4 - Beretta

2.5K 108 7
                                    

Walter, erzaklarının azaldığını fark etti. Bunun için dışarıda yiyecek araması lazımdı ve Emily'e verdiği sözü yani güvenli yeri bulması gerekiyordu. Bu olaylardan beri çok fazla yaşayan insan görmüştü. Çoğu gruplar halinde geziyorlardı. Kesinlikle güvenli bir yer vardı ve Walter, orayı bulmayı kafaya koymuştu. Nedeni ise kız kardeşini rüyasında ki gibi görmek istemeyişiydi.

Water, Emily'nin gece çizgiroman okuduktan sonra yere koyduğu el fenerine uzandı ve dergi bayinin tezgahına uzanarak bıraktı. Gögsüne yaslanmış Emily'i yavaşça yere yatırıp kafasının altına çantayı koydu. Sessizce uyuyan Emily'nin yüzüne düşen siyah saçlarını eliyle kulaklarının arkasına okşarcasına attı. Bu kirli dünyanın pisliğinin kız kardeşinin üzerine sıçramasını asla istemiyordu. Sakince Emily'nin yanağına dudağını değdirdikten sonra dışarıya çıktı. 

Walter, gece el feneriyle etrafın temiz olduğunu düşünmüştü ama etrafta işine yarıyacak birşeylerin olup olmadığına bakmak için tekrar el fenerini aldı. Yeni doğmuş güneş sadece merdivenlere ışık saçıyordu.

Walter el fenerini açarak ilerledi. Erafına baktı, gazete bayi tam ortadaydı. Merdivenlerin olduğu taraf azda olsa aydınlıktı, ama diğer taraf ise çok karanlıktı. İlk önce nereden başlamaya karar vermesi gerekiyordu. Walter'ın bir felsefesi vardı. Örneğin bir iyi bir kötü haber aldığında ilk önce kötü haberi dinlemek isterdi çünkü güzel şeyleri hep sona bırakmayı daha mantıklı bulurdu. O yüzden ilk önce karanlık tarafa yöneldi. Ama bir gözü hala Emily'nin olduğu dergi bayideydi. Yürüyüşünde ki sakinlik ve etrafın sessizliği içine korku doldurmuştu.

Walter el fenerini etrafına tutarak ilerliyordu. Her üç adımda bir arkasına dönüp Emily'nin olduğu dergi bayi'ye bakıyordu. O kadar çok korkuyordu kı bacaklarının titrediğini hisseti. İleride Yangın merdiveni levhasını görünce adımlarını hızlandırdı. Merdiven girşinin kapısının yanında bir ölü gördü. Muhtemelen ölmüştü çünkü hareket etmiyordu ama emin olamadı. Kapıya yaklaşınca yavaşladı, Feneri cesedin vucuduna tuttu ve cesedi ayağıyla dürttü. Feneri cesedin yüzüne tuttu, sol gözüne saplanmış bir bıçak gördü. Hayatta kaldığı süre boyunca öğrendiği en önemli şeylerden biride bir yaşayan ölüyü tamamen öldürmenin en kesin yolu beyinlerine hedef almaktı. Sessizce ve kendine kızdı. ''Neden ilk önce suratına bakmadın aptal!''

Walter, cesedin gözüne saplanmış bıçağı yerinden çıkardı ve üzerindeki kanı cesedin omzuna sürerek sildi. Aldığı koku miğdesini bulandırıyordu ama alışmıştı artık. El fenerini bıçağın üzerine tutarak üzerinde yazı yazdığını gördü. Gözlerini kısarak baktı, üzerinde ''Columbia'' yazıyordu. Hemen aklına ilkokulda annesiyle aldığı mavi şişme kışlık montu geldi. O montu o kadar çok beğenmişti ki aldığı harçlıkları annesi Morgana'dan habersiz biriktirerek almaya gitmişti. Kasaya geldiklerinde üzerinde ''Mavi Mont İçin!!!'' yazan ve bozukluklar yüzünden şıkırdayan kavanozu tezgaha bıraktığında kasiyer kadın ve annesi Morgananın kahkahalarını hala hatırlıyordu. 

Suratındaki gülümsemeyle ayağa kalktı ve yangın merdiveninin olduğu kapıya yöneldi, tam kapıyı açıcaktı ki duraksadı ve gazete bayiye baktı. Kafasını öne eğip, içeriye girerse Emily'den uzaklaşıcağını düşündü. Hemen karar vermesi gerekiyordu. Elini kapının kolundan çekip el fenerini Emily'nin olduğu dergi bayiye yöneltti ve diğer tarafı kontrol etmek için yürüdü. Gazete bayinin yanından sessizce geçti. İlerde gişelerin yanında bir güvenlik kulübesi gördü ve oraya yöneldi.

Walter, kulübenin içerisine camdan el fenerini doğrulttu.  İçeride hiç kimse yoktu ama içerideki tezgah da kan lekesi vardı ve tezgahın hemen üzerindeki camda'da ne olduğunu anlayamadığı parçalar vardı. Kulübe'nin kapısı açıktı,  Walter içeriye girdi ve ilk önce cama yapışan şeye dikkatlice baktı. Et parçası gibiydi, biraz düşündüğünde, bir kişinin herhalde tezgaha çarparak bir zombinin beynini dağıttığını düşündü. Ama ceset neredeydi? Walter cesedin ona tehlike oluşturmadığını bildiği için pek de kafasını yormadı. Çünkü cesedin beyni dağılmıştı. 

Walter tezgahın çekmecesini açtı içinde 9mm lik bir Beretta gördü. Hemen alıp şarjörününü açıp mermilere baktı içinde beş mermi vardı hızlıca şarjör'ü içeriye itti. Eli silahlara yatkındı, eskiden babasıyla ayda bir atış poligonuna giderlerdi ve babasının polis olma avantajı yüzünden sürekli yenilirdi. Walter, gümüş rengi Beretta'yı beline sokarak güvenlik kulübesin'den çıktı.

Walter, güvenlik kulübesinden çıkarken yerdeki kan lekeleri dikkatini çekti. Girerken tezgahın üzerindeki kana odaklandığı için yere hiç bakmamıştı. Kan lekelerinden cesedin bir yere sürüklendiğini anladı. Beline soktuğu Berettayı sağ eliyle çekerek el fenerini tuttuğu sol elinin üzerinden nişan aldı. Bir taraftan sürüklenme izlerini takip ederken bir taraftanda işaret parmağı tetikte titriyordu. Walter, bir alışveriş merkezinin logosunu gördü. Biraz daha ilerlediğinde gördüklerine inanamadı. Silahını indirerek duraksadı ve geriye yavaşça iki adım attı.

Welcome to Zombie EarthWhere stories live. Discover now