2. Bölüm

204 36 72
                                    

🌵

Jennie: Kai?!

Kai: Hm hı ha? Jen- ne?

Jennie: Neden buradasın? Uyuya mı kaldın?!

Kai dağılmış saçları ve şişmiş gözleriyle hala yerden kalkmamıştı. Gözlerini de tam açmış sayılmazdı.

Başını kaldırıp Jennie'ye bakmaya çalıştı. Ama gözlerini açamıyordu. İçinden kendine lanet okuyordu uyumaması gerekiyordu kapıda kaldığını öğrenmelilerdi.

Kai yerden destek alıp ayağı kalktı. İlk başta biraz sendeleyip Jennie'ye çarptı uyuşmuştu. Kendini sarhoş gibi hissediyordu.

Jennie hâlâ ne olduğunu anlamamıştı. Kai sendeleyerek içeriye geçti. Sesi duyan Yuqi mutfaktan çıkıp elinde çöp poşetiyle kalakalmış Jennie'nin yanına gitti.

Kai kendini banyoya attı. Başı ağırıyordu ve vücudu kaskatıydı. Kendine sövmeyi kenara bırakıp, temiz kıyafetleri yanında olmasa da, duşa girmeye hazırlandı. Üzerindeki kıyafetleri kirli sepetine attı.

Duş kabinine girip suyun ısınması için suyu açıp kabinden çıktı.

Aynaya baktığında fazlasıyla dağılmış saçlarının onu sokakta kaldığını belli ettiğini düşündü. Yüzüne su çarpıp gözlerini biraz daha açmaya çalıştı. Tüm bedeni ağırıyordu.

Yaklaşık 10 dakika kadar süren duşun ardından Kai bornozunu giydi. Tekrardan aynanın karşısına geçti. Hâlâ ağrı ve yorgunluktan ölüyordu. Ne yapacığını bilmiyor vaziyetteydi. Ayrıca yanında giyebileceği temiz kıyafeti yoktu odasına gitmek zorundaydı ama bornozla Jennie'ye görünmek istemiyordu.

Yavaşça banyonun kapısını açtı. İlk önce kapıdan başını çıkarıp kimsenin olup olmadığına baktı.

Jennie ve Yuqi kollarını göğüslerinde bağlamış Kai'ye bakıyordu. Kai onları gördüğü gibi hızla kapıyı kapatıp kilitledi. Başını kapıya yasladı.

Kai: Çık şimdi işin içinden çıkabilirsen.

" " "

Baekhyun: Dua et Sehun şuan dağ başındayız burdan kurtulunca görcen sen.

Suho: Dövceksen dağda olmak daha iyi değil mi?

Sehun: Yok ben ondan değil o benden dayak yiyeceği için insan içinde olmak daha iyi ona göre kurtarırlar çünkü.

Lisa: Günaydın.

Baekhyun: Uyuduk sanki. Asıl sana günaydın.

Sehun: Kaç saattir uyuyorsun geri zekalı nöbeti sen tuttun sanki.

Baekhyun: Bu da uyuyo.

Ayağıyla Chanyeol'ü dürttü.

Suho: Kaç saat şömine yakmaya çalıştı çocuk.

Sehun: Ne şöminesi ateş.

Suho: Şömine işte aynı şey.

Jisoo: Kavga mı ediyorsunuz?

Suho: Yoo hehe günaydın.

Jisoo: Gece hiç uyumadınız mı? Gözleriniz çökmüş.

Chanyeol: KaHramananIz biİz hm nm.

Baekhyun: Uykusunda konuşuyo bu da. Bizi duyuyo mu acaba?

Sehun: Chanyeol Rosé'yi kaplumbağalar kaçırmış zorla hamam böceğiyle evlendirmişler çabuk yetiş!

Rosé: Ne?

Suho: Günaydın Rosé. Sadece Chanyeol'ün bizi duyup duymadığını test ediyorduk duymuyormu-

Chanyeol: Pıçink öldü. KahraManınIm.

Baekhyun: Ne yaşıyo acaba.

Rosé: Bizi duyduğu falan yokta böyle yapıyo bazen. Rüyaları çok acayip uyanınca anlatır.

Jisoo: Merak ettim.

Lisa: Bende. Savaşta sanırım.

Rosé: En son anlattığında sokakta çöpçüymüş. Bir gün her zamanki gibi çöpleri toplarken birisi kafasına odunla vurmuş. Uyandığında çok lüks bir hastanedeymiş birisi onu bulup oraya getirmiş. Kafasına odunla vuran kişiye sövüp duruyordu kaç kere uyumaya çalıştı yarım kaldığı yerden devam edip onun kim olduğunu bulmak için.

Suho: O odunla vuran kim bilmiyorum ama lüks hastaneye getiren zengin adam kesin benimdir.

Jisoo: Neden durup dururken çöp toplayan bir adama odunla vurulsun ki?

Lisa: Durup dururken olmadığına eminim eksik anlatmış bence adamın çöp diye telefonunu falan çalmaya kalkmış olmasın? Ya da odununu?

Sehun: Güzel hayal gücü. Bu arada Kai'yi aradım yine kapalı telefonu.

Baekhyun: Off ya napıyo bu mal ne diye kapatmış sanki! Ayrıca açlıktan ölüyorum şuan. Dünkü kalan yemeklerin hepsini ayı Lucas yedi!

Jisoo: Jennie ayı dediğini duymasın çocuğa.

Lisa: Aynen kardeşi sonuçta kardeşine de ayı dedittirmez yani.

Jisoo: Yok ondan değil ayıları sevdiğinden onlara hakaret olur Lucas'a benzetme yaptığı için.

Lisa: Pardon doğru.

Suho: Şuralara para bırakayım biraz eğer birileri bizden sonra kalırsa falan burda görüp mutlu olsun fakirler.

Cebinden cüzdanını çıkarıp bir deste wonu ağacın dibine attı.

Sehun: Ya zengin birileri gelirse?

Suho: Zengin adamın ne işi var oğlum burda. Zengin adam piknik için lüks tatil köylerine gider dağa çıkmaz.

Baekhyun: O zaman senin burda ne işin var?

Suho: Sizin gibi fakirlere uydum işte ne yapayım.

Cüzdanını tam kapatıp cebine koyacaktı ki bir şey fark etti.

Suho: Lan..

Lisa: Ne oldu?

Suho cüzdanının içinden bir kart çıkardı. Herkes merakla ona bakıyordu.

Suho: Oğlum harbiden sizin gibi fakirlerle takıla takıla zengin beynim çürüdü! Kaç saat anahtar aradık burda zengin arabasında anahtar ne arar? Arabanın anahtarı bu kart!

Baekhyun: Allah senin bel-

Jisoo: Yuh Suho! Bunu nasıl unutursun ya?! Hangi insan arabasının anahtarla değil kartla çalıştığını unutur?!

Suho: İşte fakir etkisi. Hem belki fakirlerle takılırken kullandığım anahtarlı fakir arabalarımdan biridir diye düşünmüşümdür.

Sehun: Bu arabayı bizim yedi sülalemiz toplansa alamaz be hala fakir arabası sandım diyo. MAL!

Suho: Tamam ya kızmayın. Şehire inince hepinize araba ısmar-

Baekhyun: Ya bırak kalsın. Hâlâ zengin zengin konuşuyo ya! Zengin olmak neyine beynin yoksa!

Suho: Ayıp oluyo bu grubun akıllı ünvanı bana ait hatırlarsanız.

Sehun: 27716117 yıl önce aynen kardeşim.

" " "
❤️

29.05.2020



Dejavu 2[Askıya alındı]Where stories live. Discover now