"Selam gençler, nasılsınız bakalım? Son bıraktığımız da bebek gibi ağlıyordunuz? " arazın cümlesi ile yutkundum. Nerdeyse ağlayacaktım. Onların beni bu halde görmesi demek benimle beraber ölmeleri demekti. "Ulan oruspu çocuğu aha geliyoruz. Seni çıktığın yere geri sokmazsam bana da şerefsiz desinler. " alpin kükreyişi ile aryanın gözleri dolmuştu. Mal mıydı acaba? Ağzımıza sıçmasını biliyor ama alp onlara bağırınca ağlıyordu.

"Böyle yapmaya devam ederseniz aselciğinizi göremezsiniz ama.. " hepsinin asel diye fısıldayışı kulağıma gelince gözlerimin dolduğunu hissetmiştim."Sakın! Bak araz onun değil kılına zarar vermek adını bile ağzına aldığın için seni gebertebilirim. " efonun gereğinden fazla ciddi ve soğuk çıkan cümlesi ile araz sırıtmış ve kamerayı bana çevirmişti."Aselim?" alpin şefkatli ve şaşkın çıkan ses tonu ile arya sinirle saçıma yapılmış ve bana tokat atmıştı. Patlayan dudağımı hiç sayıp alplere odaklandım."Senin o elini..
Allah senin belanı versin. İkinizin de belası olmazsam benim de adım çağan olmasın." Çağanın cümlesi ile ikisi de kahkaha atmıştı.

"Şimdi bu telefonu kapatıyorsunuz ve her nerdeyseniz geri dönüyorsunuz. Ne derseler dinlemek yok. Unutmayın ki hepinizi çok seviyorum." en önde ki alpin gözünden düşen damlalar birbirini takip ederken arazın elinden çekmişti telefonu arya,"Alp sevgilim ağlama lütfen. İkimizin aşkı ve mutluluğu için şu pürüzü ortadan kaldıracağız." şizofrendi. Alpi sevgilisi sanıyordu ve beni ilişkilerinde ki pürüz olarak adlandırıyordu.

"Şimdi dikkatlice izleyin, bir devrin kapanma vakti.. " arazın konuşması ile arya başımdan aşağıya bezini dökmeye başlamıştı. Alplerin gözü şaşkınlıkla açılırken,"Napıyorsunuz lan siz! Araz pişman olacağın birşey yapıyorsun. Aseli şimdi bırak, yoksa senin belanı sikerim!" poyrazın sinirli sesine karşın araz sadece sırıtmıştı. Arya sandalyenin etrafına da dökmeye başlamıştı. Derince yutkunmam ile ekrana bakıp gülümsedim."Hayır hayır hayır! Yapma ne olursun araz. Ona dokunma istediğiniz neyse verelim." Alpin ağlamaktan kısık ve çaresiz çıkan ses tonuna karışın arya arkama geçmiş ve son benzini üzerime tekrardan döküp alpi yanıtlamıştı."Sevgilim seni ağlaman için uyamıştım. Hem bu pürüz ortadan kalkınca hepimiz daha mutlu olacağız. " alp durdurduğu arabayı tekrar çalıştırıken araz konuşmaya başlamıştı."Bakalım kızınız için kaç dakika da burda olacaksınız! Ve sizin için hazırladığımız süprizleri beğenecek misiniz?" alp ibreyi zorlarken araz telefonu karşımda ki yere yerleştirmiş ve kapıyı açmıştılar. Arya çıkmadan çakmağı ateşlemiş ve yere atarak kapıyı kapatmıştı. Dışarıdan kahkahaları kulağıma gelirken onları ve bana doğru yaklaşan ateşi boşvererek bizimkilere odaklandım.

Şimdi telefon poyrazdaydı. Hepsinin dikkatini çekmek için hafifçe öksürdüm. Hepsi anında bana dönerken ben içerideki dumanı hesaba katmamıştım ve öksürüklerim ardı ardındına devam etmişti. "Asel,kızım ne olur dayan yalvarırım bizim için dayan. Bak geliyoruz sadece 5 dakika, 5 dakika daha sabret güzelim. " alpin arabayı tutan elleri sıkılaşmıştı. Öyle ki parmaklarının boğumları burdan belli oluyordu.

"Alp arabayı durdur. " kısık çıkan sesim ile tekrar ilgi odakları olmuştum. Alp yavaşlamak yerine daha da hızlanınca bu kez bağırdım.
"BURAYA GELMEYECEKSİNİZ! " boşa çabalıyordum. Ateş git gide büyürken nefes almam zorlaşıyordu. Derin bir nefes alıp kendimi zorladım."Yalvarırım gelmeyin. Bakın ben sizi çok ama çok seviyorum. Ne olursa olsun meleğiniz olarak sizi hep izleyeceğim. Kendinize dikkat edin, buraya gelmeyin sizi kaybetmek istemiyorum. Gider ayak size de zarar vermek en son istediğim şey. Alp durdur arabayı,lütfen. " öksürerek bitirdim cümlemi. Hepsi ağlıyordu benim gibi. Ateş bezin kovasına denk gelince patlayarak daha da çoğalmıştı. "Şştt,konuşma. Ne olursa olsun seninle ölürüz gerekirse, ama bizden sen ordayken geri dönememizi isteme. Zaten az kaldı geldim kızım, geldik bizim güçlü kızımız azıcık daha dayan." Poyrazın yatıştırıcı sesi ile gülümserken araba durmuştu. Hepsi anında inerken telefonu da tutmaya devam ediyordu. Gelen hışırtı sesleri ile kaşlarımı çattım.

Kameranın bakış açısı yerdeki taşlara çevrilirken içerdeki ateşi umursama dan biraz daha ekrana kafamı yaklaştırdım."Hoşgeldiniz gençler, geç kaldınız ya bir saatir burdayız." Gelen yabancı ses ile kalbim korku ve endişe ile atmaya devam ediyordu. Ekran hala yere bakıyordu ama ben meraktan ölüyordum."Neyse patron size hoşgeldin hediyesi vermemizi istedi. " alaycı ses tonu ile konuşan bir diğer ses ile bunu arazın planladığını anlamıştım. "Herşey kızımız için, sadece 15 kişi.. " alpin sesi ile efo bağırmış ve bu halde bile gülümsememi sağlmıştı."Hayde, viraz demir bismillah. " ellerini birbirine çapmış ve bu cümleyi kurmuştu.

Gülmem ile aşırı duman boğazıma nüks etmişti. Öksürüklerim ardı ardına sıralanırken ekranın yere düşme sesi ve bizimkiler ile arazın şerefsiz adamlarının boğuşma sesleri kulağıma dolmaya başlamıştı. Yoğun duman tekrar öksürmemi sağlarken gözlerim artık dayanamıyor ve kapanmaya başlıyordu."Dayan güzelim,dayan geliyorum. " alpin sesi kulaklarıma ulaşınca gülümsedim. Onları arkamda bırakıyordum ve gidiyordum.

Boğuşma sesleri devam ederken ateş sandalyenin etrafına gelmişti. Tabiri caizse bir ateş çemberinin içindeydim. Derin bir nefes alıp gözlerimi açmaya çalıştım. Boğuşma sesleri kesilmiş ve kamerayı çağan eline almıştı. Yüzünün belli yerlerinde kan vardı, arkasında ki bizimkiler de onunla aynı durumdaydı. Hiç biri bunu umursamıyordu ama,"Tamam birtanem geldik ne olur kapatma gözlerini. Yalvarırım kendini bırakma." çaresiz ve fısıltıyı andıran ses tonu kulağıma dolunca gülümsedim. Gözlerimi açamıyordum ama onları duymak bile güzeldi. Koşar adımlarının sesleri ekrandan fırlarken ateş birden harlanmış ve sandalyeyi tutuşturmuştu. Bağlı ellerime temas eden ateş ile kendimi duramayıp bağırdım."Lan bu ne? " telefon artık kapanmıştı. Bizimkilerin sesi kapının ardından gelirken gözümden akan yaşları durduramıyordum, hem yoğun duman hem çektiğim acı ile bedenim sızlıyordu.

Kapıya vuran yumruklar ile görmeyeceklerini bile bile güldüm. Araz yine yapacağını yapmıştı anlaşılan."Yanına gidemiyoruz lan, ne bu incir araz,allah belanızı versin. Bu kadarını hak etmedik lan," poyrazın bağırması ile sesimi bularak konuştum."Size bunu yaşattığım için çok özür dilerim. Sizi herşeyden çok seviyorum. İyiki varsınız iyiki hayatımdaydınız.. " cümleyi öksürerek bitirmiştim. Arka tarafım alev alev yanıyordu. Elbiselerimin tutuştuğunu bile hissetmiştim."Belki bize sunulan son da budur. Ne olur beni affedin, beni de unutmayın olur mu? " gelen hıçkırık sesleri artarken hepsinin çaresizliğini iliklerime kadat hissediyordum."Asıl sen bizi affet olur mu? Seni kurtaramadık. Hiç bişey yapamadan elimizden kayıp gideceksin. " karanın cümlesi ile gülümsedim. Artık gözlerimi açık tutamıyordum."Ama unutma beraber yaşadık beraber öleceğiz. O mezar bir kişilik değil gerekirse beş kişilik kazılacak." alpin çaresiz ve ağlamaktan kısılmış sesi ile artık gözlerimi açık tutamamış ve bir ateşin içinde huzursuzluğa gözlerimi yumuştum. Son duyduğum ses ise efoya aitti,"Bu kadarını yapmış olamazsın oruspu çocuğu, cayır cayır yanıyor lan. Hiç birşey yapamıyoruz. Kurtaramadık, ona verdiğimiz sözü tutamadık." ağlamaklı ses tonu ile kalkmak ve bunların geçeceğini ona söylemek istiyordum ama yapabildiğim gözlerimi kapattıp bayılmak olmuştu.

Gerçekten bir devir kapanmıştı.

Final sahnesi gibi bir bölümdü lan kwkskqkska ve burda size aldığım kararı açıklıyorum;

Kızımız içinin finaline son bölümler..

Sizce devamı nasıl olmalı?
Bana beddua edmiyorsunuz umarım az önce elim kesildi sizden bilmeli miyim wkxlwjxlsl

Bölümde neler hissettiniz?

Bölüm bir emoji olsaydı? Ne olurdu?

Sizleri çok SEVİYORUM❤
Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin,muaah :*

Kızımız İçinМесто, где живут истории. Откройте их для себя