3

7.5K 355 46
                                    


Kapının önünde öylece dikilip kalmıştım. Bu adam burada ne halt ediyordu? Ve biz neden şu an bakışıyorduk. Sabahkinin aksine siyah bir kot ve beyaz boğazlı bir kazak giyerek kasvetli halini biraz olsun dağıtmıştı. Tam ağzımı açıp burada ne aradığını soracaktım ki yarı açık kapının tamamen açılarak Selma teyzenin coşkulu sesini duymamla kenarı çekilip neler olduğunu anlamaya çalıştım.

"Oğlummm kuzummm hoş geldin annem geç içeri geç."

Oğlu, kuzusu içeri geçecek tabi yaaa.. Celasun'du bu genç adam o yüzden tanıdık gelmişti bana, iyi hoşta Celasun bu kadar zenginmiydi? Celasun annesinin sarılmasına karşılık vermeyerek içeri geçti. Selma teyze kolumdan tutup beni de içeri çekerken güç almak ister gibi bir hali vardı. Annesine hala kin tutacak kadar taş kalpli olamazdı. Ama sarılmayışı öyle olduğunu gösteriyordu. Kol kola içeri geçtik. Celasun Feride ile sarılıp Emine'ye baş selamı vererek koltuğa oturdu. Selma teyze hala sıkı sıkı kolumu tutuyordu. Feride az önceki sessiz halinden çıkmıştı abisini görünce ve keyifle konuştu.

"Ee abi nasılsın, sen buralara gelir miydin ya hangi rüzgar attı böyle?"

Celasun hafif gülümsemeye benzer bir ifade ile yanında oturan kardeşini kolunun altına aldı. Ve gözlerini yüzüme dikerek sakince cevap verdi.

"Geldim işte..."

Kardeşine karşı annesine olan tavrı yerine daha sakin ve sevecendi sanki.
Feride bana baktığını hissetmiş olmalı ki gülerek beni işaret etti.

"Hatırladın mı abi bu güzelliği?"

Başını hafifçe sallayarak imayla son kez beni süzüp kardeşine çevirdi bakışlarını.

"Bennur.."

Feride kaşlarını kaldırarak güldü.

"Maşallah abi hafızan baya iyi."

Kardeşini saran kolunu çekerek annesine döndü.

"Öyledir hiç bir şeyi, hiç bir yüzü unutmam."

Bunu öyle bir tonda söylemişti ki odada sessizlik hakim olmuştu. Annesine bakarak hala ona kızgın olduğunu yapılanları unutmadığını ima ediyordu galiba. Feride bir bana bir ona bakıp bir şeyler düşünüyor gibiydi. Ben ise Celasun ile konuşmaya çekindiğim için ses çıkarmamıştım. Selma teyze kendini toparlayıp ağlamaklı sesi ile konuştu.

"Aç mısın oğlum."

Bakışlarını annesinden çekerek yine bana dikti.

"Değilim."

Annesi ne yapmış olursa olsun bu muameleyi hak etmemişti. O kocasına rağmen her zaman çocuklarını sevmiş ve saygı duymuştu.

"Tamam o zaman Feride abine bir kahve yap sever o."

O sırada kolumu bırakan Selma teyzeye gülümseyerek baktım.

"Selma teyzeciğim ben artık gideyim babamı biliyorsun."

Selma teyze mahçup şekilde başını salladı. Dolu gözleri kızarmıştı.

Öküz! Kadını nasılda üzdü gelir gelmez. Hem sapık hem öküz!

Gergin ortama rağmen herkese o hariç! Veda ettim.

Benimle beraber ayaklanan Celasun odadan çıkacağım sırada bu gün bilmem kaçıncı kez şaşırmamı sağladı.

"Anne ben Bennur'u evine bırakayım, oradan da burada ki evime geçerim. Yarın tekrar geleceğim."

Burada evi varsa neden Selma teyzeler bu evde oturmaya devam ediyordu ki? Bu adam ne kadar çok kendime soru sormama sebep oluyordu yahu.

BENNURWhere stories live. Discover now