21

3.6K 189 30
                                    


Cevahir'den

"Sanane! Sen benim ne giydiğime karışabilecek konumda mısın?"

Karşımda bembeyaz tenini ortaya sermiş kırmızı elbisesi ile elini kolunu sallayarak konuşan Aylin'i daha fazla bu kıyafetle burada başkalarına  gösteremezdim. Elinden tutup çıktığımız mekanın önünde ki valeye işaret verdim. Aylin elini çekiştirip "Bıraksana be istemiyorum seninle gelmek arkadaşım içeride." diye bağırarak konuştu. Elini sıkıca tutup söylenmelerini duymazdan geldim. Ne amaçla böyle davrandığının farkındaydım. Ama bu asi tavırlarının oldukça tahrik edici olduğunu bilse yaparmıydı acaba?

"Anlamıyor musun? Bırak diyorum ya heey gömeceğim şimdi yumruğu çenene bırak." diye bağırmaya devam etti. Araba geldiği sırada arkamdan omzuma dokunan ele baktım.

"Arkadaşım hanım efendi gelmek istemiyor."

Boyu benden bir kaç santim uzun iri yarı adama ters ters bakıp omzumdaki elini tek hamlede ittim.

"Seni ilgilendirmez. Karımla benim aramda." dedikten sonra Aylin'in şaşkınlıkla koca koca açtığı gözlerine baktım. Aslına bakarsanız adamın arkasında aynı tipte bir kaç insan azmanı daha dururken gereksiz arbede yaratmaya niyetim yoktu.

"Hadi karıcığım. Evimizde konuşalım bak insanlar yanlış anlıyor." diyerek açtığım kapıyla arabaya binmesini bekledim. Önce koltuğa sonra bana baktıktan sonra "ya sabır." diyerek arabaya bindi. Kendi tarafıma geçip oturduğumda eteği sıyrılmış Aylin'in bacaklarına kaydı bakışlarım.

"Asıl bana sabır lan." diye kükreyip eteğini örttüm.

"Allah'ın verdiği güzelliği elin itlerine göstermek zorunda mısın? Şart mı anasını satayım. Bu elbiseyi çöpe atacaksın Aylin. " diye devam ettim.

Aylin eteğini iyice çekiştirip "Cevahir cidden seni döverim. Abuk subuk konuşma." diye bağırdı. Bir tarafın alttan alması gerekmiyor muydu yahu? Sanırım bu kişi eninde sonunda ben olacaktım.

Arabayı çalıştırıp gaza yüklendim. "Dövsene. Ne olursun döv beni." diye iyice kışkırmasını sağladım. Elinle direksiyonda ki elime vurunca bilerek sağ sol yapıp arabayı boş yolda savurdum. Vurmayı kesip "önüne baksana be." diye yine bağırdı. Bu kız neden sürekli bağırarak konuşuyordu ki. Hayır kulaklarımı geçtim o güzelim ses tellerine yazık be kızım!

"Bakmıyorum. Sana bakacağım. Gözüm gönlüm açılsın elin herifleri bakıyordu ya." diye stemle konuştum.

"Kıro Kıro konuşmasan mı artık." diye omuz silkti. Eve geldiğimizi anlayınca kaşlarını iyice çatıp "evime bıraksana beni ne yapacağız burada." diye bu sefer daha sakin bir sesle konuştu. Sırıtarak "gel ben göstereceğim sana ne yapacağız." diyerek arabadan indim. Kapısını açıp elinden tutarak onu da indirdim. "Eve gitmek istiyorum." diye duraklamamızı sağladı. "Evimize gidiyoruz işte karıcığım." diye çekiştirmeye devam ettim. Aklına bir şey gelmiş olmalı ki karşılık vermeyi bırakıp usulca benimle geldi. Beni öldürmeyi falan planlıyor olma ihtimali yüksekti. Gerçi bu elbise ile yanımda oradan oraya süzülürken içimden geçenleri bilse yapmasa da yeltenirdi. Cebimdeki anahtarı boştaki elimle çıkarıp kapıyı açtım. Elini bırakmadan kapıyı ayağımla itip baştan ayağı gözlerimi üzerinde gezdirdim. Kapının önünde durmuş Aylin'i karış karış hissederek seyrediyordum. Başını biraz kaldırıp yüzüme baktı. Asi kızımızın yanakları mı pembeleşiyordu yoksa bana mı öyle geliyordu. Az evvel içimden geçenleri siktir ettim. Bu kız masumdu. Tüm hırçınlığına rağmen su gibi berraktı.

Dağılmasına rağmen dalgaları parlayan topuzundan serbest bıraktığı bukleleri, kırmızı elbisenin henüz vücudunu sarmaya  başlamadığı için açıkta kalan dik omuzları, yakasından hafif belli olan diri göğüsleri, elbisenin daralmasıyla ortaya çıkan incecik beli ve eteğin kısalığı yüzünden sergilenmek zorunda kalan süt beyazı bacakları... Ha siktir! Şimdi ayrıntılı bakınca oradaki bilmem kaç tane erkeğin de bu manzaranın güzelliği karşısında aç itler gibi kızı gözleriyle yediklerinden emindim. Ulan Aylin.

BENNURDove le storie prendono vita. Scoprilo ora