DUYGUNUN ÖTESİNDE +18

2

"Sen kafayı yemişsin. O kadar yardımdan sonra nezarethaneye atmak da ne?" dediğimde umursamazca demir parmaklıkların karşısında yerini aldı.

"İşimize yaraman umrumda değil. Devletin polisine kafa tuttuğun yetmiyormuş gibi olay yerine izinsiz girmenden buradasın." elindeki telefonla uğraşmaya devan edince sinirle demir parmaklıkların yanına gittim.

"O kadının otopsisi bana gönderildi. Gecenin ikisinde nezarethanede senin gibi kafayı düzene sokmuş bir herifle karşı karşıya oturmaya gelmedim."

"Baban istedi seni nezarethaneye atmamı. Bu vukuatların benden önce de varmış anlaşılan. Bu yüzden seni adam etmemi istedi. Bende zevkle yaparım dedim. O yüzden buradan erkenden çıkmak için tavırlarına dikkat et."

"Buradaki herkesi süt dökmüş kediye döndürdün diye beni de döndüremezsin. Ve babam sana güveniyor diye benim de güveneceğim anlamına gelmiyor. Senden önceki başkomiser çok iyiydi. Söylesene ne yaptın da babam bir anda seni tercih etti?" kuşkuyla yüzüne baktım. O ise kalktığı sandalyesine geri oturdu.

"Bakıyorum da fazla ilgini çekmişim. Başka benim hakkımda şüphelendiğin bir şey var  mı?" dedi aşağılayıcı gözlerini üzerime dikip. O sırada kapıdan içeriye giren babamla beraber gerildim.
Bir şey söylemesini beklerken karşımdaki dengesize bakıp dışarıyı gösterdi. İkisi beraber çıkınca demire bir tane tekme geçirdim. Ciddi ciddi beni burada bırakmayı mı düşünüyordu?

Sinirle etrafımda tur atarken yandaki kadınlardan biri gülmeye başladı.

"Kız bu salağı ne diye buraya koydularsa."Yan tarafta beni inceleyen kadınlara kafamı çevirip dik dik baktım. Az kaldı biri elimde kalacaktı.

"Noldu kız zilli? Rahatsız mı oldun?"

"Senin dilin fazla uzamış. Dikkat et de başına bir şey gelmesin."

"Dilim uzadıysa ne olacak? Sen mi bir şey yapacaksın?" diyince yakasına yapışıp kendime çektim. Korkuyla geriye çekilmeye kalkışınca daha sert tuttum.

"Laflarını biraz daha duymaya devam edersem o dilini koparırım senin! İşte o zaman gerçekten bir şey yapmış olurum!" diyip yere attım kadını.

"Tutku?!" Bu ses...işte şimdi sıçtım.

"Efendim?" Babam sert bakışlarını atınca yüzümü eski haline çevirdim. Kapıyı açıp çıkmama izin verince sağdaki kadına pis pis bakıp içeriden çıktım. Babamla beraber odasına geldiğimizde odada sırtını duvara yaslamış bir adet dengesiz beklemiyordum. Gözlerimi üzerinden çekip koltuğa oturduktan sonra babamda yerine geçti. Ciddiyetini kokur vaziyette ellerini masaya koydu.

"Bu vakadan uzak dur." dediğinde şaşkınlıkla babama baktım.

"Şaka mı yapıyorsun baba? Kadının durumunu görmedin mi? Ben yardım etmeyeceğim de başka kim edecek?" sandalyesinde kendini geriye itip kollarını birbirine kavuşturdu.

"Bu yüzden buna izin vermiyorum. Bu zamana kadar işime burnunu soktun sesim çıkmadı ama bu sefer konu ciddi. Ve göz göre göre kızımı tehlikeye atacak kadar cani bir baba değilim. Artık kendi işine bak. Gönderdiğimiz cesetle ilgili ne varsa hepsini hallet, rapor olarak bize gönder. Daha fazlasına karışma. Bugünde yaptıklarını duydum ayrıca. Olay yerine girmen ve gitmen yasak bundan sonra. Bir kez daha bu işe karıştığını görürsem yasal olarak işlem başlatırım. Duydun mu beni Tutku?" sinirle çantamı alıp  müdürlükten ayrıldım. Bana destek olması gereken kişi babam iken umrunda bile olmamıştım. Başımın belaya girmesiyle ilgilenmiyordum. Bir işe yaramayacaksam ne diye adli bölümden bir meslek edindim ki? Boş yere mi edindim? Bir boka yarayayım diye edindim. Arabayı kenara park edip eve girdim. Hızlıca duş alıp kendimi iç çamaşırlarımla yatağa attım.
Bende Tutku'ysam bu işin peşini bırakmayacaktım.