"Ben de suit odada kalırsam için rahat edecek mi?"
"Ne?"
"Duydun" kollarını bağlamış halde Jisung'un cevabı için bekledi ama Jisung gözlerini kırpıştırıp düşündü
Aslında basit bir cümleydi ama Jisung bunun altında başka bir anlam olduğuna yemin edebilirdi
Jisung'un bileğinden tutup sürükledi Minho "Tamam, o zaman gidip bana da suit alalım"
"Ne!?"
Jisung Minho'yu durdurmaya çalışırken "Bekle" deyip Minho'nun önüne geçti Changbin
"Yeni oda almana gerek yok" dönüp Hyunjin'e baktı "Sorun olmayacaksa Minho'yla ben yer değiştiririm"
Bir Changbin'e bir Minho'ya baktı Hyunjin. Minho'yu kıstığı gözleriyle bir süre süzüp "Ben Changbin'le kalmak istiyorum!" diyerek omzundan kendine çekti onu
Sırıtıp "Tamam o zaman" dedi Minho. Arkasını dönüp şaşkın şaşkın etrafına bakınan Jisung'un omzuna kolunu attı "O zaman Jisung'la ben kalıyorum"
Diğerleri onaylarken büyümüş gözlerini kaldırıp Minho ile buluşturdu Jisung. Minho ona gülümserken göz kırpınca bakışlarını kaçırdı
Kendi kendine sövmeye başladı bu seferde
Kendin kaşındın Jisung...
__________________
"Nereye gidiyoruz?"
"Deniz kenarına. Orada gezecek bir sürü yer var"
Diğerleri onaylayınca otoparka ilerlediler. Jisung Incheon'lu olduğu için buraları ezbere biliyordu ve birlikte gezme kararı almışlardı
Arabalara ulaşınca kimin kiminle gideceğine karar vermeye başladılar. Minho bir kolunu Jeongin'in diğer kolunu Jisung'un omzuna atıp "Ben benimkileri alıyorum" dedi rahat bir tavırla. Minho'nun kolunun altına girmeye çalıştı Seungmin. Jeongin gülerken kolunun yetiştiği kadarıyla Seungmin'i de aldı Minho
Myungjun, Jinwoo, Donghyun ve Youngmin'i alacağını söylediğinde Chan da geriye kalan Hyunjin, Felix ve Changbin'i aldı
3 arabaya dolușup yola çıktılar. Minho'nun yanına oturup yolu tarif etmeye başladı Jisung, en önden Minho çıkmıştı yola
Arka koltukta Seungmin ve Jeongin kendi kendilerine eğlenirken dönüp Jisung'a kısa bir bakış attı Minho. Uzun zamandır görmediği şehiri büyük bir özlemle seyrediyordu
Tekrar önüne dönerken "Konuştuğumuz işle ilgilendin mi?" diye sordu. Woojin'in ölümünden bahsettiğini anlayınca "Evet" diye onayladı Jisung
"Peki sen bir şey buldun mu?"
Olumsuz anlamda başını salladı Minho. Jisung ondan diğer yarışmacılar ile ekip arkadaşlarını izlemesini istemişti ama herkes son derece normal davranıyordu
İç çekince Minho'ya baktı Jisung. Gülümsemeye çalışıp "Sıkma canını" dedi "Şimdilik buna kafa yorma, moralini yüksek tut çünkü birkaç güne finaller başlayacak"
Başıyla onayladı onu Minho. Dikiz aynasından Jeongin ve Seungmin'i kontrol edip sırıtmaya başladı
"Moralimi yüksek tutmama yardım edecek misin?"
Kaçamak bakışlar attı "Nasıl?"
"Bilmem"
Boşta ki elini Jisung'un bacağına yerleştirdi "Güzel şeyler hazırlayabilirsin bence"
Gülmeye başladı Jisung. Minho'nun elini ittirdi "Hiç değişmiyorsun"
Yüzündeki eğlendiğini belli eden sırıtış ile arkasını kontrol etti Minho. Kavşaktan dönüş aldı
Ne taraftan gitmesi gerektiğini söyleyip sessizliğe büründü Jisung. Bakışları yere düştü
Her şey bir heves onun için
Minho insanların duygularıyla oynamayı sever
Hala görüşüyorlarsa sadece 2 sebebi olabilir...
