O Gece

11 3 10
                                    

   Kendimi onun kollarında sanki sema tabakalarını aşmış, ruhumu bütün kötü şeylerden arındırmış gibi hissettim. Zaman sanki o kollarda durmuş gibiydi.  Bir de güzel zamanlar hızlı geçer derler. Halt etmişler. O kolların damarlarının ve kas hatlarının benim çıplak kollarıma değdiğindeki aldığım hazzı bu yaşıma kadar hiç bir yerde bulamadım. Hiç ama hiç o kollardan ayrılmak istemiyordum. Ne yazık ki en sonunda beni doğrulttu ve iyi olup olmadığımı sordu.
-İ ii iyiyim sanırım. (İçimde kopan fırtınaları sana nasıl anlatayım ki.)
- Sevindim.
   Ona bir bardak su vermek için buz dolabına yöneldim. Bir şişe soğuk suyu aldım. Öyle ki o suyu tamamen içsem bile benim içimdeki o harareti, o arzu ve şehvet kömürüyle tutuşan harareti, söndürmeye asla yetmezdi. Ona bir bardak su verdim. Bardağı elimden alırken elimi okşayışı, davetkâr bakışları... O her şeyiyle beni cezbetmişti. Artık ondan başkasını düşünemeyeceğimi hissediyordum. Dayanamadım, dudağına bir öpücük kondurup hızlıca yukarı çıktım. Yatağıma büyük bir sevinç ve mutlulukla atladım. Dudaklarımı yalamaya başladım. Çünkü onun dudaklarına değmişti. Bunu düşünmek bile beni yerimden hoplatmaya yetiyordu.
   O gece gözüme bir damla uyku girmedi. Yalamaktan ve emmekten aşınmış dudaklarımla sabahı bekledim. O gün ayrıca süsledim. O kadar mutluydum ki sanki benden mutlusu hiç yok bu dünyada.
   Okulda hiç bir dersi dinleyedim. Nasıl dinleyeyim ki? Onu düşünmekten, dün geceyi düşünmekten kendimi almam imkansızdı. Arkadaşlarım bende bir tuhaflık olduğunu anlamıştı. Ben de onları basit cevaplarla geçiştirdim. Sonunda okul bitti. Toygar'ı ,Toygar'ımı görmek için sabırsızlanıyorum. Koşa koşa eve gittim. Gözlerim Toygar'ı arasa da belli etmemeye çalışıyordum. Anneme ve babama bir öpücük kondurdum. En sonunda Toygar'ı gördüm. Offf yine harika. Beyaz atleti ve üzerinde tamirci tulumu. Onun bu halini bile garipseyemedim. Meğerse damlayan musluğumuzu tamir etmiş. İnanılmaz, elinden her iş geliyor. Ona bir kez daha vuruldum.
     O an istemsiz bir şekilde "Hey Toygar baksana, benim de dolabımın kapağı gıcırdıyor ona (bana) da bir el atabilir misin?" Toygar "Büyük bir zevkle..." dedi,  o kalı, tok, kudurtucu, ıslatıcı sesiyle.
Ben önde o arkada merdivenleri çıkıyorduk. Tamamen elimde olmadan kalçamı işveli bir şekilde sallıyordum merdiven çıkarken. Odaya geldik dolabımın kapağını gösterdim fakat hiç bir sorun yoktu. Ateş çakan gözleriyle bana baktı. Iı şey çekmece çekmecemde sıkıntı var dedim. Çekmeceye baktı fakat onda da hiç bir sorun yoktu. Çömeldiği yerden kalkıp doğruldu. Beni baştan aşağı süzdü. Ben sanırım sıkıntının nerde olduğunu anladım diyip göğüslerimi ellemeye başladı. AMAN ALLAHIM NAPIYOR BU ÇOCUK...

Has llegado al final de las partes publicadas.

⏰ Última actualización: Jul 04, 2023 ⏰

¡Añade esta historia a tu biblioteca para recibir notificaciones sobre nuevas partes!

Greyfurt SuyuDonde viven las historias. Descúbrelo ahora