2.5

1K 154 100
                                    

Jungkook bize cool olduğunu düşündüğü, saçma sapan gülüşünü sunarken sessiz olmamız gerektiğini polislerden anlamıştık. Bu adamların dikkatini dağıtmalıydım.

"Hey dostum!" Diye söze girdim.

"Neden düzgün bir işte çalışmıyorsun?"

Sorduğum soru karşısında güldü.

"Para yok onlarda dostum, burada para bol."

"Ha anladım." Polisler arka taraftan yavaş yavaş yaklaşırken onlara biraz daha yaklaştım.

"Hadi bizi bırak da gidelim?" Diye önerime tekrardan güldüler. Gülmeleri karşısında midem daha da bulanmıştı.

"Sen kafayı yemişsin! Yoongi'yi öldüreceğiz. Ama sizin de şansınız yok. Bak şimdi, üzüldüm!"

Yüzündeki sırıtması silinmezken Min Seo'ya doğru ilerlerken ben de hemen arkasından ilerliyordum. Tam Min Seo'nun önünde durdu. Kafasını yana yatırıp Min Seo'nun yüzünü inceledi.

"Küçüklüğündeki gibi hâlâ masum gözüküyorsun. Biliyor musun? Aynı annene benziyorsun."

"Lan!"

Adamı kendine çevirip yakasından tuttuğumda kafayı geçirdim. Sevdiğim kadını nasıl ağlatabilirdi?! Yere düşen adamı yakalamak için tekrardan üzerine gittim. Bu sefer önüme Yoongi geçti ve yerde bulunan adamı yumruklamaya başladı. O sırada polisler hızlı bir şekilde yanımıza geldiler. Jimin, ayakta olan yabancı adamın elinden silahı alırken, Yoongi hâlâ o adamı dövüyordu. Ben ise Min Seo'nun yanına gidecekken omuzumdan tutup arkaya doğru çevrildim.

Az önce Jimin tarafından silahı alınan adamın elinde bıçak vardı. Öfkeyle suratıma baktı.

"Bizi oyalayıp bu hale sen getirdin!"

"Sen-" Cümlem bitmeden karnıma saplanan bıçakla etraf kararmaya başladı. Polislerin adamı tuttuklarını görüyordum. En son gördüğüm şey ise, Min Seo'nun bana doğru koşuşu ve acı dolu nidaları...

...

Gözlerimi araladığımda bir hastane odasında olduğumu anlamam uzun sürmedi. En son bıçaklanmıştım, peki ya daha sonra? Bizimkilere ne olmuştu? Yerimde doğrulmaya çalışırken içeriye hemşire girdi.

"Uyandın mı?"

Gözlerim açık olduğuna göre?

Kafamı salladım, onaylarcasına.

"Pekâlâ. Karın bölgenizde dikişler var. Dikişler alınana kadar lütfen fazla hareket etmemeye çalışın. Bir de iz kalabilir."

Son cümlesini gözleri kısmış ve üzgün bir ses tonuyla söylemişti. Ona teşekkür edince, odadan çıktı.

Bizimkiler neredeydi?

Kapı açıldı ve içeriye benim deyimimle 'bizimkiler' girdi. Min Seo'ya değindi direk gözlerim. Gözleri ağlamaktan şişmişti. Hoseok, Namjoon, Taehyung, Jimin, Yoongi ve velet Jungkook hepsi buradaydı. Hepsi geçmiş olsun dileklerini sunarken Taehyung konuştu.

"Jungkook her şeyi bize ayaküstü anlattı. Neden bize haber vermedin hyung?"

Sesinde kırgınlık hissetmiştim. Ben kimseye haber vermeyecektim ki, kendi başıma çözmeye çalışacaktım. Ben konuşacakken Namjoon lafa atladı bu sefer.

"Cidden Min Seo ve Yoongi nasıl kardeş olurlar, hâlâ aklım almıyor."

"Tabii, lafa gelince 148 ıqum var diyorsun ama." Hoseok gülerek karşılık verdiğinde, Namjoon göz devirmişti.

"Yaa ben de anlamıyorum." Jungkook söze başladığında devamını hiç de iyi görmüyordum.

"Min Seo, Yoongi hyungdan uzun. Nasıl kardeş olabilirler ki?"

Yoongi hemen Jungkook'un koluna vurduğunda odadaki herkes gülmüştü, ben de dahil.

"Biz aynı boydayız abimle Jungkook."

Min Seo, Yoongi'ye bakarak konuştuğunda onun yanına gidip başını abisinin omuzuna koydu.

"Tamam ortak, kızma." Jungkook ortak mı dedi? Min Seo'ya?

Cidden neler döndürüyordu bu velet?

Elini şıplatan Jimin gülerek başladı konuşmasına.

"Şimdi neden Min Seo'nun ilk buluşmada uyuduğunu anladım!"

"Nedenmiş?" Cevabını merak ediyordum.

"Çünkü abi, kardeş ikisi de uykucu!"

Ortam tekrardan kahkahalar ile şenlenirken, çok gülmekten sanırım dikişlerim ağrımıştı.

"Jin, iyi misin?" Min Seo endişeyle yanıma geldi ve elimi tuttu.

İçimden bir şeyler aktı.

Yaralı bedenime, yaralı ruhu ile yardım etmek istiyordu.

Gülümsedim, hayır dercesine kafamı salladım.

"O halde biz gidelim, sen dinlen hyung." Taehyung konuştuğunda diğerleri de onay vererek çıkarken Yoongi itiraz etti.

"Min Seo, hadi gidelim abicim?"

"Abi, ben sevgilimin yanında kalsam?"

Mırın kırın edip itiraz edecekken, onu durdurdum.

"Ben ki, Worldwide Handsome Kim Seokjin! Sırf sizi birleştirmek için, mükemmel vücudumda iz bırakacak yara açmışım. Ama şu yaptığına bak, tch tch tch..."

"Hyung, sadece bu seferlik izin veriyorum. Kardeşime yanaşma."

"Sevgilim lan o benim!"

"Benim de kardeşim!"

Aramızdaki gerilim yükselirken Min Seo olaya el atıp Yoongi'yi odadan çıkardı.

Yoongi şimdiden arıza çıkartıyordu.

Arıza tabi ya! Bunlar cidden kardeşlerdi! Aish!

"Karnında iz mi kalacak?" Min Seo üzgün bir şekilde sorduğu soruya gülumseyerek cevap verdim.

"Evet, hemşire söyledi."

"Jin, ben özür dilerim. Benim yüzümden-"

Saçma özrünü böldüm.

"Şartlar eşitlendi Min Seo."

"Ne şartı?"

Yüzümde gülümseme hakim olurken tekrardan konuştum.

"Sırtındaki izlerden dolayı benden kaçmak istedin yaa... Artık eşitlendik. Bende de iz olacak çünkü..."

Dolan gözlerine, gözlerimi sabitledim.

"Artık istesen de kaçamazsın..."

💙😎

Bölüm sonu yorumlarınız?

Finali uzattım, Min Seo ve Jin hariç diğer çiftleri de yazmak istiyorum biraz  :)

Seviliyorsunuz.💙

𝐖𝐨𝐫𝐥𝐝𝐰𝐢𝐝𝐞 𝐇𝐚𝐧𝐝𝐬𝐨𝐦𝐞「 KSJ 」Where stories live. Discover now