Okuduğunda bu mesajların Minho'yu karalamak için olduğunu düşünmüştü ama ne kadar iyi birisi gibi davranmaya çalışsa da flört etmeyi seven bir kişiliği vardı Minho'nun. Hyunjin'in söylediği şeyleri onaylıyordu
Ve az önce söyleyip yaptıkları da onaylıyordu...
Yutkundu. Minho arabayı park ettikten sonra kendisini dışarı atıp gecenin soğuğunda okyanustan esen rüzgarın yüzünü okşamasına izin verdi. Ciğerlerini temiz havayla doldurup diğer arabalardan inenlerin yanına ilerledi
Ilk nereye gidecekleri hakkında konuştular. Lüks araba parçalarının satıldığı sokağın konusu açılınca herkes hemfikir oldu. Sessizce yerinde duran Hyunjin bile bir anda ortaya atılmıştı
Myungjun ve Jinwoo Seungmin ve Jeongin ile en önden ilerlemeye başladı. Arkalarından Changbin, Hyunjin ve Chan giderken Felix Minho ve Jisung'un yanındaydı. En arkadan Youngmin ve Donghyun geliyordu
Felix'in Chan'dan kaçındığı fazlasıyla belliydi ve Jisung'da hemen önündeki Hyunjin'i inceliyordu. Iki sessizin arasında kalan Minho onlara göz ucuyla baktı
"Sorununuz ne sizin?"
"Hiç"
"Hiç"
İkisine de kaşlarını çatarak baktı. Felix'i yine anlayabiliyordu ama Jisung niye böyleydi ki?
"Minh-"
Gözlerini Jisung'un üstünden ayırmadan ilerlerken birden Hyunjin arkasını döndü. Ona çarpmak üzereyken durabildi Minho ama birkaç santim uzağındaki dudaklara bakıp gözlerine geçti hemen. Minho'yu durdurmak için kollarından tutmuştu Hyunjin. O da şaşırmıştı
"Ne?"
Minho'ya birkaç saniye bakıp gözlerini kaçırdı, Jisung ile göz göze geldi bu sefer
"S-sonra söylerim"
Hemen önüne dönüp Changbin'in yanına gitti. Arkasından çatılmış kaşlarla bakıp "Az önce kekeledi mi o?" diye kendi kendine konuştu
Boşvermeye karar verip ilerlemeye devam etti
Bu iş Jisung'un canını sıkmaya başlamıştı
Ceketinin ceplerindeki ellerini çıkarıp Minho'ya yanaştı. Elinden tutup parmaklarını birbirine geçirince Jisung'a döndü Minho. Minho'nun dediği gibi gözlüklerini takan sevimli yüze baktı
"Şimdi aklıma geldi de buraya yakın bir yerde market var. Benimle gelir misin?"
Hala ellerine bakarken yavaşça Jisung'un gözlerine kaydı bakışları "Ne alacağız?"
"Prezervatif"
Ne yaptığına dair en ufak bir fikri yoktu ama kendisine engel olamıyordu
Kıskançlık bedenini çoktan ele geçirmişti
__________________
Yarin sınava girecem aklım fikrim hala oynașta amk KDMSMDMSMSMSX
Neyse eğer şu market şeyi çok uzamazsa sonraki bölüm smut. Uzarsa ondan sonraki bölüm smut
Akıl sağlığımı kaybetmeme son bir (1)
YOU ARE READING
Go Live [Minsung]
FanfictionParalar, altınlar, kadınlar ve düşünebileceğiniz her şey... Yarışçı Lee Minho istediği her şeye sahip olmasına rağmen kendisini sokak yarışlarındaki tutkuya karşı zapt edemiyordu Aynı şekilde memur Han Jisung'a da Minsung, ChanLix, SeungIn, ChangJin