page:28

1.8K 191 99
                                    

"Ölmek üzeresin ve yapmak istediğin tek şey lunaparka mı gitmek?"

"Evet!"

"Sandığım kadar salak bir velet değilmişsin. Hadi gidelim,"

Kapıyı geçmesi için tuttuğumda bana garip garip bakmaya başlamıştı.

"Ne kadar kabasın Dazai-san. Chuuya'yı çağırmayacak mısın?"

"Muhtamelen çoktan eve gitmiştir, neden çağırayım ki?"

"Tanrım, ne kadar zeki olsanda bu konuda berbatsın. Karamelimi ara ve benim kendisini sorduğumu söyle. Son dileğimi kendi bakış açına göre anlat ve sonra siz evlenin, bende mezara gireyim."

"Benden önce ölmen nedense beni rahatsız etti. Banada öğretmelisin."

"Neyi?"

"Nasıl acı çekmeden ölebilirim? Acı çok rahatsız edici."

"Kendini yüksek bir binadan at! Ama ondan önce yapmak istediğin şeyleri yapmalısın. Benim hiç bir zaman bunu yapacak zamanım ve imkanım olmadı."

Bu çok mantıklı.
Neredeyse öleceği için üzülmeye başlayacağım.
Gülümseyip cebimdeki telefonu çıkardığımda küçük kızın önünde diz çöktüm.
Telefon bir süre çalmıştı ve sonunda telefonu açtığında derin bir nefes aldım.

"Ne istiyorsun Bandaj israfı?"

"Selam bücür, bu gün boştun değil mi?"

"Ne olmuş yani?"

"Balık hafızalı değilsen az önceki küçük kız seni soruyor, ölmeden önce yapmak istedikleri varmış. Uyurken sürekli bücür diye sayıklıyordu inanabiliyor musun? Liman mafyasında senden başka bücür olmadığı içinde aklıma senden başka kimse gelmedi.~"

"Hey! Böyle bir şey söylemedim ben! Seni pislik."

Velet hem itiraz edip hem bana vurmaya başladığında onu umursamayıp Chuuya'nın küfürlerini dinledim.

"Ne demek bücür diyordu!? Üstelik konuşabiliyor muymuş?"

"Evet, geliyor musun? Ah, tabii geliyorsun, Bunu geri çevirmeyeceğini adım kadar iyi biliyorum. Ama biraz hızlı olsan iyi edersin, kelebeğin vakti doluyor."

"Kes sesini, biliyorum."

Telefonu kapattığımda ayağa kalktım.

"Dazai, kelebekte ne?"

"Ha? Bilmiyor musun?"

"Yaşadığım yerlerde hiç hayvan veya bitki görmedim. Ağaç ve çimenler dışında,"

"Şöyle açıklayayım o zaman; kelebeklerinde az bir ömrü oluyor ve hoş görünüyorlar. Salaklar, ama ışığa mahkumlar. Bence tehlikelilerde."

"Kelebeklerden korkuyor musun?"

"Hayır, hayvanlardan pek haz etmem."

"Bana dışarıya çıktığımızda kelebekleri gösterebilir misin?"

"Bulmamız zor olacak ama,"

"Görmek istiyorum!"

"Tamam tamam."

"Teşekkür ederim!"

daybookWhere stories live. Discover now