"Beni sevdiğini söyledin"
"Öyle bir şey söylemedim"
"Evet söyledin"
"Seni kastetmedim ben. Bu işi yapmayı sevdiğimden bahsediyordum" dediğinde kendimi yatağa atmış, dirseklerimin üzerinde doğrularak üzerindekileri çıkarmasını izlemiştim.
"Beni seviyorsun"
"Sesini kesmezsen dilini koparacağım"
"Ama seviyorsun" dediğim anda ayakkabısını kafama fırlatmıştı. Kendimi korumak adına kollarımı önümde siper ederek bağırmıştım.
"Koltukta yatmak hoşuna gitmiş anlaşılan"
"Tamam sustum" deyip dudaklarımı birbirine bastırmıştım. O koltukta bir daha yatarsam bu sefer kesinlikle yamulurdum.
George ve Damon yaklaşık on beş dakika önce gitmişlerdi. Taehyung koluna bıçak fırlattıktan sonra Damon sinirle yerinden kalkmış, kolundan çıkardığı bıçağı bana bakmadan başımın yanına, tahta sandalyeye fırlatmıştı.
Sonra tek kelime etmeden yavaş adımlarla çıkıp gitmişti. George da arkasından koşarak çıkmıştı. Taehyung onu fazla sinirlendirmişti. Asıl savaşımıza kadar bizi kesinlikle adamlarıyla rahatsız edeceğine emindim.
"Onu sinirlendirdin" demiştim konuyu değiştirerek. Omuz silkmiş, üzerine geceliğini geçirdikten sonra yatağa girmişti.
Bedeni arkamda kaldığından onu görmek adına doğrulmuş, bir bacağımı yataktan aşağı sarkıtıp diğerini kırarak ona dönmüştüm.
"Ne yapabilir ki? En fazla ufak adamlarını gönderir. Onlar da bizim için çerez"
"Bizim adamlarımız gibi adamlar gönderirse pek de çerez olacağını sanmıyorum"
"İyi adamlarını asla harcamaz. Alt tabakadan adamlarla bizi meşgul eder"
"Ağabeyin, kolaylıkla geberttiğimiz adamlar gibi değil Taehyung. Ağabeyinin bir beyni var ve bizim kadar güçlü bir adam"
"Biliyorum. Onu öldürmek eğlenceli olacak. Diğer adamları saniyeler içerisinde öldürmek canımı sıkmaya başlamıştı. Yıllardır en ufak yara almadım. Biraz yaralanıp kan kaybetmek istiyorum. Yakında işe yaramaz adamların önüne atlayıp vurun beni diye bağıracağım"
Sadece gülmüş, üzerindeki örtüyü omuzlarına kadar örtüp yataktan kalkmış, kapıya doğru ilerlemiştim.
"Nereye?"
"Masada kalan birkaç dosyaya daha bakmalıyım. Uzun sürmez"
Mırıldanarak onayladığında güzel gözlerine son kez bakıp kapıyı yavaşça kapatmıştım. Kapının hemen yanında bekleyen Stefan ile uzun koridoru yürümeye başladığımızda odasından çıkan Marvin de bize eşlik etmişti.
"Ne durumdayız?" başımı Stefan'a çevirip sorduğumda göz temasımızı bozmadan dudaklarını aralamıştı.
"Nathan, birkaç bağlantısını kullanarak adam sayısı kadar silah istedi. Birkaç ajan oyuncağı daha geleceğini söyledi"
"Marvin?" Stefan'da olan bakışlarımı ona çevirdiğimde başını hafifçe sallayıp söze girmişti.
"Mekanlarda henüz şüpheli birine rastlamadık. Hepsi orta sınıftaki zengin insanlar veya önemsenmeyen suç adamları"
"Peki ya bu olaylar başladıktan sonra hareketliliği kesen adamlar? Onları araştırdınız mı?"
"Seong onu bizim için halletti. Önceden her gün senin mekanlarında takılıp üç aydır ortalarda görünmeyen sekiz suç adamı var. George'un tarafında olduklarını düşünüyoruz"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Him & I •taekook•
ActionO benim sürtüğümdü. Benden başka kimsenin siki için çıldırmazdı. Kimseye göz ucuyla bile bakmaz, iltifatlarına milim dudak oynatmazdı. Bana sadık, bir o kadar da benden bağımsızdı. [Him & I şarkısından esinlenilmiştir] [Feminen Taehyung içermektedir]
