Ne! Hayır Anne

22 1 4
                                    

Nihayet akşam yemeğine başladık. Annem en sevdiğim yemek olan tête de veau yapmış. Bu arada annem gizli İtalyan. Anne tarafı İtalyan, baba tarafı Rus. Anlayacağınız benim annem bir melez. Gözlerimi ondan alamadığım misafirimizin adını öğrenmediğimi fark ettim. Hemen adını sordum. Harika cool sesiyle "İsmim Toygar, ya sizin küçük hanım." dedi. Ne diyeceğimi bilemedim, kızardım, bozardım biraz da terledim.
-Şş şşş şey benim adım Cihanbanu Su.
-Woaw ne kadar değişik ve güzel bir isim tanıştığıma memnun oldum.
O cool sesi tekrar duymak beni iliklerime kadar ıslattı, izin istedim ve lavaboya gittim. Elimi yüzümü yıkadım. Tabii sade suyla değil, ben bu sıralar Hirbulus'un hispusfispasfus sülfatsız seriyi kullanıyorum. Her neyse sofraya geri gittim. Babamla Toygar pek iyi anlaşmışa benziyordu.
Nihayet yemeğimizi bitirdik, anneme yardım ediyordum ki Toygar elimdeki tabakları aldı.
-Ben hallederim, sen geç otur.
-Tt teşekkür ederim.
Hala onunla konuşurken kekelemeyi bırakamadım. Ama elimde değil, o manalı gözleriyle bana bakarken sarf ettiği her kelime beni kendimden geçiriyordu.
Artık hep beraber salonda oturup sohbet etmeye başladık. Tabii ben gözlerimi ondan anlamıyordum. Uzun uzun konuştuk, tatlılar, çerezler yedik. Nihayet Toygar'ın gitmesini beklerken, annem bana "Toygar için misafir odasını hazırlar mısın kızım?" dedi. Ben şaşkınlık içerisinde yukarıya odayı hazırlamaya giderken annem arkamdan geldi. Anneme sordum,
-Toygar niçin bizde kalıyor?
-Bir süre misafir edeceğiz Cihanbanu Su.
-(Gözlerimi devirerek) ne kadar süre?
-Bilemiyorum.
Odayı hazırlayıp hırçın, asi, ergen kız kılığımla odadan çıktım. Odama gittim, yatağıma girdim. Kendi kendime konuşmaya başladım. "Toygar çok cool, yakışıklı, çekici, etkileyici, cezbedici, kendine hayran bırakıcıydı fakat onun bir süre bizde kalacağı gerçeği beni rahatsız ediyordu. Bu rahatsızlık verici düşünceler nedeniyle gözüme uyku girmedi. Saat 4 buçuk civarlarında su içmek için mutfağa indim. Bir de ne göreyim. O, yani Toygar da mutfaktaydı ve üstünde tişörtü yoktu neredeyse dilimi yutacaktım, beni fark etmemesi için geri döndüm ki kolumdan tuttu. O kaslı ve çekici vücudu yakından görmek beni ciddi manada iliklerime kadar ıslatmaya yetmişti. Bana bu saatte mutfakta ne işim olduğunu sordu. Ben de üstümden atamadığım Toygar'ı görünce kekeleme özelliğiyle su içmeye geldiğimi söyledim. O kadar heyecanlıydım ki kendimi kaybettim ve kendimi onun kollarına attım. Neden bunu yaptım ben de bilmiyorum ama yaptım işte. Kendimi onun kaslı, damarlı, muazzam kolların bıraktım.

Greyfurt SuyuWhere stories live. Discover now