Bölüm-8- (yangın)

30 7 14
                                    

Barış gittikten sonra kendimi yatağa atıp yatmıştım.
Deli gibi perdeyle yaşadığımız macerayı düşünüp gülüyordum. Yanlış anlamayın sadece komik bulduğumdan yoksa birşey hissetmiyorum ona karşı canim.

Sabah gözlerimi camdan sızan ışıklarla açtığımda ayaklarımı yataktan sarkıtıp iniyordum ki birden yere düştüm. Yorgan ayağıma dolanmıştı herzamanki gibi.

'Lanet olası yorgan' diye söylene söylene lavaboya gidip kısa bir duş aldım.
Ardından üzerime siyak swet ve kot pantalon giyip kahvaltı yapmak için mutfağa indim.

Anneme güzel bir kahvaltı hazırlayacağımın iyi bir fikir olduğunu düşünüp hocanın öğrettiği gibi pişi yapmaya başladım.

Hamurumu kestikten sonra ocakta tavaya yağ koyup hamurlarımı yağa koydum.
Bir süre sonra pişinin yağını çektiğini farkedip biraz daha yağ koydum. Ya da ben oyle sandım.

Mutfak dolaplarinin alev almasıyla mutfakta bağıra bağıra dolaplara su atmaya başladım.
Annem sesimi duyup geldiğinde mutfağı gördüğü gibi yangın tüpünü alıp yanıma koştu.

Kısa bir süre sonra mutfak dolaylarındaki alev söndüğünde annem bana bittin sen der gibi bakip "cansu bu hal ne kızım mutfağı yakmayı mı öğrettiler sana"

" şey annecim sanırım ben tavaya yine yağ koyarken su koymuşum. Ama ben napim şişeleri aynı bende haklıyım yani kendi çapımda dimi ama"

"Cansu ben seni üst üste caplamadan o dolapları sil. Şu hale bak yaa dolaplar hep is olmuş kızım aklın neredeydi senin"

Bu lafina cok güzel bir espirim vardı ama sağlığım için susmalıydım.

"Tamam annecim ben hallederim" diyerek anmeme sırıtıp odama gittim.

Elime telefonu alıp yağmuru aradım.
Ne ama ben tek başıma silemem oraları değil mi?

Çalıyor, çalıyor, hah açtı.

"Alooo yağmurumm, bir tanecik kuzenim, ömür törpüm, canımın içi..."

Ben yağmura yağ çekerken yağmur birden sesimi kesip konuştu. Sanırım içinde yağ olan hiçbirşey yapmamalıydım.

"Cansu yine ne yaptın lan"

Abi kız tanıyor kuzenini ya işte kan bağı budur.

"Ya kızım ben anneme sürpriz yapim diye pişi yapmaya kalktım iş..."

Yağmur yine lafımı kesip konuştu.

"Cansu mutfağı mi paylattın kızım? halam iyi mi? birsey yok dimi?"

"Patlatmadım ama yaklaştın, birazcık yaktım da"

Yağmur ondan isteyecegim şeyi anlayıp "mutfak temizleyemem kızım ben" dedi.

Yağmura"Temizlersin canım temizlersin hem temizlemezsen büyük bir dedikoduyu kaçırırsın hıh" diyerek meraklandırdım. Ozaman kesin gelirdi bizim meraklı melehat.

"Of iyi bee geliyorum" diyen yağmura gülüp telefonu kapattım.

Mutfağa gerekli olan malzemeleri hazırlayıp yağmurun gelmesini beklemek için oturacaktım ki yağmur geldi.

Kapiyi açar açmaz yağmur söylene söylene içeri girdi.
"Cansu ayda yılda bir dersim geç saate denk geldi onda da başıma iş cikardin ya tebrik ediyorum"

Yağmura dönüp"Ya kizim napim yanlışlıkla oldu. Konuşmayı birak ta al şunları eline" diyerek eline bezi tutuşturdum.

"Ya kızım meraktan ölücem anlatsana dedikoduyu"

Yağmura gülüp hızlı bir şekilde konuşmaya başladım.

"Knk dün akşam ben eve geldim ya odamda korku filmi açtım izliyorum kadının içinden tam cin çıkarken biri camımın önüne düştü ben korktum tabi cin fln sandım üzerinde perde varmış meğer diyorum 'tövbe birdaha izlemicem Allahim' falan diye.

Yağmur gür bir şekilde gülerken anlatmaya devam ettim.

"İste sonra baktım ki bu barış be..."

"Ohaa lan ne arıyor odanda" diyen yağmura kızıp "Dinle de ne aradığını soylim" dedim.

"Ay tamam ya devam et sen"

"İşte annesi demiş buna beni sevgilinle tanıştır diye barış da onu soylemek icin gelmis dedi sadece aksam yemeği yiyeceğiz lutfen falan"

"Cansu birdaha benimle konuşma"

Ne oldu şimdi birden bu kiza ya.

"Kizim ne konuşmaması ne diyon"

"Sevgiliymişsiniz Barışla benden saklamışsınız"

Biz sevgili değiliz ki ya kim söyledi bu Kıza bunu.

"Yağmur iyimisin gülüm ne sevgilisi saklaması kim uyduruyor bunu ya"

"Cansu malmısın sen dedin ya biraz önce"

Mal bu kız ya valla benim dediğimden bunu nasıl çıkarttı pes valla.

"Yağmur Allah sana 5 duyu organı vermişken sen niye başka yerinle dinliyorsun beni kızım"

"Sende düzgün anlat şunu be"
Ay birde bana kızıyor ben çok düzgün anlatmıştım bence.

"Bak biz sevgili değiliz ama bizi annesi sevgili sanıyor birde annesinin zorla onu evlendirmek istediği kız"

Yağmura yaptığım açıklamayla yumuşayıp  dolabı silerek konuştu.

"Ha öyle desene kızım pat diye niye sevgilinle falan diye giriyorsun olaya"
Bu kıza birşey anlatmak istanbulu fethetmekle eş değerde valla.

"Ya bitmedi dinle beni"
"İşte ben bunun teklifini kabul ettim sonra bu gidiyordu arkasina döndü 'takip gidiym' dedi"

"Ohaaa çüş deve"
Benim kuzenim olduğu nasil da belli ama.

Yağmura dönüp "Bende öyle düşünmüştüm de perdeden bahsetmiş" diyerek güldüm.

Yağmur da benimle birlikte gülerken devam etmeye başladım.

" işte sonra bu sandalye aldı perdeyi asacakken uzerime düştü sonra kalktı tekrar takmaya çalısacakken yine kazaya gerek yok deyip gönderdim"

Karnını tutarak gülen arkadaşım zar zor konuşup "iyi demişsin" diyerek beni destekledi.

"Eee sizin aksam yemeği ne zaman"

"Cuma günüymüş bana seni almaya gelirim falan dedi"
Ben ne giyecektim ozaman ya bunu hiç düşünmemiştim.

Yağmur "Ha iyi daha 2 günün var" dedi.

Yağmurla sohbet ederek bitirdiğimiz işi bırakıp kirlenen üzerimizi değiştirmek için odama geçmiştik.
Yağmura kıyafetlerimden birkaç parça verip üzerini giymesi için odadan çıktım.

Evden çıkıp derse yetişmek için ayrıldığımızda koştur koştur okula gitmeye başladım.

Yine derse erken gelmiştim koşmama da gerek yokmuş aslında diye düşünürken özkan yanıma geldi.

"Günaydın cansu"

"Sanada gunaydın özkan"

"Cansu cumartesi gunu kaderin doğum günü ona bir sürpriz yapmayı düşünüyorum bana yardımcı olurmusun."diyen özkana nazikçe cevap verdim.

"Tabi ki yardim ederim tam olarak ne planlıyorsun"

" bir kafe kapatıp kutlarız diye düşündüm anlayacağın oldukça klasik bir parti olacak"
Evet klasik ama bence çokta güzel di yani.


ENKAZWhere stories live. Discover now