[[Ölüm neden kabul etmez]]

27.1K 2.5K 3K
                                    

Yandaşlarımız geleli yarım saat oluyordu. Hepimiz yemek odasında, uzun masanın etrafında oturuyor, birbirimize bakıyorduk.

Kimse tek kelime etmiyordu ve bazen hepsinin bakışları bana dönüyor, bir şeyler söylememi bekliyorlardı fakat şu anda analiz aşamasındaydım. Adamlarımı tanıyordum.

Seong, çapkın gülüşlerle Jimin'e bakıyor, Jimin ona asla pas vermeyip yanındaki Seokjin'e bakıyordu. Seokjin ise asla ona bakmıyor, tuhaf bakışlarla önündeki masayı inceliyordu.

İkizler eğleniyor gibi etrafa gülücükler saçarak adamlarımı izliyordu. Yoongi ikizlere yiyecekmiş gibi bakıyor, Namjoon ise tüm ihtişamı ve ciddiyetiyle öylece oturup adamlarımı uzun uzun izliyordu.

Bu kadar göz hapsinin yeterli olduğuna karar verip yanımda ellerini önünde bağlamış olan kadına elimle eğilmesi için işaret yapmıştım. Hafifçe eğilip başını bana yaklaştırmıştı. "Yemekler gelsin. Sadece kırmızı şarap getir. İstek almayacaksın"

Kadın onaylayıp yavaş adımlarla yemek salonundan çıkmış, birkaç dakika sonra ellerinde yemekler olan şık giyimli hizmetliler salona giriş yapmıştı.

Herkesin önüne yemekler konulduğunda hepsi bakışlarını karşısındakine çevirmişti. Onay vermemi bekliyorlardı. Böyle toplu yemeklerde daveti veren kişi onay vermeden yemek yenmezdi. Bu bir kuraldı.

"Buyrun" dediğimde herkes ufak bir baş onayıyla yemeklerine başlamışlardı. Kısa süre sonra şaraplar gelmiş, herkesin bardağına doldurulmuştu. Ben de dikkatle onları izlemiştim.

Namjoon ve Seokjin istekleri dışında doldurulan içkilerinden pek memnun görünmüyordu. İkisinin de şaşkın bakışları bana döndüğünde tek kaşımı kaldırmıştım.

"Bir sorun mu var?"

İkisinin de dudakları aralanmış, birbirlerine bakıp tekrar bana dönmüşlerdi ve memnun olmasalar da sahte gülümsemeleriyle kadehlerini kavramışlardı.

"Sorun yok Bay Ward"

"Sorun yok Bay Ward"

"Jason" demiştim samimi gülümsememle. "Adım size yetecektir" İkisi de onaylayıp yemeklerine dönmüşlerdi.

Bu yaptığım bazılarına saçma gelebilirdi fakat gücün kimde duğunu göstermenin bir yoluydu. İkisi de fazla narsist ve benmerkezci adamlardı. Benim söylediklerimi dinlemeyip kendi planlarını uygulamak için diretebilir, bana kafa tutabilirlerdi.

Bu ufak numara eski, bilindik fakat işe yarayan bir numaraydı. Sizi tanıyorum, kişiliğinizin farkındayım ve patron benim demekti. Kısaca, onlara seçenek sunmadan benim dediğim olur demiştim.

Bu numarayı eskiden babam da yapardı ve ufak bir içkinin istediği gibi getirilmemesi sonucunda çok fazla adam masasından kalkıp gitmişti. Böyle adamlar zaten babamın işine yaramazdı. Binevi adam ayıklamanın ucuz ve çok kullanılan bir yoluydu. Hala da iş görüyordu.

Kısa süre sonra herkes birbiriyle sohbet etmeye başlamıştı. Gayet de samimi konuşuyorlardı. Birbirlerini öldürmeye çalışırlar diye korktuğumdan götüm başım yer değiştirmişti.

Keyfim fazlasıyla yerindeydi ve arada bana sorulan soruları güler yüzümle cevaplıyor, masanın diğer başında, tam karşımda oturan Taehyung ile bakışıyordum. Tanışma faslının sorunsuz geçmesi sebebiyle o da benim kadar mutluydu.

"Eğer çok özel bir soru olmayacaksa, sana bir soru sorabilir miyim Jason?"

Jimin elini yanağına yaslayıp bana döndüğünde Taehyung'un bakışları anında ona dönmüştü. Yanlış bir şey söylerse onu parçalayacakmış gibi bakıyordu.

Him & I •taekook•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin