TÇ3-43

1.2K 113 59
                                    

Şarkı Önerisi:
Drenchill & Indiiana- Freed From Desire 💙

Eslem'in Ağzından:

Arabaya yaslanırken kollarımı önümde bağladım ve çocukları beklemeye başladım. Yarın dağ evine gidecektik bu yüzden bugün hediye almak istemişlerdi. Aramızda da sadece müsait olan bendim. O yüzden onları almaya gelmiştim. Saçlarımı geri iterken kafamı kaldırdım ve çocuklara baktım. Hepsi çıkıyordu yavaş yavaş. Ve bana bakıp aralarında fısıldaşıyorlardı. Okuldan çocuklar ve müdür çıkarken nefesimi bırakıp beklemeye devam ettim. Etrafta da öğrenci grupları vardı. Bir yandan çocuklara, bir yandan bana bir yandan da müdüre bakıp konuşuyorlardı.

Ben istifimi bozmazken müdür ve çocuklar yanıma ulaştı.

"Eslem Hanım, hoşgeldiniz."

"Sağolun müdür bey. Çocuklar arabaya." dedim. Dördü de arabaya geçerken gitmek üzereydim ki

"Eslem Hanım sizinle konuşmak istediğim bir mesele vardı. Çağırmak istemiştim aslında ama meşgulsünüzdür diye çağıramadım." Merakla tek kaşımı kaldırırken müdüre döndüm.

"Dinliyorum?"

"Eslem Hanım bu söylediklerim belki hoşunuza gitmek ama söylemem gerekiyor. Ulaş ve Yalın geçenlerde Giray ve Cihangir öğrencilerimizi tehdit etmişler. Ve burası bir okul biliyorsunuz ki. İşinize saygım sonsuz ama-"

"Müdür bey kısa kesecek misiniz?" Müdür yutkunurken

"Çocukları uyarır mısınız? Okulda bu şekilde tehdit etmek hoş değil. Aileleri gelirse çocukları atmak zorunda bile kalabilirim." Söylediği şeyle beraber kahkaha attım. Sonra ise gülüşümü silip ciddi bir şekilde baktım.

"Atmak zorunda kalmak?" Müdüre doğru bir adım atarken

"Sizi öğrencilerinizin önünde rencide etmek istemem müdür bey. Size saygı duyuyorlar sonuçta. Yapmak istediğim hareket sonrasında size olan saygılarını yitirirler. Bende bunu istemem. Kovmayı deneyebiliyorsanız deneyin." deyip arabayı işaret ettim. Koltuğumun üzerinde silahım duruyordu. Müdür onu görünce yutkundu.

"Ayrıca çocuklar kolay kolay kimseyi tehdit etmiyorlar. Siz sanıyorsunuz ki uğraştıları iş sebebiyle herkese ahkam kesiyorlar." Dilimi damağıma değdirirken 'cık' sesini çıkardım.

"Kimse haketmediği sürece tehdit etmiyorlar. Tehdit ettilerse vardır bir olay." deyip kravatını düzeltip gülümsedim.

"Anladınız diye umuyorum?"

"An-anladım Eslem hanım."

"Güzel, şimdi izninizle." deyip arabaya geçtim. Ve silahı torpidoya koyup kemerimi taktım. Sonrasında arabayı çalıştırıp alışveriş merkezine sürdüm.

Ulaş'ın Ağzından:

Poşetleri odama koyarken ofladım ve çalan telefonumu açtım. Bir kez daha...

"Efendim?"

"Ulaş nasılsın kardeşim?"

"Evet Deniz benim annemdi."

"Nerden anladın soracağımı?"

"Deniz sen karşında saf bir çocuk mu var sanıyorsun?"

"Bir anda öyle cevaplayınca..."

"Her neyse kapatıyorum ben. İşlerim var." deyip kapattım. Annemle müdürün konuşmasından beridir telefonum hiç susmamıştı. Herkes müdürle konuşan kişinin annem olup olmadığını soruyordu. Telefon tekrar çalmaya başlarken meşgule atıp telefonu kapattım. Daha çanta hazırlayacaktım ve cidden başım ağrımıştı. Çantayı hazırladım bir çırpıda. 4 gün kalacaktık zaten fazla bir şey almama gerek yoktu. Her şeyi hazırlayıp dolabımın önüne koydum ve yatağa bıraktım kendimi. 

Tehlike Çetesi 3 Where stories live. Discover now