En büyük yol

611 394 1.5K
                                    

Pişt, arkadaşlar, napıyonez???

Covid-19, karantinle napıyonuz??

Valla çok sıkıcı bana sizi bilmiyorum bunun içinde hadi bölüme geçelim 🤍💎🤗

Müjganın arkasından bakarken birde olanları düşündüm acaba neden söylemedi, kesin bu işte onun parmağı vardı diye düşünürken gelen arama dikkatimi dağıtdı.

Bilinmeyen numaraydı... Kim olabilirdi ki diye düşünürken

"Kimsin?" diye baktım ve cevabı bekledim
Ama beklemediğim anda beklemediğim adamın sesiyle tüm sinirim yine oynamıştı..

"Halim Kara... Sinan Kılıç sen misin?" deyip cevabımı bekliyordu.

"Numaramı nerden buldun?" sitem edercesine sormuştum...

"Kolay oldu, orasını boşver" deyip devam etti

"Kızımı kurtardın, Sinan dile benden ne dilersen" deyip cevabımı bekliyordu şimdi zamanıydı herşeyin bittiği yerden başlayacaktım... Tam geri dönüş olacaktı ama bu farklı dönüş olacaktı... düşüncelerimi ayıran sese cevap verdim

"Tamam ben seni ararım yanına gelicem" deyip kapatmıştım.

Yolum uzundu, her zaman kalbim sıkıştığında, yolumu bulamadığımda gideceğim yere gidiyordum...babamın mezarına...

"Yusuf Kılıç, napıyorsun soğuk olur sana be baba, kalk" deyip gözyaşlarım akmıştı.
Tam tamına 20 yıl, 20 yıldır babam buz gibi olan yerin altındaydı. Sebebsiz yere, ama artık vakti gelmişti...intikamını, intikamımızı alacaktım. Herkesden hemde.

Ben ölmedim, çünkü ölmek kolaydı, ben soğuğu, karı, açlığın ne demek olduğunu öğrendim. Artık çok, güçlüydüm. Tabi bu da onların sayesinde..

"Biliyor musun baba, çocukluğumda hep göğsünde uyurdum, nefesini duymayınca korkardım. Kaç gecelerde uyanık oldum, uyumadım. Ama şimdi burdasın" deyip tırnaklarımla toprağını sıkıyordum

"Herşeyi hatırlıyordum, kaçtığımı, korktuğumu, üşüdüğümü herşeyi. Soğukla nasıl savaştığını, kimliksiz nasıl yaşadığımı biliyordum. Sinan Kılıç olmak kolay değildi be baba, varya, hiç istemezdim aslında biliyor musun" deyip kendime gelmiş yola koyulmuştum

Müjgan'ın dilinden

Kahveni çok severdim, bir fincan kahve koyup kendime, olup biteni anlamaya çalışıyordum. Ta ki, babamın karşıma oturmasıyla...

"Kızım, iyi misin?" demesiyle dolu gözlerle ona baktım

"Sus, sus," deyip bardağı yere atmışdım ve yakasına yapışmıştım. Ama bu farklıydı, bu annem içindi, bu Sinan içindi, bu onun benden aldığı çocukluğu içindi.

"Niye yaptın? Neden baba? İki aileni neden mahvetdin? Eline ne geçti baba? Cevap ver  bana" diye kendimden geçmiştim herkes kalkmış merdivenin başında kalmış, olub biteni izliyorlardı

"Yusuf Kılıç" deyip yutkundu ve devam etti...

"İyi bir adamdı, çok safdı ama.. ama olmazdı kızım o benim tüm mal varlığımı ele geçirmek istiyordu" dayanamadım ve sözünü kesdim, çünkü artık bu yalanlara devam ederse, yeniden kendimi kaybede bilirdim

"Gidicem burdan, size lanet olsun ya, çekip gidicem" deyip ona yaklaşıp parmağımla onun kalbini işaret ederek " Senden, mafyalardan, yalanlardan, silahlardan uzak olan biryere gidicem, yarın erken saatlerde Londra'ya gidicem" dememle babam bana sarıldı ve yalvarmaya başladım ama beni şaşırtan şey ise annem bildiğim kadının merdivenin yanında durup ağlamasıydı

"Bırakmam, seni yalvarıyorum kızım, gitme nolur" deyip bana sıkıca sarılıyordu

Kendime gelip bu sözleri söyledim "bir şartla gitmem, Sinan'ı yanımıza alacaksın"
dememle anlamaz bakışlarla bana bakıyordu

"Ne diyorsun ya, o bizden intikam almak için burda" demesini dinlemedim

"Ya sen ne diyorsun ya, adamın hayatını kararttık, biz adamın çocukluğunu aldık, biz ona bir hayat borçluyuz baba, ya kabul edersin ya da bugün beni gördüğün son gün" deyip yukarı çıktım

Sinan'ın dilinden

"Ben Sinan Kılıç geri döndüm, hakkımı almaya geldim, ben yüklüyüm geçmişle şimdi gideceğim o iş görüşmesi giydiğim takım elbisesi gibi olacak, ve en esasıda hiçbirşeyi saklamadan olacak, giysi bedeni örter tamam ama örtmediği yerler vardır, yani Umar değil, Sinan olacaksın" deyip son defa aynada kendime bakıp arabama binip yola koyulmuştum

"Halim Kara, geldim. Bana dile benden ne dilersen demiştin dilemeğe değil hakkım olanı almaya geldim, bu şirketten babamın
hakkını almaya geldim" deyip ta gözünün içine baktım

"Nasıl inanacam sana, ya intikam için geldiyse?" deyip heyecanlı bakışlarını bana yöneltti

"İntikam almak isteseydim, çoktan ölmüştün, sağsın ya, onun içinde dediğimi yap bence" deyip ona göz kırpmıştım

"Baban gibi değilsin" demesiyle kızmışdım ona çünkü hep onun gibi olmak istemiştim ama hayat beni değişmişti

"Senin gibi de değilim, bunu da unutma ha" deyip cevabını bekliyordum ki, elime tutturduğu anahtarla cevabımı çoktan almıştım

Eve geldiğimde, duşa girip olanları ve yine de geçmişimi düşünmeye başlamıştım

Buraya gelirken kendime söz vermiştim...""Ben oranın en büyük yoluna gidiyorum" demiştim artık bu yoldaydın Umar"

Başımdan aşağı düşen su damlalarıyla gözümün karşısına gelmişti...İlk öpüş, ilk heyecan, ilk tutkunu da onla yaşamıştım...Şimdi nolacaktı, o bana bu yolda yardım edecek miydi yoksa düşmanımın kızı olarak yan cebhede mi duracakdı.

Bir karar vermeliydim...

Tanıtıma yorum bildirmeği unutmayın ve linke tıklayıp yorum ve like  atın çünkü burda bir emek var 💎🤗🤍

Eee, arkadaşlar, nasıldı bölüm?

Sizce, Sinan ne karar verecek?

Ha birde, Sinanı mı sevdiniz yoksa Umarı mı?

Müjgan bundan sonra ne yapacak?

Sinan onun yanlışı mı yoksa bu hayatta tutunma sebebi mi olacaktı?

Yorumlarınızı belirtmeyi unutmayın

Güzel yorumlarınızı bekliyorum

Aşağıda küçük yıldıza dokunmayı unutmayın 🤍🤗💞💞🤍

MucizemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin