"Daha iyi. Bugün yemeğe geliriz. Dün için gerçekten üzgünüm. Böyle olacağı aklıma gelmezdi." 

"Sıkıntı yok. Her şeyden önce sağlık. Hem Semih'te anlayışla karşıladı. Tam bir beyefendi." göz devirecekken uykusuz kaldığım için ağrıyan gözüme küfrettim.

"Allah gönlüne göre vermiş. Daha ne olsun. Umarım mutlu olursunuz."

"Tutku biz daha yeni tanıştık. Sen sevgiliyiz falan zannettin heralde."

"Valla randevuya beni ve Sarp'ı çağırdığından beri kafam şerbet gibi. İlk randevuya pijamayla gitmek kadar mantıkdışı ve bir o kadar da güzel."

"Sen iyi misin Tutku? Dediklerini anlamakta zorluk çekiyorum."

"Uykusuzum Duygu. Ben sarhoş gibi bir şeyler saçmalar dururum. Sen dinliyormuş gibi yap yeter." 

"Sarp'la sevgili misiniz?" atacağım adımı durduran soru gülmeme sebep oldu. Doğru ya. Yok Sarp hastalandı o yüzden randevuyu ertele. Yok şu yok bu. Kız sormakta gayet haklı.

"Yakın arkadaşız. Kendisi hayatıma bir kuş boku misali ani ve bir o kadar acı verici bir şekilde girdiği için öyle bir düşüncemiz asla olmadı."

Dünkü ihtiyacı saymazsak.

"Ben sizi sevgili sanıyordum. Hastaneye kaldırıldığında arkadaşım demiştin de ani şokun etkisiyle öyle dedin diye düşündüm. Semih'e de öyle söyledim. Sevgili olduğunuzu." sevgili olduğumuzu!
Duygu sen şu düşük bütçeli ergen filmlerindeki salak kızı oynamak zorunda mısın? Uykusuzluktan kurmadım bu cümleleri. Kızım sorsana siz sevgili misiniz değil misiniz? Sana yalan borcumda yok oysa. Şimdi Semih'in önünde Alpay'la sevgili rolü mü oynayacağız? Klasik Wattpad'e döndük. Ben biraz özgün olalım diyorum ama sen hep aynı senaryoyu getiriyorsun.

"Ben Sarp'a söylerim sen sıkıntı yapma. Olur böyle şeyler."

Hayatımı siktin Duygu. Hayatta seni siksin.

Küfürler içimde dolaşan bir lütufmuş gibi beni rahatlatırken şu an terbiyem umrumda değildi.

"Sevgili olmadığınızı bilsem sizi çağırmazdım zaten. Valla çok üzgünüm."

"Baş rol biziz. Yapacak bir şey yok."

"Anlamadım?"

"Kader. Böyle olacağı varmış. Sıkıntı yok."

Duygu'nun kendi katına çıkması ve benim hayatım gibi eksili katlara inmemle her şey güzelce sonlandı.
Çalan telefonumun koridoru inletmesiyle önlüğümün cebinden çıkarıp ekrana baktım.

Sarp.

Her ihtimale karşı böyle kaydetmiştim ve bu da etraftaki merakın sonlanmasını sağlıyordu.

"Ne?"

"Babamla annem seni eve davet ediyorlar. Cumartesi günü müsait olduğunu söylediğini söyledim. Kısaca cumartesi günü ordasın."

"Cahit amcagilden bahsediyoruz değil mi?"

"Evet."

"Neden çağırıyorlar beni?"

"Anneni teyzenin yanına gönderdiğin için annen arayıp sana göz kulak olmamızı istemiş."

"Yirmi sekiz yaşında olduğumu bilmiyormuş gibi davranmasından gına geldi."

"Dış görünüşte yirmi sekiz görünüyorsun diye kişiliğinin de büyük olacağı anlamına gelmiyor. O yüzden saçmalamayı kes. Cumartesi günü bizdesin."

DUYGUNUN ÖTESİNDE +18Where stories live. Discover now