page:33

1.7K 199 54
                                    

Gün boyu yeni bir yöntem bulmaya çalışmıştım ve bu yüzden geç kalıyorum.
Chuuya her zaman ki gibi canından çok sevdiği motosikletiyle gelmiş, üç sene önce beklemesini söylediğim yerde duruyordu.
Hatırlayacağını biliyordum.

"Geç kaldın bandaj israfı."

Somurttuğunda nefesimi bırakıp gülümsedim.

"Üzgünüm, güzel bir şey için uğraşıyordum."

"İntihar etmek için yani?"

"Kesinlikle."

Yanına geldiğimde ikimizde karşı tarafa bakıyorduk.
Dışarısı geçirdigimiz son yıllara göre oldukça soğuktu. Hatta bu gece kar yağması bekleniyordu.
Hafifçe esen rüzgar Chuuya'nın hoş kokusunu taşıyordu.
Bu biraz nostajik...

"Yani ne için geldik?"

"Bir nedene ihtiyacımız yok."

Aslında bir veda sahnesi olacak.
Ama bilmesende olur.

"Nedense her kış festivalinde bir şey içiyormuşsun gibi Dazai."

Söylediği şeye sadece gülmekle yetinmiştim.
Yine bir havai fişek gösterisi izleyecektik.
Mori ise bütün liman mafyasını toplamıştı. Her yıl olduğu gibi içki ile kutluyorlardı.
Gösteri başladığında gözüm istemsizce yanımdaki bücüre kaymıştı.
Beyaz teni parlamaya başladığında elimi çene hızasına getirip yüzünü kendime çevirdim.

"Ne yapıyor-"

Konuşmasını engellemek için işaret parmağımı dudaklarının üstüne bastırdım.
Tanrım, üç yıl geçti duygularım biraz olsun hafiflemedi bile.

"Önce ben,"

Parmağımı dudaklarından çekince yakamı tuttuğu elini çekip hareket etmemesi için bileğinden tuttum.
İsterse rahatça kurtulabilirdi tabii.

"Artık bunu saklamamın bir anlamı yok; zaman geçiyor bücür. Söyleyemeden ölürsem bu yaptığım en büyük hata olurdu,"

"Neyden bahsediyorsun?"

Şaşırması onu hareketsiz kılıyordu ve bu benim için bir kolaylıktı.
Vücutlarımız arasında iki veya üç santim kaldığında durup yüzüne baktım.
Yine mükemmel görünüyordu ve ben niye ona aşık olduğumu bir kez daha anlıyordum.

"İzin verecek misin?"

O kadar yakındık ki kalbinin atışını hissedebiliyordum.
Biraz sonra benim yüzümden kalp krizi geçirecek gibiydi.
Cevap vermemişti, ya da verememişti.
Bunu bir onay olarak alıp dudaklarının üstüne dudaklarımı bastırdım.
Yaklaşık üç saniye böyle beklemiştim ve beni cennette gibi hissettirmişti.
Bu anı hafızama bir hançerle kazınıyordu.
İşi ciddileştirmemiştim, sonrasında durabileceğimi sanmıyordum.
Geri çekildeğimde yüzünün aldığı ifadeyi izlerken; itirafımın son ve en önemli kısmını söyledim.

"Seni seviyorum Chuuya."

Cevap vermesini beklemeden kolunu bırakıp boş sokakta yürümeye başladım. Kar yağmaya başlamıştı.
Bu mafyadan ayrıldığım geceydi.

"Ve görüşürüz."

Tekrar görüştüğümüzde duygularımı yok etmeye çalışacağım.

daybookWhere stories live. Discover now