13🪐 "Hayal Kırıklığı"

1.1K 40 1
                                    

Müzik: Ufomuo - Yıldızlar

🏀

Son sorunun da doğru olduğunu görünce tik atıp kitabı kapatarak fosforlu kalemi üstüne bıraktım. Bir test kitabı daha böylelikle kütüphanenin raflarına gitmeye hak kazanmıştı.

"Toprak!"

Yüzümdeki memnun gülümseme annemin sesini duymamla yerle bir olurken derin bir nefes alıp ellerimi çenemin altında birleştirerek dik dik yanıma gelen anneme döndüm. Bu duruşu nerede olsa tanırdım. Dudaklar dişleniyor, kaşlar son derece çatılmış ve beyaz teni kızarmaya başlamıştı. Evet doğru bildin, azar vakti!

"Efendim anne?"

Cık cıkladı. "Şu sesinin tonuna bak! Efendim anneymiş! Kaç kere daha benimle iğneleyici bir şekilde konuşma diyeceğim sana? Saygısız!"

Ah şey, bu daha başlangıçtı.

"Gayet normal bir şekilde cevap verdim ne diye altını bu kadar didikliyorsun ki?" Ah, seni aptal kız! Şu çeneni tutmayı öğrendiğin gün arşa ereceksin!

Annem sanki mümkünmüş gibi kaşlarını daha çok çattı. "Hep çevreden öğreniyorsun sen bu bilmişliği değil mi? Ah, ah söyledim ben babana bunu elit bir okula gönderelim, zamane çocukları çok kötü bunu da bozar diye ama dinlemedi beni!" diyerek söylenmeye başladığında cümlenin öznesi yani bu olarak gözlerimi devirdim.

Tek kaşımı kaldırarak, "Benim okulumda Kalyen ailesinin kızı da okuyor biliyorsun değil mi?" diye sordum.

Birkaç saniye duraksadı ama bu bilgi onun düşüncelerini altüst etmiş olmalı ki direkt konuyu değiştirdi. "Neyse ne! Sen kaç gündür neredesin bakayım? Evin yok mu senin de elalemin evine gidiyorsun?"

Dilimi çiğneyerek gözlerimi yavaş yavaş açıp kapattım. "Beraber ders çalışmamız gerekiyordu malum ailem de bana pek tahammül edemediği, beni istemediği için ayağıma gelen fırsatı tepmeyeyim dedim. İstemediğin ve her gün varlığına lanet okuduğun buna bu kadar dikkat etme anne, kendi yağımda kavrulup gidebilirim." dedikten sonra bir şey söylemesini beklemeden test kitabını da alarak odama geçtim.

Kitabı diğer biten kitapların üstüne koyup sırt çantamı aldıktan sonra seri adımlarla evden çıktım. Kendimi ağlamamak için zor tutuyordum. İnsan biraz söylediklerinin, yaptıklarının arkasında dururdu. Ben birine o kadar ağır konuşsam ne olursa olsun yüz yüze gelmeye utanırdım ama annem söylediklerinin ağırlığının farkında olmadığı için böyle yapması doğaldı.

Kulaklığı kulağıma takıp rastgele bir şarkı açarken ağır adımlarla okula ilerlemeye başladım. Bugünüm dünün tekrarı gibiydi hayatıma farklılık katan tek şey Kerim'in varlığıydı. Ne ara kanıma böyle sızıp da beni ona bağlamıştı bilmiyorum ama onsuzluğun canımı sıktığını söyleyebilirdim. Okullarımız bir değildi. Ben ne kadar boşsam o o kadar doluydu. Bu aralar hassas olduğum için boşluk yaratmaya çalışıyordu ama işini aksatamayacağı için ister istemez bir mesafe vardı. 

Çift maç haftası, okul turnuvası derken koca bir haftayı geride bırakmıştık ve bugün turnuvanın yarı finali yarın da finali vardı. Bir aya kadar da çift maç haftası olmadığı için yüz yüze gelmek için daha çok vaktimiz olacaktı.

Geri gitmek için an kollayan adımlarım en nihayetinde okula vardığında seri adımlarla kimseyle yüz yüze gelmemeye çalışarak sınıfa çıktım. Alper ile yaşadığımız olay, içine bin bir efsane katılarak kulaktan kulağa yayılmıştı. Daha önce sınıf arkadaşlarım arasında tanınırken şimdi tüm okulun radarındaydım. İçlerinde beynini kullanan büyük bir kesim vardı da drama bağlamıyordum.

13 NumaraWhere stories live. Discover now