18-Düğüm

16.2K 939 113
                                    

"Nerede?"

"Odasında, uyuyor şimdi. Bırak biraz dinlensin. Bütün gece ağladı."

"Uyandırmam onu Zehra, izin ver yanına gireyim."

"Tamam ama.. Bilmen gereken bir şey daha var Asrın."

Dışarıdan gelen seslerle yatağımdan kalkıp derin bir nefes aldım. Onu görmeliydim artık. Sarılsaydım ve geçseydi her şey. Unutulsaydı, normale dönseydi hayatım..

Kapıyı açmamla Asrın'ın bana dönmesi bir oldu. Düşünmeden kollarını bana dolayıp saçlarıma öpücükler kondururken ben yine ağlamaya başlamıştım. Ağlamaktan nefret ediyordum artık ama bir türlü gitmiyordu içimden.

"Ne yaptın sen? Neden yaptın böyle bir şeyi tek başına?" dedi sahte bir öfkeyle. Sonra geri çekilip yüzümü elleri arasında aldı. Çatılan kaşlarıyla elalarından fırlayan sorgu dolu bakışları dudağımdaydı..

"Yıldız, dudağın.."

"Konuşmamız gerek."

"Mete mi yaptı bunu? Sana vurdu mu!" dedi inanamıyormuş gibi. Hemen sonra öfkeyle çıkıp giderken ona 'dur' demeye fırsatım bile olmamıştı. Olsaydı da der miydim bilmiyordum.. Artık hiçbir şey yapmak gelmiyordu içimden.

Odama girip her şey yolundaymış gibi çalışma masama oturdum ve ders kitaplarımı önüme yığıp not çıkarmaya başladım. Tertemiz delirmiştim artık. Geçmiş olsundu bana..

"Yıldız, ne yapıyorsun sen?" diyen Zehra'nın korku dolu bakışlarına karşılık gülümsedim.

"Ders çalışıyorum Zehra."

"Şu bizim psikolog randevusunu öne çeksek iyi olacak.." dedi endişeyle. O söylene söylene odadan çıkarken telefonumu elime aldım.

Mete'den tehdit mesajları.. Sil. Senem'in isyanları ve hakaretleri.. Sil. Asrın'ın gelmeden önce yazdığı özür ve pişmanlık mesajları.. Sil. Ya da silme.. Belki sonra okurum bunları.. Bir de çocukluğumdan bir mesaj gelmişti. Ömer'den..

Ömer: Her şey yolunda mı merak ettim? İyi haberlerim var; enişte bey beni işimden edememiş. Beni dinlemeye gelir misiniz? Ufaklığı da getir, gönlünü alayım.

Yüzümde aptal bir gülümsemeyle ekrana bakarken balkon kapısının tıklamasıyla korkuyla zıpladım. Dördüncü katta oturuyorduk yahu! Kuş falan mı çarpmıştı acaba?

Ürkek adımlarla gidip perdeyi araladığımda bir çift zeytin gözle karşılaşınca şaşkınlıkla kapının kilidini açtım.

"Ömer sen nasıl çıktın buraya?"

"Hiç oralara girme zeytin göz, kapıyı da açardım ama seni daha fazla korkutmayayım dedim. Ayakkabıları çıkarıyor muyuz?"

Odama balkondan girmişti ve terk derdi içeri ayakkabıyla girip giremeyeceği miydi sahiden? Peki.

"Burası bir öğrenci evi." dediğimde ayakkabılarını çıkarıp içeriye girdi. O, etrafı incelerken balkon kapısını kapattım.

"Ayrıca ince düşünüp balkonumun kapısını şahane yeteneklerinle açmadığın için teşekkür ederim ama evimizin bir kapısı var, bir dahakine orayı tıklamayı mı denesen?"

"İyi bir fikir olabilir. Ama benim tarzım bu."

"Ya müsait olmasaydım?"

"O yüzden kapıyı tıkladım ben de işte. Normalde huyum değildir, değerini bil. Bu kitabı ödünç alabilir miyim?" dedi elinde tuttuğu Gurur ve Önyargı kitabını sallayarak.

Asrın YıldızıWhere stories live. Discover now