"Orada söylediklerinde samimi miydin diye kestirmeye çalışıyorum." Kafamı sallayıp derin bir nefes alıp verdim.

"Bak Meriç, Serdarı çok sevdim doğru bunu asla reddedemem. He ilk aşkım o, ama benim için ilk aşkımın kim olduğu önemli değil." Elimi kaldırıp

"Bu yüzükleri kim için taktığım önemli. Bu yüzükleri ilk aşkım takmadı bana. Son aşkım, kocam, çocuklarımın babası taktı. Ben ilk aşkımın karısı değilim. O mazide kaldı."

"Peki ona bişey olmasaydı yine sever miydin beni?" Hiç tereddüt etmeden

"Yıllar boyunca göz yaşımın sebebi olan adam bugün karşıma çıktı değil mi? O sırada beni izliyordun. 9 yıldır hayatımdasın. Ve beni gayet iyi tanıyorsun. O an bakışlarımda ki farklılık ne oldu?" Meriç cevap vermeden dinlemeye devam etti.

"Sende 6 yıl boyunca yoktun mesela. Seninle karşılaştıktan sonra ki bakışlarımla, Serdarı gördüğüm bakışlarım aynı mıydı sence?" Meriç olumsuz anlamda kafa salladı.

"Aynı olamazdı zaten. O çocukluk aşkım." Sonra Meriçe biraz daha yaklaştım ve elini tuttum.

"Sense ömür boyu beraber yaşayacağım, aynı yastığa baş koyduğum, çocuklarımın kahramanısın. Sen benim kalbimi titreten insansın Meriç. Tüm gardımı indirebilen tek insansın. Ne düşündüğünü tahmin ediyorum. Serdarın kafamı karıştırıp karıştırmayacağını düşünüyorsun. Ama öyle bişey söz konusu bile değil. Ben hala onu seviyor olsaydım seninle zaten evlenmezdim. Ben sevdiğim, mutlu olduğum adamın yanındayım. Huzurumun yanındayım. O yüzden rahat ol tamam mı? Serdar benim için artık çocukluk aşkım bile değil. Düşmanımın kuzeni sadece. Anladın mı?" Meriç boşta kalan eliyle de elimi tutarken

"6 senemi sen olmadan geçirdim ben Eslem. Evliliğimizin en güzel yıllarında yanında olamadım. Sadece uzaktan bakmakla yetindim. Uzaktan çekilmiş videolarını izlemekle yetindim. Ve sana kavuşmuşken yine seni kaybedeceğim diye aklım çıkıyor."

"Öyle bişey olmayacak. Olamaz anladın mı? Bizi bir insanoğlu ayıramaz. Bizi ancak ölüm ayırır bundan sonra. Ben Meriçin Eslemiyim. Sende Eslemin Meriçi. Bu gerçeği kimse değiştiremez. Değiştirmek isteyen ise başına gelecek şeylerle uğraşır. Anlatabildim mi?" Meriç beni kendine çekip sarıldı. Bende kollarımı ona doladım.

"Seni öyle çok seviyorum ki. Sevgimi kelimelere dökemem. Öyle bir sevgi."

"Bende seni çok seviyorum." Sarılmayı bırakınca ise alnımdan öptü. Ve beraber sarılıp uyuduk.

Ulaşın Ağzından:

Yalın, Mısra ve Zümra uyumuştu. Beni ise uyku bir türlü tutmamıştı. Bende kendime kahve yapıp bahçeye çıkmıştım. Hava serindi biraz. Ve böyle havalar benim çok hoşuma gidiyordu. Olanları düşündüm gökyüzüne bakarak. Babamın yıllar sonra çıkıp gelmesi, annemin onca sene üçüzlere ve bana bakmaya çalışması, öldü sanılan Serdarın tekrar gelmesi, Zümra olayı... Derin bir nefes alıp verdim ve gözlerimi kapattım. Bir ses duyarken gözlerimi açtım. Zümra bahçe kapısını kapatıyordu. Kızlar beraber, Yalınla bende beraber kalmıştık. Onu da uyku tutmamıştı sanırsam.

Gözlerimi tekrar kapatıp kafamı geriye yaslandım. Yanıma geldiğini kokusundan anlamıştım. Çok ferahlatıcı bir kokusu vardı. Üzerime bişeyin örtülmesiyle gözlerimi tekrar açtım. Battaniye örtmüştü. Ve yanıma da o oturmuş ellerine bakıyordu. Bakışlarımı ondan çevirdim. Sonra masanın üzerinde ki kahveyi uzattım ona. Kesin üşümüştü. Bardağı alırken bana baktı.

"Üşüyeceğini bile bile neden dışarı çıktın? Uyusaydın ya."

"Uyku tutmadı. Değer verdiğim biriyle aram bozuk olunca uyuyamıyorum biliyorsun."

Tehlike Çetesi 3 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin