazırlamış çayları doldururken bana yöneldi;
- Elifim kızım gel otur yerine hadi
- Anne ben hazırlardım niye bu kadar erken kalkıp yaptın bu kadar şeyi?
Babamın gözleri kim konuşursa ona kayıyordu
- Kızım bugün sıradan bi gün değil onun için böyle erkenden kalkıştım bişeyler yaptım. Elif biz bananla sana bişey diyeceğiz sakince dinle bizi olur mu hemen karar verme öyle
- Baba annem neyden bahsediyor ne oluyor annecim anlatsana ne bu hararet ?
Sözü babam almıştı bu sefer
- Elif sende farkındasın yaşın geldi okumakta nasip olmadı bizde hayırlı bi kısmet çıkınca annenle olumlu baktık bugün seni görmeye gelecekler seninde razın olacağını düşündük kabul ettik büyüklerin olarak.
Babam ilk kez bu kadar sakin ılımlı yaklaşmıştı bana. Buna mı yoksa böyle bişeye mi şaşıracaktım bilemedim afallayarak yüzlerine baktım merak edercesine. Bunca zaman kimler geldi yaşımı küçük bulup vermediler 19 da çok büyük sayılmazdı ya.
- Anne anlıyorum siz razı olmuşsunuz bana söz düşmüyor hayırlısı olsun.
Yüzüm düşmüştü sakince kalkılıp masayı toplamaya başladım. Annem mutfağa gelip konuşmaya başladı;
- Elif hiç merak etmiyor musun kızım kimler gelicek akşama diye
- ha birde akşama mı anne?
- Evet. Melek hanımlar gelicek oğlu Azere isteyecekler seni.
- Azer mi?
- Evet melek hanımla rıza beyin tek oğulları Azer Beyoğlu.
- Doğru dürüst tanımam etmem ben anne napıcam ben Azer beyoğluna ? kurban olayım ne işim var kaç yaşında adam.
- Elif! Kızım abartma yavrum 24 yaşında delikanlı çocuk. Nasılda belli tanımadığın ne yakışıklı bir görsen.
- Anne banane yakışıklısından napıcam ben ya
- Hanımlık. Koca evin bir hanımı Olacaksın. Maddi durumları bizim kaç katımız tertemiz insanlar Adananın sayılan ailelerinden biri seni görüp beğenmiş bu fırsat tepilir mi biraz akıllı davran büyü artık.
Elimdekileri bırakıp odama çıktım yatağıma oturup düşündüm düşündüm...
Melek hanıma bak sen ondan bana kızım kızım diye iltifatlar yağdırıp duruyormuş. Ah elif ne safsın bir sürü kız gözünün önünde kadına ne yağlar yaptı sen harbiden safsın.
Kapı açıldığında bi an kendime geldim ve gelen annemi gördüm.
- Yavrum kuzeninin nişanında giydiğin elbiseni giy bugün hem sade zarif.
- peki annem giyerim.
- Yardıma in bana hazırlık yapalım
- Tamam.

Saat 19:57 yi gösterirken evdeki telaş arttı. Annem ne kadar heyecanlıysa ben o kadar sakindim. Ta ki onlar gelene kadar.
Kapı çaldığında kapıyı benim açmam gerektiğini düşündüm ve koridordaki aynada hafif makyajıma bakıp kendimi  tekrar düzelttim. Çok bekletmemek için hızla kapıya yönelip derin bir nefes alarak kapıyı açmıştım. Ben gelenlere hoşgeldiniz diyip tebessüm ederken annemle babamda yanıma geldi ve onlarda içeri buyur etti melek hanıma eşi rıza beyi. Kapıdan son giren kişi Azerdi. Onu yarım yamalak düğün dernekten hatırlasamda zihnimdekinden daha yakışıklıydı. Elindeki çiçekleri ciddi bir şekilde bana uzattığında onada hoşgeldin diyip salonu işaret ettim.
Aileler pek muhabbetliydi ben başımı öne eğip duruyordum. Arada melek hanımın bana bakıp gülümsediğini farkedince bende ona tebessüm ediyordum. Taki Azer Beyoğlunun asık yüzünü görene kadar. Neydi bu ben çok mu istiyordum bilmediğim adama varmayı. İçimden bi neyse çektikten sonra kahveleri yapıp ikram ettim. Melek hanım istemeden sonra lafa girip bi ay içinde düğünü yapmak istediğinde salonda sessizlik oluştu herkes yüzüne baktığında Rıza beyde onu onaylarak lafa devam etti. Azerinde benim kadar şaşkın olduğu belliydi.
Babam bu kararı onayladığında kendimi kötü hissetmeye başladım ne oluyor ne evlenmesiydi bu ? bi bu eksikti.
Misafirler gitmeden Annemler söz için yapılcak alışveriş gününü ayarlamışlardı. Nasıl hızlı gelişiyor her şey aklım almıyor. Şaka gibiydi hepsi. Veya bir kabus. Yorgun ve düşünceli bir şekilde kendimi yatağa bırakıp bi an önce uyumaya çalıştım.