Final yaklaştıkça içimde buruk bir sevinç oluşuyor yav duygusal bir yumağım şu anda🥺
Beğenmeniz dileğiyle, keyifli okumalar.
🏀
Sağ elime taktığım ama bir türlü varlığına alışamadığım yüzüğümü kaçıncı kez orta eklemime kadar getirip geri yerine taktığımı bilmiyordum. Genelde de küpe harici takı takmayı seven biri olmadığım için garip hissettiriyordu.
"Su çok iyi gireceksen hiç kaçırma derim. Güya yeni buz gibi sudan çıktım ama yine yapış yapış olmuş gibi hissediyorum."
Havluyla saçlarını kuruta kuruta koridordan içeri girdiğinde sol ayak bileğimi sağ ayak bileğimin üstüne yasladım. Evet, yaz sıcağı iyiden iyiye kendini belli etmeye başlamıştı. Evde olduğumuz müddetçe klimayı çalıştırdığımızdan pek anlamıyordum ben ama Kerim kışın üşümeyen yazın da yanan türlerden olduğu için klimanın önünde de dursa terliyordu.
Yüzükle oynamaya bir son vererek kollarımı başımın arkasına koydum. "Menopoza girmiş olabilir misin?" diye muzip bir şekilde güldüğümde neredeyse tavana kadar uzanan boy aynasının karşısına geçerek ters ters baktı bana.
"Sözlüsüne menopozlu demeyen de ne bileyim."
Kafamı geriye atarak kıkırdadım. Onunla uğraşmaya bayılıyordum. Hayatta en zevk aldığım şey onunla uğraşmaktı. Yüzü öyle tatlı bir ifadeye bürünüyordu ki dünyanın birinci harikası olabilirdi. Benim gözümde öyleydi zaten.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Bizim üst komşu vardı Safinaz teyze, menopoza girmiş kadın, elinden yelpazesi eksilmezdi. Kışın bile sanki odun sobasıyla geziyormuş gibi yelleyip dururdu kendini. Onu görünce ben üşüyordum ama kadın bana mısın demiyordu. Bir Safinaz teyze, iki Deliha'nın anası aha üç de sensin gözümde." deyip kahkahalara boğulduğumda havlusunu koltuğa fırlatıp burnundan soluyarak yatakta üstüme doğru atladı. Gerçek bir kızgınlık değildi tabi.
"Demek üç numara benim ha? Gel bir çatlayana kadar gıdıklayayım seni de sözlüne menopozlu demek ne demekmiş gör." deyip uzun parmaklarını kaçmama fırsat tanımadan kalın askılı badimin üstünden karnıma sarıp gıdıklamaya başladığında gülüşüm daha da sesli bir hal aldı.
Gözlerimden gülmekten yaşlar akarken ondan kaçmaya çalıştım ama öyle bir sarmıştı ki beni kurtulmam imkansızdı resmen. "Ya ahahaha... Kerim! Kerim çat.ahahahahaha... Öle..ahahhahaha..."
İki kelimeyi bile bir araya getiremezken ayaklarımı dizlerine yaslayıp iteklemeye çalıştım onu fakat bir santim bile kıpırdamadı. Aklımı başıma getirene kadar öldürecekti beni manyak!
Gülüşüm hıçkırıklara dönüşüp beni sinir harbine soktuğunda canının acıyıp acımamasını önemsemeden tekmeyi çaktığım gibi yatakta geriye düşürdüm onu. "Sınırlarını zorluyorsun bak!"
