¹

38 10 11
                                    

"Yu Jin uyan artık duymuyor musun beni? Kaç sefer çağırdım seni"

Annemin bana bağırdığını duyuyordum evet ama asla aldırış etmiyordum taa ki odamın kapısı sertçe açana kadar.

"Hadi ama saat kaç oldu bugün ben götüreceğim seni okula kalkıp hazırlanman gerek!"

Annem odamdaki perdeleri açıp güneşin bütün odama girmesine izin vermişti.

Yatağımdan hiç istemeyerek oflaya poflaya kalktım. Lavaboya girip elimi yüzümü yıkadım ve odama sallana sallana geri döndüm. Annem elinde okul formamı tutup bana bakıyordu. Gerçekten çok mutluydu, bunu gözlerinden anlayabiliyordum.

"Hadi ama baksana şunlara çok güzeller. İyi ki seni bu okula yazdırdım. Hem bu sene lisende son senen. İyi bir sene olması lazım senin için biliyorsun güzel bir üniversite kazanman gerek!"

Sürekli aynı şeyleri söylüyordu ve ben gerçekten hiç mutlu değildim.

"Anne bunun kaçıncı söyleyişim bilmiyorum ama bu zengin bebelerin gittiği özel okula gitmek istemiyorum. Eski okulum ne güzeldi ayrıca yeterliydi benim için. Ne özel okul merakı bu ya"

Sanıırm biraz sesimi yükseltmiştim. Annem göz devirerek odamdan çıktı. Kadının bütün enerjisini sömürmüştüm sanırım.

Herneyse okul formamı giyip biraz makyaj yaptım. Hazır olduktan sonra ayaklarımı sürüye sürüye aşağı kata indim. Bir şeyler atıştırdım ve evden annemle birlikte çıktım.

---

"Görüşürüz Yu Jin güzel arkadaşlar edin lütfen. Öğretmenlerinle iyice tanış yapabilirsin sana güveniyorum fightinggg!!!"

Annemin bağrışını duyunca bir gülümsedim bu kadın benim aksime çok enerjik gerçekten.

Kapıdan girmeden bir göz gezdirdim o devasa binaya. Şuna bak ne kadar abartmışlar alt tarafı liseye geliyoruz ya diye içimden söylendim. Burası gerçekten gereksiz büyüktü. Tek hoşuma giden bahçesiydi. Çok güzel ağaçlar vardı. Bahçe duvarları renkli çiçeklerle doluydu. Gerçekten güzzel gözüküyordu bahçesi.

Yeterince okulu inceledikten sonra okula girmeye karar verdim.
Tam kapıdan girecektim ki telefonum çaldı. Bilinmeyen bir numara beni arıyordu.
Sabahın bu saatinde kim arıyor acaba diye merak ettim ve telefonu açıp kulağıma götürdüm. İlk sesi karşıdan bekledim ve karşıdaki kişi konuşmaya başladı.

"Alo. Günaydın Yu Jin okula vardın mı? Ben gelmek üzereyim de nerdesin şuan?"

Affallamıştım çünkü bu sesi tanıyordum ama bu o olamazdı. Bu o olamazdı değil mi?

"Eee acaba kiminle görüşüyorum?"

bildiğim cevap karşıdan gelince nedense şok geçirmiştim.

"Ben Jungkook tanımadın mı sesimi. Herneyse nerdesin şuan?"

Şuan ne oluyordu Jungkook neden beni aramıştı ve neden bana şuan nerde olduğumu soruyordu. Sabah sabah ne oluyor ya. Sanırım ona cevap vermem gerekiyordu ama elim ayağım titriyordu ve boğazım düğümlenmişti sanki. En sonunda cevap verdim.

"Okula geldim kapıdan giriyorum şimdi. Neden aradın beni?"

"Tamam kal orda hemen geliyorum!"

Telefonu yüzüme kapatmıştı. Hiçbir şey anlamamıştım ayrıca soruma da cevap vermemişti ama dediği gibi olduğum yerde beklemeye başladım.

Birden karşıdan koşarak gelen Jungkook'u gördüm. Şuan gözlerime inanamıyorum Jungkook niye burda. Şaşkındım ama bir yandan da sanki mutluydum. Mutlu olmalı mıydım?

Uzun zamandır görmüyordum onu. Çünkü amcamlar yani Jungkook ve ailesi birden yurt dışına taşınmışlardı. Annem de babamdan ayrılınca iyice kopmuştuk artık hiç görüşmüyorduk. Babam da daha sonra onlar gibi Amerika'ya yerleşti. Amcam ile işlerine ordan devam ediyorlar. Aslında Jungkook da orda okuluna devam edecekti ama bir saniye ya şuan ne oluyor.

"Günaydın erken gelmişsin." dedi.

Nefes nefese kalmıştı bense hayretler içinde..

"Jungkook senin burda ne işin var. Bir saniye ya üstündeki forma neden benimkiyle aynı."

Jungkook bir yandan nefes almaya çalışıyordu bir yandan da gülüyordu.

"Aynı okuldayız ya biz. Haberin yok mu?"

kaşlarımı şaşkınlıkla çattığımda anlamış olmalı ki devam etti sözlerine.

"Belli ki haberin yok. Bu sene okuluma devam etmek için geri döndüm Kore'ye. Artık burdayım. Biliyorsun biz burdan taşınmadan önce ben burda okuyordum. Burası gerçekten çok iyi bir okul. Burda olmana sevindim. Yani artık beraberiz Yu Jin"

Jungkook bana bakıp bütün enerjisiyle gülüyordu. Hem de hiçbir şey yaşanmamış gibi.

Şaşkınlıkla, "Bu okula nakil olduğumu nerden öğrendin peki?" diye sordum.

"Amcam annenle konuşurken senin bu okula nakil olduğunu öğrenmiş. Yani bana da amcam söyledi." diye cevap verdi.

Babamla annem pek konuşmazdı aslında ama şuan ona değil de Jungkook'un burda olmasına daha çok şaşırıyordum.

Düşüp bayılacağım ama şimdi. Şuan olanlar şaka gibiydi gerçekten her şey o kadar üst üste gelmişti ki. Şok üstüne şok yaşıyordum.

Tek bildiğim şey Jungkook'un geri dönmesi ve benim buna saçma bir şekilde mutlu olmamdı. Bir yandan ona bütün nefretimi kusmak istiyordum, hesap sormak istiyordum. Diğer yandan da ona sarılıp ağlamak istiyordum. Kafam çok karışıktı. 

Aslında Jungkook defterini içimde kapatalı çok olmuştu ama yeniden açılmasından korkmuyor değildim.

again•Where stories live. Discover now