19🪐 "Ufak Tefek Sorunlar"

788 30 13
                                    

Aklımdaki planları yetiştirebilirsem 30. yetiştiremezsem de 40. bölüme yakın final yapmayı düşünüyorum. Her şey dozunda güzeldir çok uzatmayı sevmiyorum zaten Erem'in hikayesinde de ara sıra geçireceğim onları bu şekilde bitirmesi en güzeli olur. Keyifli okumalar...

Müzik: Shawn Mendes - Wonder

🏀

Kalemi parmaklarımın arasında çevirip çözüm için hangi yoldan gitmem gerektiğini düşünürken odamın kapısı nezaket kurallarına oldukça ters düşecek bir şekilde açıldı. Bu kabalığa artık alıştığım için herhangi bir tepki vermedim.

"Biz çıkıyoruz. Sakın evden çıkmayı falan düşüneyim deme hem kafanı hem de bacaklarını kırarım bir daha oturduğun yerden kalkamazsın!"

Göz ucuyla ağzından köpükler çıkan anneme baktım. Bir insan evladından ne kadar nefret edebilere cevap olarak doğmuştu sanki.

Ona beklediği karşılığı vermeyeceğimi fark etmiş olmalı ki ağzının içinde bir şeyler geveleyip kapıyı çarparak dışarı çıktı. Kalemi kitabın arasına bıraktıktan sonra gözlerimi kapatarak ensemi ovuşturdum. Gözyaşlarım sınıra dayanmış bir şekilde yanaklarımdan süzülmeyi bekliyordu fakat dişlerimi sıkarak buna engel oldum. Beni sürekli ağlatmasına izin vermeyecektim.

Bu sefer o kazanamayacaktı.

Zeytinyağı misali üste çıkıp azarlayarak beni ev-okul eksenine hapsetmelerinin üstünden üç hafta geçmişti. Kerim'in zorlamaları yüzünden okula gitmeye mecbur olduğum ve okula da formasız alınmayacağım için eve uğramak zorunda olduğumda ebeveynlerimin kıskaçlarına takılmıştım.

Evden gitmek benim hiçbir zaman zor olmadığı için yine bir şekil sıvışabileceğimi düşünmüştüm ama yıllardır yokları oynayan ailem bu sefer duvar gibi dikilmişti karşıma. Yemek saatimden, teneffüste geçireceğim boş vakite kadar gözlem altında tutuyorlardı beni. Eremle yan yana oturmamızı bile engelletmişlerdi!

Bu katı tutumlarının ne zamana kadar böyle devam edeceğini bilemiyordum ve bu boynumdaki zincirin biraz daha sıkılaşmasına neden oluyordu. Düşüncesizliklerine, bencilliklerine midem bulanıyordu artık!

İyi bir evlat görüntüsü çizmek için elimden geleni yapıyordum. Derslerim yüksekti, hiçbir zaman sorumsuz bir davranışım olmamıştı, herkes övgüyle ve saygıyla bahsederdi benden fakat ne kadar iyi olursam olayım aileme yaranamıyordum. Onca yaptığım şey tek hareketimle siliniyor ve söz yerindeyse ağızlarına sakız oluyordum.

İnsanlar, kendini savunan, haklarını arayan bireyler yetiştirmek için profesyonel yardım bile alırken benim ailem bunu yaptığım için ağzından tükürükler saçarak yerin dibine sokuyordu. Beni sevmediklerini ve hiçbir zaman da tasvip etmeyeceklerini içim ezile ezile de olsa kabullenmiştim. Üniversiteyi kazanana kadar istedikleri süs bebekliğini yapacak ondan sonra da adlarını dahi duymayacaktım. Beni, keşke kimsesiz olsaydım dedirtecek noktaya getirmişlerdi.

Onlar annem ve babam tabi ki de bana yasaklar koyacaklar, iyiliğimi düşünüyorlar diye kendimi çocukça avutmaya çalışmıştım ama görüştüğüm kişilerin nasıl insanlar olduğunu bildikleri halde beni yerden yere vuruyorlardı. Şu yaşıma kadar aman şuraya gideyim de iki gezeyim dediğim hiç olmadı. Her zaman evde, ders için gerekliyse de Erem'in evine giderdim sadece fakat evden hiç çıkmamam gerekiyordu demek ki ki aileme o kutsal güveni sağlamam için.

Bitirdiğim test kitabını titreyen ellerimle dolabın üstüne, diğer kitapların yanına koyarken masamın üstünü toparlayıp yatağıma geçtim.

Bugün benim doğum günümdü.

Telefonuma bile el koydukları için ne Eremle görüşmüştüm ne de Kerimle. Ebeveynlerimin bu tutumu karşısında onlarında ne yapacağını bilemediğini biliyordum. Konu aile olunca pek karışmak istemiyorlardı ama bir yerden sonra benim gibi sınıra dayanacaklardı.

13 NumaraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin