5.bölüm

52 7 19
                                    

Selamm!   Bu aralar asla hiç bir şey yapasım yok. Birazcıcık sinirlerim bozuk bu yüzden depresif bir bölüm olduysa özür dilerim. Eğer bir yerde yazım ve ya noktalama yanlışım olumuşsa bana haber verirseniz düzeltebilirim :)

...

  Sabah uyandım ile başlayan bir cümle kuramayacağım çünkü telefonum salonda kaldığı için alarmı duyamadım ve öğlen uyandım.
Asya'nın yatağına baktığımda onun uyanmış olduğunu anladım ve yataklarımızı toplamaya başladım. Asya muhtemelen kahvaltıyı hazırlıyordu bu da ben den ona bir iyilik olsun diye onun yatağını da toplamaya karverdim.Tam yastık kılıfını değiştirecekken kılıfın ıslak olduğunu fark ettim. Asya kendini güçlu göstermek için herşeyini verirdi. Şu ana kadar onu ağlarken gören sayılı kişi vardır. Ama tek olduğu ve ya kimsenin onu duyamayacağı zamanlar kendinden saklanmıyormuş demek ki..

   Yatakları toplamam bittikten sonra mutfağa gittim tam tahmin ettiğim gibi sofra hazırdı. Asya bana dönüp neşeli ve sanki hiç bir şey olmamış gibi günaydın dediğimde onun ne kadar güçlü bir kız olduğunun farkına vardım. Ben olsam.. düşünmek bile istemiyorum.

"Sana da günaydın!"derken hiç bir şey bilmiyor gibi davranmaya çalıştım ama Asya bana döndüğünde ve gözlerini gördüğümde konuşmamız gerektiğini anladım.

"Asya bu gözlerinin hali ne böyle! Biraz konuşmak ister misin?"

"Yok bir şey sadece gözüme bir şey kaçtı" Asya yalan söylemek konusunda çok kötüydü.

"İki gözüne de? Aynı anda? Bu kadar kötü olacak bir şekilde? Birinin ayağı falan kaçtı herhalde. Asya bak benden hiç bir şey saklama. Bu seni güçsü-" Asya bir anda bana sarıldı ve ağlamaya başladı. Ben de ona sarıldım. Hiç anı bozmadım içini dökmesini istiyordum çünkü bir daha beni  önümde ağlaması çok zordu ve içine atmasını istemiyordum .

"Çok korkuyorum Sera ya ona bir şey olursa?" sesi çok güçsüz çıkmıştı ve biraz kötü olmuştum.

"Ona bir şey olmıyacak merak etme bir kaç güne geri gelicek yanınıza" dediğimde sinirlenip bana bağırmaya başladı. Asya psikolog olmak istiyordu ve şimdiden onlar hakkında çok şey biliyordu ve bu onu fazla gerçekçi yapıyordu.

"Bana yalan söyleme! Ben teselliye ihtiyacı olan beş yaşında bir çocuk değilim! Bir kere daha aynı hayal kırklığını yaşayamam! anlıyor musun?!"
dedikten sonra kapıyı çarpıp gitti. Ben arkasından koşma cesaretini kendimde bulamayınca öylece kaldım. Kesinlikle böyle bir tepki beklemiyordum.

   Asya akşama doğru eve geldi 16 yaşındaydık ne yapabiliridik ki? Büyükler gibi otelde falan kalamzdık. Odasına geçti ben de onun iyi olduğunu görmenin verdiği rahatlıkla onu yalnız bırakıp kendi evime geri döndüm. Bir şeyler atıştırdıktan sonra film izlemek için odama gidip bilgisyarımı açmıştım ki gelen mesajları gördüm. Kerem mesaj yazmıştı. Normal bir zaman olsa Asya buna çok sevinirdi ama şu an umrunda bile olmazdı. Ben de görüldüde  bırakıp çıktım ve bir film izlemeye başladım. Bu tarz zamanlarda Harry Potter yanımda olmasa ne yapardım bilmiyorum. Ama Allah'a şükür var. İki üç film izlemiştim ve tam uyuyacakken bir mesaj sesi geldi, Asya'dan

***

Papatyam| Sera lütfen gelebilir misin?                                                                
                                                                   
                                                                                                yoldayım bekle| Siz
***
                                                                                                                            
  Bu olaydan sonra bana yazdığına göre kötü bir şey olmuştu ve bu beni korkutuyordu. Hiç zaman kaybetmeden çantamı alıp çıktım. Anneme haber verirsem çıkmamam içinn beni odama kitlerdi çünkü saat 1:37'di ama 13:37 değil . Ben de sessizce çıktım. Gecenin bu saatinde otobüs bulmakla uğraşamıyacağım için yürüyerek gitmeye karar verdim ama bizim ev ile Asya'nın evinin pek yakın olduğu söylenemezdi. Bir süre sonra koşmaktan yorulup ağır ağır yürümeye başladım.

"Şşt! Sana diyorum!"gelen sesle arkama döndüm ama benden bahsettiğini düsünmediğim için yürümeye devam ettim çünkü arkamdaki adam çok abuk subuk bir tipti, birazcık da korkunç. Şu filmlerdeki manyaklara benziyordu.

"Sen!"bu sefer sesi daha yakından geliyordu ve omzuma dokundu. Hemen geri çekildim yakından daha korkunçtu. Hafif titreyen sesimle:

"Efendim abi?"dedim. Ona atarlanmamı fakan bekliyordunuz değil mi? Beni iyi tanıyamamışsınız. Yeri gelince üç yaşındaki çocuğa dönmeniz gerek, bu beni serçe parmağıyla öldürür bir de gecenin bu saatinde kenara köşeye atsa beni kimsecikler bulamaz. Annem Müge Anlı'ya falan çıkar. O derece.

"Parmağını düşürmüşsün"söylediği şeyle beraber etraftaki kameralaraı aramaya başladım. Bu bir kamera şakasıydı. Değil mi? Adama 'mal mısın' bakışı attığımda adam eliyle arkasını gösterdi ve:

"Bak şurada" dedi ve ben o zaman adamın işaret parmağını olmadığını fark ettim ve ne diyeceğimi bilemedim. Adamın parmağı yoktu. Yerinde değildi ve kanıyordu. Anın şokuyla ne diyeceğimi bilemedim. Şu an yerde  gerçek insan parmağı vardı ve bu yanımdaki adamın parmağıydı. Adama döndüğümde oldukça ciddi olduğunu fark ettim. Onun kendi parmağı olduğundan haberi yoktu ve benim parmağımın kopmuş olması düşüncesi ona normal gelmişti.

...

Nasıl oldu ama? Biraz ekşınlı bir bölüm yaptım :) Eğer beğendiyseniz oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın ayrıca eğer yaptığım yanlışları ve önerilerinizi yorumlara yazarsanız düzeltebilirim.  Görüşürüz! Sizi seviyorum :)
(735 kelime olmuş)

°Papillon°Where stories live. Discover now