On Üçüncü Bölüm

58.5K 2.3K 729
                                    


Havaalanında ayrıldığımız Azad ve kardeşleri Mardin uçağına binerken yüzüm düşebileceği kadar düşmüştü. Tekrar bir ayrılık yaşıyorduk. Kaçıncı olacağını bilmediğimiz ayrılıkların sonrasında kocaman yalımızda tek kişilik hayatıma geri dönmüştüm.

Annem ve babam her zaman ki gibi yoklardı ama Clarissa vardı. Daimi sırdaşım bir nevi annem gibiydi. Küçüklükten itibaren bana dadılık yapmaya başlamış bugünlere kadar bana yardımcı olmaya devam ediyordu.

-"Daha neşeli dönmeni bekliyordum." dedi hala düzelmemiş olan yarım yamalak türkçesi ile. Kaç yaşımdayken gittiğimizi hatırlamıyorum ama Clarissa bize İngiltere de kaldığımız bir kaç yıl içerisinde katılmıştı. Annem beni küçük yaşımda yanında getirmişti ama bakamayacağını anlayınca Clarissa'yı dadı olarak tutmuştu. Hem ben onu sevmiştim hemde Clarissa yalnızlıktan sıyrılıp iş bulmak istediği için bizimle Türkiye'ye gelmişti.

-"Azad'dan ayrılınca böyle oluyor." diye mırıldandım ve onu öptükten sonra odama çıkmak için merdivenlere yöneldim.

-"Bu şanslı adamı çok merak ediyorum." dedi arkamdan gelirken.

Yüzü gözümün önüne gelince hafifçe gülümsedim. Bu kadar çabuk özlemem hiç iyi değildi.

-"Geldiğinde sizi tanıştırırım." dedim ve odama girdim.

Ben duş alırken Clarissa bavullarımla ilgileniyordu. Uzun uzun dinlendiren bir duşun ardından odaya döndüğümde o çoktan halletmişti bile.

Yolculuğun yorgunluğu olan vücudumu yatağa bırakır bırakmaz uyumuş bir daha akşam saatlerinde kalkmıştım.

Bir şeyler atıştırıp karnımı doyurduktan sonra tekrar odama çıktım.

Makyaj masama oturup aldığım kremi yüzüme sürdüm. Clarissa da çekmeceden aldığı tarağım ile arkama geçip saçlarımı yıllardır yaptığı gibi oldukça nazik şekilde taramaya başladı.

-"Tatiliniz nasıl geçti ?"

Hevesle iç çekip aynada ona bakarak gülümsedim.
-"Bir kaç aksilik dışında çok güzeldi. O kadar güzeldi ki hiç bitmesin istedim."

Bulaştırıcı gülümsemem ona da geçerken saçımı taramayı bitirip şekillendirmeye geçti. Gerçekten eli her işe yatkındı. Bu yüzden saçlarımı yapması hep hoşuma giderdi.

-"Seni mutlu etmesine sevindim." dedi yalnızca.

O saçlarımla ilgilenirken bende Savaş'a mesaj atıp nerede olduğunu sordum.

Şirkette olduğunu söylediği mesajı geldikten sonra yanına gitmeye karar verdim. Onun öncesinde restorana uğramayı elbette unutmayacaktım.

Makyaja başlamadan önce hala üzerimde olan ve onunla uyuduğum bornozumu düzeltip telefonu aynaya yasladım. Tabiki de biricik sevdiğimi arıyordum.

Yüzüme sürdüğüm kapatıcıyı elimdeki fırçayla yayarken Azad açmamıştı. Tam somurtup kötü düşüncelere kapılıyordum ki o aradı. Hemen açıp yakışıklı ve göz kamaştıran yüzüne baktım. Arkamda duran Clarissa utangaç olduğu işin bakışlarını yalnızca saçlarıma sabitlemişti.

-"İşin mi vardı ?" diye sordum.

Dikkatlice baktığımda yatağında uzanıyordu.

-"Hayır avluda bizimkilerleydim. Odama geldim öyle aradım. Ne yapıyorsun ?" diye sorarken gözleri yüzümde geziniyordu. Yanağımda fondöten olduğunu fark edince aynaya bakarak hızlıca dağıttım ve elimi indirdim.

-"İlk önce restorana oradan Savaş'ın yanına gideceğim. Hazırlanıyordum." dediğimde yüzü düz bir ifadeye büründü.

-"Yarına giderdin."

VurgunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin