30/06/1997

455 60 66
                                    


Merhaba.

Proje ödevlerini yetiştirmeye çalışıyorum ve sıyırmak üzereyim. Birden aklıma geldi ve bölüm atayım dedim.
Her neyse,

Keyifli okumalar!

30/06/1997

Yapamamıştı...

"Draco... Sen katil değilsin." Karşısındaki yaşlı adama baktı.

İndirmişti dolabın üstündeki perdeyi ve salmıştı canavarları. Çünkü o korkuyordu.

Açmazsa kapıları, tek değer verdiğiyle kapatılacaktı hesabı. Annesiyle... Her daim onu kollayan güçlü, asil, güzel ve zeki kadınla.

Korku bedeninin kontrolünü alıp açıvermişti kapıları.

Hem o seçilmişti değil mi? Karanlık Lord seçmişti onu. Yapmak zorundaydı.

Dumbledore'un söylediklerine karşılık genç oğlan kendini tutmakta daha da güçlülük çekiliyordu. "Bana güvendi. Seçildim." ceketinin kolunu sıyırdı ve o işareti gösterdi.

Nefret ediyordu. Onun kendisini seçmiş olmasından da, ondan da...

"Bu durumda işini kolaylaştırayım." dedi yaşlı adam.

Yapmak istemiyordu.

"Expelliarmus!" Dumbledore'un asası yere fırladı.

"Çok iyi, çok iyi..." duyulan seslerin hemen ardından "Yalnız değilsin. Başkaları da var. Nasıl?" diye ekledi.

Genç adam elindeki asasını iyice sıktı. "İhtiyaç odasındaki kaybolan dolap. Onu onardım."

Pişmanlık duyuyordu ama mecburdu.

"Draco, yıllar önce tüm seçimlerini yanlış yönde kullanan bir çocuk tanıyordum. Lütfen sana yardım edeyim."

Edemezdi ki. Bu seçimleri zaten kendisi yapmamıştı. Onun seçim yapma gibi bir lüksü yoktu.

"Yardımını istemiyorum! Anlamıyor musun? Bunu yapmak zorundayım. Seni öldürmem gerek. Yoksa o beni öldürecek." Gözleri kızarmış, ten rengi iyice solmuştu. Asasını kavrayan eli ise, titriyordu.

Kendini öldürmesinden daha çok korktuğu bir şey vardı...

İçeri giren, başlarında Bellatrix olan ölümyiyenler Draco'nun arkasına geçtiler.

Kötü şeyler olacaktı.

"Yap hadi!" dedi tıslarcasına kıvırcık saçlı kadın. Beklemeyi sevmiyordu pek.

Bir adamın sesi duyuldu "Bunu yapacak yüreği yok. Tıpkı babası gibi. Bırak onu kendim öldüreyim."

Fakat kadın itiraz etti "Hayır! Karanlık Lord, çocuğun yapmasını istedi." oğlana döndü "Bu senin anın. Yap hadi!" oğlandan ses çıkmayınca üstelemesine bağırarak devam etti "Hadi, Draco! Şimdi!"

Sarı saçlı oğlan ağlamak üzereydi. Elleri parkinson hastası gibi titrerken gittikçe kötü hissediyordu.

"Hayır!" Uzun saçlı adam herkesin görüş alanına girmişti.

"Severus..." dedi yaşlı adam "Lütfen..."

Fakat uzun saçlı adam hızla asasını doğrulttu "Avada Kedavra."

Çarpan yeşil ışıkla kulenin geniş penceresinden aşağıya düşüyordu bedeni yaşlı adamın.

En sonunda kendisi yapamasa da yine O'nun istediği olmuştu.

Rachel ayak ucuna düşen adamın cansız bedenine baktı. Gözlerini sımsıkı kapattı ve derin bir nefes aldı.

'Canavarları içeride tutamadı...'

⤤𝐴𝑟𝑒 𝑌𝑜𝑢 𝐼𝑚𝑚𝑜𝑟𝑡𝑎𝑙⤦ 𝓌𝓌 𝒻𝒶𝓃𝒻𝒾𝒸Where stories live. Discover now