11-Kahvaltı

19.6K 1K 134
                                    

"Yıldız?"

"Hı?"

"Telefonun çalıyor duymuyor musun?" dedi Zehra. Arayan Asrın'dı.. Mesajımı görmüş olmalıydı. Bir de görüntülü arıyordu! Aman Allah'ım!

Heyecanla odama geçip saçlarımı düzelttim. Telefonu kitaplara yaslayıp sandalyeye oturdum ve aramayı yanıtladım. İkimiz de hiçbir belirti göstermeden öylece baktık bir süre ekrana. 'Merhaba' falan deseydim iyiydi sanki ama çıkmıyordu işte ağzımdan.

Gri yatak örtüsünü belli belirsiz üzerine çekmiş, dağınık saçları ve uykulu gözleriyle bile kalbimi deli ediyordu.. Kusursuz bir tablo gibiydi Asrın, kendimi bir türlü koyamıyordum onun yanına..

"Geç kaldığın tek şey benim hayatım." dedi yarım bir gülüşle.. Bir an için ne dediğini anlayamayarak kaşlarımı çattım. Ah! Mesajımdan bahsediyor olmalıydı! Ama sen yarım bir gülüşle bile aklımı başımdan alırsan ben nasıl normal kalacağım?

"Seni özledim." dedi cevapsız kalışıma inat. Ben de onu özlemiştim ama aklıma takılan bambaşka bir soru vardı şu an.

"Bu saate kadar nasıl uyudun?"

"Kenan'la dağıttık biraz dün gece, böyle şeylere kızar mısın?" dedi masum masum saçlarını karıştırırken. Ben sana hiç kızar mıyım?

"Hayır, uslu uslu dağıttığınız sürece sorun yok." dedim gülümseyerek.

O yine güldü ve ben yine Harikalar Diyarı'nda bir gezintiye çıktım sanki.. Tam cevap vereceği sırada kapının açılma sesini duydum. Kaşlarını çatıp bakışlarını kameranın arkasına yönlendirdi.

"Af edersiniz Asrın Bey, bugün uçuşunuz olduğunu sanıyordum." dedi bir kadın.

"Uçuşum gece Linda, kahvaltıyı hazırlayıp Kenan'ı uyandırır mısın? Ben de şimdi ineceğim."

"Kusura bakmayın, listedeki saati yanlış incelemiş olmalıyım. Kahvaltınızı hemen hazırlıyorum."

Kapı kapanınca Asrın'ın bakışları bana döndü. Bir çalışanı olmasına neden bu kadar şaşırdığım hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Acaba nasıl bir kız şu Linda? Kıskanıyor muyum ben? Adamın çalışanlarından sana ne Yıldız?

"Nereye daldın yine?" dedi Asrın merakla. Üzgünüm ama seni kıskanıyordum diyemem Asrın. Bu yüzden konuyu geçiştirmeyi seçiyorum her zaman ki gibi..

"Uçuşun olduğunu bilmiyordum, daha yeni gelmedin mi sen?"

"Bu kısa, merak etme ertesi gün döneceğim."

Yataktan kalkıp yürümeye başladığında etrafa biraz göz attım ama öyle çok hareket ediyordu ki hiçbir şey net değildi. Yine de bir koltuk ve üzerinde dağılmış kıyafetleri gördüm. Sonra mekân birden değişti. Fayanslara bakılırsa banyodaydı artık.

"Sanırım kapatma vakti." dedim üzülerek.

"Duş alacağım, istersen kalabilirsin." dedi muzipçe gülümseyip. Beş bin yedi yüz seksen dokuz ton kızardığıma yemin edebilirdim. Aksi gibi bir de iyice yaklaşmış, ekrana bakıyordu.

"Şaka yapıyorum utanma hemen. Sen de hazırlan hadi, bir saate alırım seni."

"Böyle bir planımız olduğunu hatırlamıyorum."

"Artık var." dedi göz kırpıp. Ama ben gidemezdim ki. Dersleri çok boşlamıştım, vizeler de yaklaşıyordu, çalışmalıydım.

"Gelemem. Ders çalışmam gerekiyor."

"Hadi ama Yıldız, sadece birkaç saat. Sen beni özlemedin mi?"

"Özledim ama akşam da çıkacağım, çalışamayacağım."

Asrın Yıldızıحيث تعيش القصص. اكتشف الآن