Şarkı Önerisi:
Aysel Yakupoğlu- Son Şans 🎶
Eslemin Ağzından:
Hepimiz yine bizim evdeydik. Gece durmadan ağlıyordu. Serdar kuzeniydi sonuçta. Ve Serdarı abisi gibi severdi. Öldüğünde ben ne kadar mahvolduysam o da o kadar mahvolmuştu.
"Gece ağlama artık yeter." dedi Uraz Geceye bakıp. Gece burnunu çekip
"Onca sene onun acısıyla yaşadım ben. Abim ölmüş gibi hissettim kendimi. Sürekli kendimi suçladım. En son bana mesaj atmıştı çünkü. Ve benim mesajı geç görmem yüzünden ölmüştü. En azından öyle sanıyordum." Ben ise dalıp dalıp gidiyordum. Fazlasıyla yorgun hissediyordum kendimi.
"Herkes fazlasıyla yoruldu. Saatte yeterince geç oldu. Herkes evine gidip güzelce dinlensin. Yarın da işe gitmeyecekseniz bize gelin konuşalım." dedi eniştem ve ayağa kalktı.
"Anne ben burada kalıyorum."
"Bizde."
"Kızım teyzenlerde yorgundur."
"Yok abla sorun yok kalsınlar. Hem onlarla çok eğleniyorum ben. Ulaşta çok mutlu oluyor." Ulaş gülümseyip bana baktı.
"Peki madem. Yarın görüşürüz. Bekliyoruz ha." Sonrasında ise herkes gitti. Ve biz bize kaldık. Meriç gözlerime anlamlı anlamlı baktı bir süre. Konuşmak istediğini anlamıştım zaten. Gözlerimi sıkıca kapadım. O da kafasını sallayıp
"Gençler ben yatıyorum. Kızlar siz misafir odasında beraber kalın. Yalın sende diğer misafir odasında kalabilirsin. Ama Ulaşla kalacağım dersende onun odasında kalın. Ya da kafanıza göre takılın ya aman ev sizin. Sadece üçüzleri uyandırmayın yeterli. İyi geceler hepinize." deyip odaya çıkmaya başladı.
"Saat çok geç oldu. Fiziğinize dikkat etmeniz gerekiyor. O yüzden hiçbir şey yemiyorsunuz. Süt içebilirsiniz. Ve Meriçin dediğine göre ev sizin kim nerde yatmak istiyorsa orda yatsın. Ama üçüzleri uyandırmayın. Sonra uyumuyorlar biliyorsunuz." deyip dördünü de öptüm ve odaya çıktım. Odaya girip Meriçe baktım. Camın önüne geçmişti. Ve gördüğüm kadarıyla elinde de bir dal sigara vardı. Nefesimi bırakıp kapıyı kapattım. Ve yanına gidip omzumu cama dayadım. Parmakları arasında tuttuğu sigarayı dudaklarına götürdü. Ve bana döndü. Dumanı içime çektikten sonra yüzüme doğru üfledi.
Elimi yelpaze gibi sallayarak dumanı dağıttım. Sonra parmakları arasında ki sigarayı alıp bende çektim dumanı. Kafamı camdan çıkarıp gökyüzüne doğru üfledim gri dumanı. Meriç kafasını yan yatırmış beni izliyordu öylece. Sigaradan bir daha çekmeyip söndürdüm ve kutunun içine attım. Meriçi camın önünden itip camı kapattım. Hava serinlemişti. Perdeyi de kapattıktan sonra Meriçe döndüm. Üzerinde ki tişörtü çıkardı ve yatarken giydiği siyah tişörtünü giydi. Pantolonunu da çıkardıktan sonra pijama altını giydi. İkimizde oldukça sessizdik. Onun ardından ise ben üzerimdekileri çıkardım.
Sadece iç çamaşırlarımla kalırken Meriçe baktım. Kafasını yine yana yatırmış gözlerini kısarak beni izliyordu. Önüme dönüp bende siyah tişörtümü ve pembe pijama altımı giydim. Makyaj masamın önüne oturup makyaj temizleme suyunu bir pamuğa sıktım. Sonra da yüzümü sildim. Meriçin kafasında nelerin geçtiğini anlamayı çok isterdim. Ama kamufle etmeyi başarıyordu. Makyajımı sildikten sonra saçlarımı da taradım ve yatağa oturdum. Meriçin suratına bakmaya başlarken o da benim suratıma bakıyordu. Ama ikimizinde ağzından tek bir çıt çıkmıyordu.
Bu sessizliğe daha fazla dayanamadım ve
"Ne düşünüyorsun?" diye sordum. Meriç aynı şekilde bakmaya devam edip
