37. KALBİN İKİ YÜZÜ

835K 36.4K 251K
                                    

İyi ki doğdun Yankı Sarca. Sana söz veriyorum kitaptaki doğum günün harika geçecek.

Keyifli okumalar!

Şarkılar: Cem Adrian, Şimdi Rahat Uyu
Machine Gun, Till I Die

Yankı Sarca'nın güncesinden...

08.04.2004

Önder bana bu günlüğü verdiğinde, önemli günleri not etmemi istemişti. Bugüne kadar önemli gün yaşamamıştım.

Bugün benim doğum günümdü. Ama doğum günüm için yazmıyorum, ilk defa birisi doğum günümü hatırladı.

İlk kardeşim, Koza, bugün benim doğum günümü kutladı. İlk doğum günü kutlayışımdı. Pasta çamurdandı ama ilk pastamdı.

Unutmamak için not alıyorum. Kendisini hiçbir Sokak Nöbetçisi olarak görmedi, görmek istemedi ama benim için öyle değil.

O benim ilk kardeşim, ilk sırdaşım.

Ömrümün sonuna kadar da öyle kalacak.

"Altıncı Sokak Nöbetçisi, Yankı Sarca"

"Altıncı Sokak Nöbetçisi, Yankı Sarca"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yedinci yaşıma girdiğim gün ve gecesi.

Bütün yaşlarımın önünde boynunu eğeceği ve gözlerinin içine bakamayacağı yaşım.

Yedi yaş çocukluğun başlangıcıdır derler, benim çocukluğumun bitişiydi, çok sonra fark edebildim. Öyle bir fark etmekti ki, küçücük kızdım, kocaman kadın oldum; kocaman kadınken yaşlandım, yaşlandığım yerde öldüm ama kimse ölümü yerden kaldırmadı, ben yine kendi kendimi gömdüm.

Yedinci yaşım canlanmıştı, gömdüğüm toprağı silkelemişti. Artık hiçbir toprak, yedinci yaşımı gömemezdi. Benden başka kimse de yedinci yaşıma yardım edemezdi, bunu fark edebiliyordum.

Çünkü bu bendim. Benimle, yedinci yaşım arasındaydı. Benimle, yedinci yaşımla, dayımla ve o kırmızı ışıklı odayla ilgiliydi. Çünkü biz sadece bu kadarla sınırlıydık. Işıklar sönmemişti, dayım ölmemişti, yedinci yaşım canlanmıştı ve ben tektim.

Kar kadar soğuk, güneş kadar sıcak; kalbim hem kül olmuştu, hem donmuştu.
Ben ölmüştüm.

Yine o kırmızı ışıklı odadaydım.

Kıpkırmızı ışık gözlerimi alıyordu, tek kişilik çocuk yatağında dizlerimi karnıma çekerek oturmuş, açılmaya çalışan kapıya doğru bakıyordum. Saçlarım kısaydı ama artık saçlarımın boyutunun da önemi yok gibiydi çünkü hâlâ acıyordu. Sorun saçlarımı kesen makastaydı. Hayır, sorun saçlarımdaydı. Hayır, sorun benim geçmişimdeydi.

SOKAK NÖBETÇİLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin