"Ne diyor bu?" diye sordu Eray.

"Sözümü kesme, daha bitmedi."

"İsmini yazdığın o diğer kız, Serenay Arslan, onun hakkında söyleyebileceklerim sınırlı. Onun karanlık olması için maske takmasına gerek yoktu/yoktur. Nasıl öldüğüne gelince, öğrendiğiniz her şeyden nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz?"

"Bitti." dedim. "Bu kadar kısa sürede nasıl bu kadar uzun yazabildi bu gizemli şahıs?"

"Allah'ım, bilmece gibi konuşmuş resmen. Daha beter kafam karıştı."

"Aynen," diyerek katıldım ona.

Bir süre sonra cep telefonum çaldı. Sare arıyordu.

"Alo?"

"Maya burada çok acayip şeyler oluyor..."

"Sare sana sormam gerekenler var," diye sözünü kestim. "Sen ve Elis Dolunay'ı hangi sırla tehdit etmiştiniz?"

"Tam da bunu diyecektim, Elis bana bunu hiçbir zaman söylemedi. Kukla gibi o ne diyorsa onu yaptım. Şimdi Dolunay hem siz ortadan kaybolduğunuz için hem de o büyük sır peşini bırakmadığı için bileklerini kesmiş."

"İnanamıyorum. Ne sırrıymış bu, acilen öğrenmeliyiz."

"Elis bana onun sırrını öğrendiğini söylediğinde kocaman ve karanlık bir sır olduğunu, bunun insanı ölüme kadar götürebileceğini de anlatmıştı. Ama sırrı söylememişti."

"Peki, ben bir yolunu bulup öğreneceğim. Çok teşekkür ederim Sare. Annemlere söyledim, sana göz kulak olabilecekler. Bu arada...Neden bize yardım ediyorsun?"

"Bana bir şey yapmadığın halde sana zarar vermek istediğim için kötü hissediyorum. Ve Eray'dan hoşlanıyorum."

Hoşlan ya, sen de hoşlan zaten Eray'dan.

"Ben..peki. Teşekkürler. Görüşürüz." dedim ve telefonu kapattım. Eray bu arada internette geziniyordu.

"Ortak! Buraya gel, bir fikrim var."

Yanına giderek oturdum. İnternette bir şeyler yapıyordu.

"Dolunay'ın hesabını kırabiliriz."

"Ben hacker değilim ki, o nasıl olacak?"

"Ben de değilim. Ama yapabiliriz. Mesela kendiyle ilgili bir şeyler olabilir. Veya okul dolabının numarası, ya da doğum tarihi..."

"Sanmıyorum. Şifresini bu kadar kolay koymaz."

"Bir keresinde bana bir şey demişti. Ailesindekilerin baş harflerini nick olarak kullanıyormuş. Bir bakalım, babası dışında herkesin baş harfleriyle ilgili olabilir. Mesela; LaPaDo?"

"Lale, Pars ve Dolunay yani. Bir deneyelim." Eray Facebook'a tıkladı ve Dolunay'ın e-posta adresini yazdı. Şifre bölümüne LaPaDo'yu girerek giriş butonuna tıkladı.

