39. GÜCÜN RENGİ

En başından başla
                                    

Ben güçlüydüm. Ben bütün yaşadıklarıma rağmen öyle güçlüydüm ki aslında ne olursa olsun bu güçlü oluşuma acıyordum, yeni fark edebiliyordum.

Sadece Helin.

Hayır, sadece Helin değil. Sadece olursam, diğer yaşlarıma küserdim, kendi benliğimi unuturdum, acılarımı yok sayardım. Ben sadece değildim.

Ben Helin Aktan. Bütün yaşadıklarıyla, yaşattıklarıyla, hatalarıyla, yaptıklarıyla ve geçmişiyle Helin Aktan. İlk defa kendimle barıştım, kendimle barıştığımda yuvam dip değil, yuvam güçtü.

Aynadaki kadın gülümsedi, gözümden damlayan bir yaşı elimin tersiyle sildiğimde ben de ona gülümsedim. Bu gerçek bir gülümsemeydi. Bu bütün yaşlarımın gülümsemesiydi, bu ihanet eden Helin'in gülümsemesiydi, bu insanların önüne siper olan Helin'in gülümsemesiydi, bu ajan olan Helin'in gülümsemesiydi, bu Sokak Nöbetçileri için kendini feda edebilecek Helin'in gülümsemesiydi.

Bu bütün yüzleriyle gülümseyen Helin'di.

"Korktuğun ne varsa üzerine gideceksin," dedim aynaya karşı. "Korktuğun kim varsa gözlerinin içine bakacaksın; ışıklardan kaçmayacak, geçmişine kucak açacaksın. Sen Helin Aktan'ı çok seveceksin, sen bütün yüzlerinle gerçek olacaksın." Başımı salladım. "Sen en çok kendini seveceksin, sen sana acımasız olan herkese acımasız olacaksın. Sen affetmeyi de affetmemeyi de öğreneceksin." Çenemi kaldırdım, gözlerimin içine baktım. "Sen sadece Helin değilsin, sen Helin Aktan'sın. Seni bu şekilde kabul etmeyecek herkese kapılarını kapatacaksın. Sen Helin Aktan, kalbin paramparça olsa bile artık kendine değil, sana acımasız olanlara acımasız olacaksın."

Suçlu bendim.

Ama suçlu sadece ben değildim.

Suçlu herkesti. Artık bunun farkındaydım. Yanlış gittiğim yollar vardı, hatalarım vardı ama benim doğrularım da vardı, benim gerçeklerim de vardı. Benim yalanlarım kadar dürüstlüğüm de vardı. Korkaktım, korkaklığım en büyük problemimdi ama artık korkmayacaktım. Bütün yükleri sırtlamaycaktım; bütün yüklerimi başkalarının sırtına yüklemeyecektim.

Hata yapmıştım çünkü Koza'nın istediği gibi her şeyi sırtıma yüklemiştim. Belki bu yıkılışta payım vardı ama en büyük pay, Koza'nındı. O, Işık'ın vurulmasında benim sorumlu olmamı istedi, ben onun istediğine karşılık verdim. Kendimi öyle anlattım ama öyle değildi. Işık'ı vurulmasına sebep olan benim, demiştim. Hayır, öyle değildi. Bu şekilde anlatmıştım ama böyle değildi. Koza bunu söylememi istemişti, ben bunu söylemiştim çünkü inanmıştım; inanç benim zaafımdı.

Kendimi dürüstçe bile ifade edemeyecek duruma gelmiştim. Ben parçalanmıştım, ben dağılmıştım, ben yok olmuştum ve o benim yanımda keyif sigarası içmişti; kendi zaferini kutlamıştı. Sevginin zerresini yoktu, varsa da artık umurumda değildi çünkü benim önümde değildi.

Sokak Nöbetçileri yine karşımda durmuştu. Beni Helin Aktan olarak kabul etmeyeceklerdi artık bunu anlamıştım. Öyle bir durumdaydım ki onların karşısına geçemiyor, bu evin içinde artık kendimi banyoya kitleyecek duruma gelmiştim çünkü nereye gidebilirdim ki?

Beni Helin Aktan olarak kabul etmeyecek herkese kapılarımı kapatacaktım çünkü bugün sondu. Bugün, o merdivendeki hıçkıra hıçkıra ağlayışım sondu. Bugün, kendimden kaçışımın son günüydü.

Bugün, Helin Aktan, sadece Helin'i öldürdü; bunu ben bildim, bunu zamanla herkes öğrenecekti.

"Helin," dedi Işık'ın sesi ardından banyonun kapısı çaldı.

SOKAK NÖBETÇİLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin