Altmışıncı Bölüm

63.9K 2.3K 183
                                    

Kıbrıs'ta geçirdiğimiz beşinci günümüzde yine yoğun ısrarlarım üzerine sahildeydik.

Fakat Savaş yine yapacağını yapmıştı. Otel yönetimiyle konuşmuş her zaman kullandığımız şezlongların bütün yakın çevresine beş misli para ödeyerek hepsini boş bıraktırmıştı.

Şaşırdık mı ?

Asla.

Neymiş etrafımızda başka adamlar dolaşırken tatilde rahatlamak yerine daha çok geriliyormuş. En azından rahatlıkla güneşlenip uyuyordum.

-"Odaya çıkalım mı artık çok bunaldım ?" Savaş dayanma süresini çoktan geçmişti.

-"Olur aşkım çıkalım çok bile dayandın." dedim kıkırdayarak.

Kremlerimi çantaya attıktan sonra pareoyu üzerime geçirip kuşağını bağladım. Savaş oflaya puflaya kalkmış gözlüğünü gözüne geçirmişti. Gün geçtikçe koyulaşan teni gözüme inanılmaz muhteşem geliyordu.

Çantamı omzuma astığımda uzanıp elimi kavradı. O önde ben arkasında kumların arasında yürürken aklımda kızları aramak vardı. Hem Ezra kuşumu özlemiştim.

Odaya girdiğimizde Savaş soğuk bir içecekle klimayı açıp geniş pufa yattı.

-"Ben duşa giriyorum." diyip çantamı kenara bıraktıktan sonra banyoya girdim.

Soyunup kısa süreli bir duş aldım. Saçlarım çıkar çıkmaz baya hızlı şekilde kuruyordu. O yüzden onlara hiç dokunmadan vücuduma havlu sararak çıktım.

-"Her yerin kum yatma şöyle." diye uyardım.

-"Kalkıyorum." dedi ve kalkıp yanıma geldi. Dolaba yürürken eğilip dudaklarımı öptükten sonra banyoya girmişti.

Altıma yalnızca bir iç çamaşırı geçirip üzerime tiril tiril kumaşa sahip askılı mini elbisemi giyindim. Ardından telefonumu aldığım gibi balkona çıkıp oturdum. İlk Ala'yı görüntülü aradım.

Bir kaç çalış sonrası açtığında Ezra omzunda yatıyordu. Kameraya dönük tatlı poposu karşısında dudağımı büktüm ve gülümsedim.

-"Ya nasıl özledim !" dedim üzülerek.

Ala gülümseyip oturdu.
-"Biz de çok özledik teyzesi." Telefonu kenara bırakıp tekrar aldığında Ezra'nın yüzünü çevirmişti.

-"Ne yapıyorsun ?" diye sordum.

-"Bildiğin gibi işte evdeyim. Dün Rümeysa ile alışverişe çıkmıştık. Her şey aynı. Sizde ne var ne yok ? Balayı nasıl gidiyor ?" derken kaşı gözü ayrı oynamıştı.

-"Güzel eğlenceli geçiyor. Farklı bir şey yapmıyoruz bizde. Otel deniz arası."

Gözlerini devirdi.
-"İstediğim bölümleri yüz yüze konuşuruz tatlım. Savaş nerede ?" diye sordu konuyu değişerek.

-"Denizden geldik duş alıyor şimdi."

Biraz daha sohbet etmiş kapatmıştık. Ondan sonra Rümeysa'yı aradım. O hemen açmıştı ve yanında Leyloş vardı.

-"Oo güzel gelinimiz bizi arar mıymış ?" dedi sırıtarak.

Kıkırdayıp kolum ağırdığı için telefonu diğer elime aldım.

-"Sen arasaydın." dedim şakayla.

-"Yavrum kuzum nasılsınız ? Ay çok özledim sizi ya." diyerek söze girdi Leyla teyze. Pardon annem. Alışkanlıktan hep unutuyordum.

-"Bizde çok özledik sizi. İyiyiz siz nasılsınız ne yapıyorsunuz ?" diye sordum.

Bu sıcakta bile niyeyse hafiften bir titreme gelmişti. Sandalyeden kalkıp konuşurken içeri geçtim.

VurgunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin