10 - Kaos Teorisi

1.8K 73 4
                                    

   Ölülerin hırıltıları onları takip ediyordu. Walter, kız kardeşinin elini o kadar sıkmıştı ki küçük kızın tedirginliği artmıştı. Yaşlı adam hafif tempoda koşuyordu ve her geçtiği sokak aralarını tüfeği ile kontrol ediyordu. Shayna, arkalarında ki sokak arasından dört ölü bedenin üzerlerine doğru sallana sallana geldiklerini gördü ve aniden çıkan tüfeğin çığlığı ile irkildi. Önüne döndüğünde yaşlı adamın, sağ kolu olmayan ve ayagı bileğinden kopmuş ölü bir kadının beynini dağıtmıştı. Zombi onların önüne düşmüştü ve Walter yanlışlıkla ölü kadının çürümüş kafasına bastı ve çıkan ses Emily'nin miğdesini bulandırmıştı. Ölü kadının vıcık vıcık beyni etrafa sıçramıştı. Walter, yaşlı adamın boğuk sesiyle irkildi.

" Hemen şurda ki yangın merdiveninden tırmanın."


   Yangın merdiveni, iki katlı bir marketin çatısına çıkıyordu. Walter, Shaynaya ve Emily'e önceden çıkmaları için kafasıyla işaret yaptı. Yaşlı adam sessizce birisine seslendi.

"Becky!!! "

   Ortalıkta kimse yoktu. Bu yaşlı adamı sinirlendirmişti.

"Becky!!!!"

Kısa sarı saçları olan mavi gözlü cılız ve sıska bir çocuk terastan aşşağıya sarktı. 

"Ahh... Ben, onlara yardım et."

Çocuk çok tırsak gibi görünüyordu. Suratında mazlum bir ifade vardı ve gözleri sürekli dolmuş gibi görünüyordu . Ağliyacak gibi bir yüz ifadesi vardı. Shayna önden Emily ise onun arkasından tırmanmaya başlamışlardı. Kendi çıktıkları ara sokaktan hırıltılar geliyordu ve ses gittikçe yaklaşıyordu. Yaşlı adam Walter'a döndü "Hadi evlat hızlı olmalısın" Walter, yaşlı adamın konuşmasında ki şefkatin gerçek olup olmadığını anlayamamıştı. Belki ön yargılı davranıyordu ama bu ön yargılar Walter'a göre böyle bir dünyada hatta kalmak için çok önemli bir noktaydı.

    Walter, bakışlarını yaşlı adamdan ayırmadan merdivene doğru iki geri adım attı ve arkasını dönerek tırmanmaya başladı. Hırıltılar çok sinir bozucu şekilde yaklaşıyordu. Walter, tırmanırken omzunun üzerinden arkasına bakıyordu. Dört ölü beden yavaşça yaşlı adama yaklaşıyordu. İçlerinden birisi o kadar kana susamıştı ki dişleriyle havayı ısırıyordu. Yaşlı adam tüfeği ile nişan aldı ve iki el ateş etti. Ses o kadar fazla çıkmıştı ki ıssız ve sessiz şehrin her yerinde yankılanmıştı. Ölü bedenlerden ikisi yere yığılmıştı ve hala yavaş yavaş arkalarından yürüyen ölülerden birisi yere yığılanlara takıldı. Düştüğünde sol dirseğinin üzerine düştü ve düşmenin etkisiyle dirseğinden omzuna uzanan kemiği, çürümüş sırtından çıktı. Yaşlı adam çifte kırma av tüfeğini büktü ve namlusuna iki fişek daha doldurmaya çalışıyordu. Fişekleri doldururken eli titriyordu. Fişeklerden birisini soktu ama diğeri yere düştü bir yandan üzerine yaklaşan ölüye bakıyordu. aralarında neredeyse üç metre vardı. Diğer mermiyide yuvasına soktu ve nişan aldı. Tek atış yaptı ama bir ses daha duyuldu. Yaşlı adamın önünde ki zombi yere yığılırken birde arkasından yanına bir ölü beden yığılmıştı. 

    Yaşlı adam ne olup bittiğini anlamaya çalışırken yere yığılan ölünün kafatasında ki deliği fark etti ve arkasını dönüp merdivenin tepesinde nişan almış olan Shayna'yı gördü. Yaşlı adamın beyaz sakallarının üzerinde ki çıkıntılı ve orantılı elmacık kemikleri onun bakışlarını daha sert yapıyordu. 

    Yaşlı adam yerde ki  sürünen canavara döndü. Sol kolu omzundan dışarı cıkmıştı ve sağ eliyle sürünüyordu yavaşça. dişlerini bir birine vuruyor ve hala et yeme isteği ile sürünmeye devam ediyordu. Ölü kadının hırıltıları sanki canını yakan birşey varmış gibi çıkıyordu. Ama yüzünde hiç bir acı yoktu. Yaşlı adamı dişlerinin arasında çiğnemek istiyordu.

   Bu sürünen canavarı öldürmenin gereksiz olduğunu düşündü ve tüfeğinin namlusunu yere eğdi. Hafif tempoyla yangın merdivenine yöneldi ve merdivenlerden tırmanırken gözleri marketin çatısındaydı. Grupta ki bütün herkes ne olup bittiği merakıyla yaşlı adama bakıyorlardı.

   Walter, dört kişilik bu gruba çok tedirgince bakıyordu. Korkuyordu çünkü böyle bir dünyada yabancı insanlara güvenilmezdi ve bunun sonuçları çok kötü olabilirdi. Tek düşündüğü kardeşiydi. Yavaşça Emily'nin elini tuttu ve arkasına çekti. Bunu kimsenin fark etmeyeceği şekilde yapmıştı.

   Uzun kıvırcık kahverengi saçları olan ve sağ eli belinin arkasında ki birşeyi kavrıyomuş gibi görünen genç bir adam dışında herkes yaşlı adamın çıkmasına yardım ediyordu. Genç adam Bal köpüğü renginde ki gözlerini Walter'a ve Shaynaya dikmişti. Tedirginlik ve güvensizlik gözlerinin hareketlerinden belli oluyordu. 

   Ben, Yaşlı adamın kolunda ki tozu siliyordu. Yaşlı adamın koyu yeşil gözleri sanki birisini arıyordu. Ben'e döndü ve şaşkınca sordu."Becky ve diğerleri nerede" Ben, yaşlı adamdan gözlerini kaçırarak sanki cevap vermek istemiyormuş gibi davranıyordu. Ben, yaşlı adamın üzerinde ki tozları silmeyi bırakmıştı ve geriye çekilmişti. Yaşlı adam tam konuşucakken, önü açık yeşil askeri gömlek ve siyah dar bir kot pantalon giyen sarışın kadın yeşil botlarıyla yavaşça öne çıkarak araya girdi. '' Becky, Martell'i alıp yeşil bir askeri aracın peşinden gitti. Becky'nin dediğine göre kardeşini kaçıran araba oymuş.''

  Yaşlı adamın gözleri açılmıştı ''Nasıl yani, Marcus'u kaçıranları buldular mı?'' Sarışın kadının masmavi gözleri konuşurken tiksintiyle Walter'ın olduğu gruba kaydı. '' Evet Salvatore, (Kısık sesle konuşmaya başlamıştı) umarım senin döndüğün gibi boş dönmezler."

   Salvatore'nin gözleri Walter'ın olduğu tarafa baktı ve tekrar sarışın kadına dönerek konuştu."Her yer yağmalanmıştı yiyecek bulamadım. Becky ve Martell gelene kadar elimizdekilerle idare etmemiz gerekecek Kassia " 

   Kassia'nın sinirlendiği bembayaz olan yüzünün kızarmasından belli olmuştu. "Altmızda bir market var ve içerde ki dört beş tane ısırgan yüzünden cephaneyi harcamamak için aç kalıyoruz." Salvatore'nin koyu yeşil gözleri büyümüştü ve Kassia'nın tepesinde dikilmişti."Herkese yetecek kadar yiyeceğimiz var.'' Kassia Walter'ın grubunu işaret ederek tısladı."Bizden başka hiç kimseye güvenemeyiz diyen sendin. Şimdi yolda gördüğün insanları buraya getiriyorsun." Salvatore sakince boynunu eğdi ve sağ eli ile Emily'i göstererek sert bi sesle konuştu. "Yanlarında küçük bir çocuk var Kassia." 

   Kassia, Slavatorenin yüzüne alttan bakarak "Marcus'da bir çocuktu ve onun kimin yüzünden kaçırıldığını unutma." dedi ve arkasını dönerek çatırlardan birine sinirlice yürümeye başladı.  Salvatore'nin sinirleri bozulmuştu. Elleri belinde ve gözleri yerdeydi. Walter, yaşlı adamın pişmanlık duygusunu sezmişti. 

    Walter, yavaşça Salvatore'nin yanına yaklaştı.Salvatore'nin pişmanlıkla karışık öfkeli bakışları Walter'ın yaklaştığını fark edince yok olmuştu."Kovboy... Buraya gelip tatsızlık çıkarmak istemezdik özür dileriz, ama bizim gitmemiz gerekiyor. Yolumuz uzun." Salvatore'nin meraklı bakışları Walter'ı korkutmuştu. "Nereye gitmeyi planlıyorsun. Bir grubunuz falan mı var ?"

Walter, arkasına baktı. Shayna'nın ve Emily'nin gözleri Walter'ın üzerindeydi ve onu merakla izliyorlardı. Shayna, yavaşça Walter'ın yanına yürümeye başladı. Bu arada Walter, yaşlı adamın meraklı gözlerine bakarak cevap verdi. "Hayır, sadece biz varız. WellPit Askeri Üssü'ne gitmeyi planlıyorum. Bu olaylar başladıktan sonra orada güvenli bir yerin olduğunu duymuştum.'' Salvatore, bu cevaba kahkahayla cevap vermişti. Walter, şaşkınca Salvatore'nin neden güldüğünü anlamaya çalışıyordu. Salvatore, gülmesini kesmişti ve açıklamak için boğazında ki gıcıktan kurtulmak için öksürdü.  "İmparatorluklar çöker. Kaos teorisi. Kapalı bir sistem asla dayanıklı kalmaz. Şuan ki boktan duruma bakar mısın? Herşeyin bir kuralı vardı, yolu vardı. Ve şuan sonuç bu. Heryerde etini kemiğinden ayırıp çiğnemeyi bekleyen yaratıklar var. Unutma genç adam, kurallar sadece insanların yapabilecekleri şeyleri dizginler ve sonuç olarak kimse cezasını önemsemeden kuralları bozarlar.  Kurallar bir hiçtir." Kısa bi sessizlikten sonra Salvatore, tekrar konuştu. "Aradığın yer mutlaka çökmüştür, yok olmuştur." 

Welcome to Zombie EarthWhere stories live. Discover now