3 (Final)

32 6 22
                                    

Tik tak tik tak .. Duşa girmek için saatin 6 olmasını bekliyordum .

Ve evet saat altı olmuştu . Hemen duşa girdim ve en sevdiğim kokulu şampuanı saçlarıma yedirdim aklımda canlanan anı tebessüm ettim .

"Tae bırak şu şampuanı bak gözüme girecek şimdi ."

"Girmez girmez bırak sen bana ." Diyerek elindeki şampuan şişesini kafama bocaladı.

"Bak girdi işte dedim sana , bir kez de sözümü dinle ."

"Özür dilerim." Diyerek üstü köpüklü olmasına rağmen küvetten çıkıp havlusunu sarıp düşmüş suratıyla yatak odasına ilerlemişti . Çok kötü vicdan azabı çekmiştim. O benim için bir şeyler yapmaya çalışırken ben onun duygularını incitmiştim . Son bir kez daha durulanıp havlumu sardım ve koşarak yatak odasına ilerledim orada değildi. Saçlarımı bile kurulamadan hızlıca bir elbise giyip onu aramaya başladım . Bahçeye çıkmıştı . Çocuk ışık hızında hareket ediyordu. Koltuğun üstündeki polar örtüyü alıp koşa koşa bahçeye çıktım ve ona arkasından sarıldım.

"Özür dilerim Tae."

"Sorun değil meleğim üşüteceksin haydi sen içeri gir."

"Sen girmezsen girmem , ayrıca sen de duştan yeni çıktın ."

"Sigara içip geleceğim alerjin var senin içeri gir."

"Hayır banane sana sarılmak istiyorum sen sıcaksın , içerisi soğuk ."

"Gel buraya." Diyerek beni kollarına aldı , kollarımın altından poları çekip omuzlarımızdan kavradı ve bana sıkı sıkı sarılıp kafamı öptü ardından cebinden sigarasını çıkartıp içmeye başladı . Ona saygı duyuyordum içmek istiyorsa bu onun kararıydı. Vücudunun sıcaklığı bedenimi kalbinin sıcaklığı ruhumu ısıtıyordu. Sigara kokusu az da olsa rahatsız etsede dünya üzerinde unutmak istemeyeceğim sayılı anlardandı.


Jakuzimden çıkıp nihayet üstümü değiştirmeye başladım . Tatlı sayılabilecek bir elbise giydim ve her zamanki kirazlı dudak nemlendiricimi sürüp çıktım nasıl olsa orada da bir sürü eşyam vardı hatta hamileliğimin büyük bir kısmını orada geçirmiştim .

(...)

Bir saatlik yolun ardından anca ormana gelmiştim . 6 yıldır gelmiyordum yolu neredeyse unutmuştum .

En sonunda o ağacın önüne gelmiştim . Şimdi merdiveni yollaması için zile basıp parolayı söylemeliydim . Evet işte işin en zor kısmı buydu. Kırmızı şarap mı almıştı ? Evin halini görmüş müydü ? Onu yıllar sonra gördmüştüm ona sormam gereken binlerce soru vardı , onu affetmeli miydim ? Melanie'nin babası olduğunu söylemeli miydim ?

Hayır hayır bunu yapamayacaktım ama geçmişimle yüzleşmem gerekti . Onu affetsem kollarına dönebilir miydim ? Lay beni affeder miydi ? Her şey eskisi gibi olabilir miydi ? Lisedeki aptal aşıklara benzeyebilir miydik ? Ya da yıllar onu değiştirmiş olabilir miydi ? Yukarıdaki o adam benim tanıyıp aşık olduğum Kim Taehyung muydu yoksa onun içine saklanmış kayıp bir ruh muydu ?

En sonunda nefesimi tutup ağacın içine saklanmış haporlörlü zile bastım. Artık her şey için çok geçti ama hayır korkularımla yüzleşmeliydim. Her gece arkasından ağladığım o adama hesap sormalıydım.

"Parola"

İşte bu kısım daha da zordu .

"Ölüm bizi ayırana dek ."

Taehyung merdiveni aktifleştirmişti . Aşağı doğru inen plartforma binip yavaşça yukarı çıkmaya başladım onun da ellerinin titrediğinden emindim.

Kırmızı Şarap One Shot Kim Taehyungحيث تعيش القصص. اكتشف الآن