Yanlış şifre.

~~~~~~

Aradan yarım saat geçmişti ve biz hala deniyorduk. Okul numarasını, tuttuğu takımın kuruluş tarihini, her şeyi tek tek denemiştik. Eray en sonunda pes ederek yeni bir sekme açtı.

"Boşver. Gel de hayalet hikayeleri okuyalım." Ancak tablet sürekli donuyordu ve arama motoruna 'hayalet ikiz' anlamına gelen 'ghost twin' yazmak istedi ancak tablet o kadar donuyordu ki yanlışlıkla Dolunay'ın şifre bölümüne yazmıştı. Sekmeyi değiştireceğim derken giriş butonuna bastı.

Ve ne oldu biliyor musunuz?

Kızın hesabı açıldı.

"Yok artık." diye mırıldandım. "Şifresi ghost-twin miymiş?"

Eray da şok olmuştu. Fazla zaman kaybetmeden kızın mesajlarına tıkladı ve gezinmeye başladı. Hiçbir şey yoktu. Sadece Elis'le olan bir konuşması vardı.

'Dolunay, bunu söylemek zorundasın. Eminim ki onu yaparken aklın yerinde değildi. Bu sır peşini bırakmaz.'

'Her aklıma geldiğinde ağlıyorum.' yazmıştı Dolunay. 'Gittikçe dibe batıyorum.'

Biraz daha gezindikten sonra hesaptan çıkış yaptık ve durum değerlendirmesine başladık. "Bu sırrı öğrenmek zorundayız," dedim. Eray başıyla onayladı.

İyi de nasıl öğrenecektik?

Keşke Serenay ölmemiş olsaydı. Gerçek anlamda çaresiz hissediyordum. İnternet sitesinde onu gördüğümde anlamıştım, o kız kolay kolay pes edecek birine benzemiyordu. İçimden bir his bana bunu söylüyordu.

İnternette Serenay'ı araştırıyordum. Onunla ilgili bulabildiğim tek bir fotoğraf vardı. Ve hiç video bulamamıştım. Oflayarak yerime oturdum ve Eray'la sohbet etmeye başladım.

"Hatırlıyor musun, Dolunay'la 'Yeniay' diye dalga geçiyordun..."

"Evet çünkü abisi onunla sürekli böyle dalga geçermiş. Bu yüzden her söylediğimde sinir oluyor ve durgunlaşıyordu. Ama eğlenceliydi sonuçta."

"Sence bunu ona abisi Pars mı söylüyordu, yoksa Serenay mı?"

"Bilemem. Serenay'dan sadece bir kere bahsetti, bir de....."

"Ne oldu?" diye sordum. Benden bir şey saklıyordu.

"Ya bak, Dolunay bana bir şeyden söz etmişti..." Sözünü tamamlayamadan kapı çalındı. Zil ne zaman çalsa içim bir tuhaf oluyordu. Sakin adımlarla ilerledim ve kapıyı açtım.

Karşımda baloya gider gibi giyinmiş, simli, mor, koca bir maske takmış bir kız duruyordu. Başında siyah bir peruk vardı. Tamamen siyah ve mor renklerini kullanmıştı. Siyah ojeler, görkemli bir mor elbise, siyah gerdanlık...Elindeki mor, simli yelpazeyi sallayarak konuştu. "Ah, pardon. Bir şey sorabilir miyim?"

"Tabi ki. Buyrun?" Kız bu soğukta yelpaze salladığına ve maskeli baloya gittiğine göre biraz kaçık biriydi galiba.

"Buralar çok ıssız. Ben maskeli baloya gidiyorum, yerini bulamadım. Cep telefonumu da evde unutmuşum. Şu gece kulübü nerede acaba?" diye sorarak elime minik bir kağıt tutuşturdu.

Kağıtta bir yerin adresi yazıyordu ancak anlayamamıştım. Kıza dönerek, "Üzgünüm, ben de burada yeniyim de. Bahsettiğiniz yeri bilmiyorum." dedim.

Kız bir süre endişeyle etrafına bakınarak bekledi, sonra yüzünde görünen tek yer olan gözleri benimle buluştu. Bir süre bir şey söylemek istermiş gibi baktığında kaşlarımı çattım. Bana bir şey anlatmak ister gibiydi. Sonra kız konuştu. "Tamam, teşekkürler."

O giderken ardından onu izliyordum. Bu devirde ne balosu yahu?

Kapıyı kapatarak içeride merakla bekleyen Eray'ın yanına gittim. "Kimmiş, ne istiyormuş?" diye sordu.

"Ne bileyim, balo mu parti mi öyle bir şeyler dedi. Adres sordu. Bilmediğimi söyledim. Deli midir nedir..."

Gülümseyerek arkasına yaslandı. "Her neyse. Ne diyorduk?"

"Doluna sana bir şeyden söz etmişti. Onu söyleyecektin."

"Serenay'ın en sevdiği renk siyah ve mormuş. Bu yüzden Dolunay asla o iki rengi giysilerinde kullanmıyor."

"Hım. Saçma bence. Ama Dolunay'dan beklenir bu tarz saçma şeyler."

Dolunay'dan beklenirdi. Dolunay'dan her şey beklenirdi.

~~~~~

Yazar Notu

Dolunay'a ait olan sırrın ne olacağını çok fazla kurguladım ve sadece birinde karar kıldım.

Ve her şeyi mantığa uygun şekilde tasarlamak istedim. Umarım bölümü beğenmişsinizdir:*

Bölümle ilgili upuzuuun yorum yapmanız rica olunur :d

TelekineziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin