Yetmiş İkinci Bölüm

56.1K 2.2K 339
                                    

İpek güzel mi güzel bir bebek olarak altıncı ayını doldurduğunda onunla vakit geçirmeye hala doyamıyordum. Kendimi unutup yalnızca onunla ilgilenmeyi seviyordum.

Savaş da benden farksız değildi. Şirketten çıkıp eve gelmek için saatleri sayıyordu.

Ailemize yeni bir üye daha ekleniyordu. Benim minik bebeğime kuzen gelecekti. Rümeysa hamileydi ! Kendi hamileliğime ne kadar sevindiysem onun adına da o kadar mutlu olmuştum.

-"Hayır bebeğim buraya gel."

İpek sürünmenin keşfi ile her yere gitmek istiyordu. Onun için yere serdiğimiz antibakteriyel halısının dışına yüzlerce kez çıkıyordu. Günde kaç kere yakalayıp çektiğimi hiç saymadım.

-"Babayı arayalım mı ?" dedim beni anlıyormuş gibi.

Uzanıp koltuktan telefonumu aldıktan sonra geri yaslandım. İpeğe bakıcam diye yerde oturmaktan artık kalçam ağırıyordu.

Kucağımda kıpırdanan böceğimi karnından tutup göğsüme yasladım.

-"Dur şimdi bak." dedim ve görüntülü arama butonuna bastım.

Ekranı görünce hemen dikkati kaymıştı. Sakince durdu.

Bir kaç çalıştan sonra karşımda beyaz gömleği ve siyah kravatı ile oldukça karizmatikti.

Gülümseyerek telefonu biraz uzaklaştırdım.

-"Günümü güzelleştirmek için aradınız sanırım." diyince gülümsemem büyüdü.

-"Gönlüm şenlensin diye aramak istedim." dedim sırıtarak.

Dudağı yukarı kıvrılınca yüreğime bir sıkışma almıştı.

-"Şenlendiririm...akşama." dedi ve göz kırptı.

Allah'ım bu adam öldürecek beni...

-"Nasıl geçiyor günün sevgilim ?" diye sorarak konuyu değiştirdim. Çoktan yanaklarım kızarmaya dönmüştü.

-"Sizi görünce daha iyi oldu. Hava sıcak bunaltıcı. Siz ne yapıyorsunuz güzelim ? Benim güzel kızım annesini yoruyor mu ?"

Bakışlarım telefonu izleyen İpeğe kayınca dayanamayıp yanaklarını öptüm.

-"Hayır hiç üzmüyor. Sadece biraz sıkılmış olabiliriz." dedim dudağımı bükerek.

Savaş parıldayan gözlerini İpek'ten çekip gözlerime baktı.
-"Öyleyse biraz erken çıkabilirim. Kızımız diğer evimizi de görsün değil mi ? Hem temiz hava almış oluruz."

Aylardır kapısını açmadığımız evimize gidecek olma fikri anında enerjimi yerine getirmişti.

-"Harika bir fikir ! Hemen hazırlanırım. Ne kadar kalırız ?" diye sordum çabucak.

-"Kalırız bir kaç gün. Bizimkileri de götürsek mi ?"

O evi öğrenmişlerdi fakat daha hiç gitmemişlerdi.

-"Olur sen nasıl istersen." dedim daha da mutlu olarak.

-"Tamam güzelim ben söylerim sen eşyaları hazırla." dedikten sonra kapatmıştı.

Hiç vakit kaybetmeden İpeği Clarissa'ya emanet ederek yatak odamıza geçtim. Bizim eşyalarımız orada vardı ama henüz İpeğe ait hiçbir şey yoktu. Bundan dolayı küçük bir bavula dolabına sığmamış ve çekmeceye sıkıştırılmış kıyafetlerini doldurdum. Farkında olmadan bütün hepimiz ona fazla bir şeyler almıştık. Giydirmeye vakit bile olmuyordu.

VurgunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin