Sözlerinin altında kalbimin ezilmesini görmezden gelerek bakışlarımı televizyona kilitledim. Ayak tabanlarıyla yere basması odanın bir ucundan diğer ucuna gergin bir şekilde gidip geldiğini tahmin edebileceğim kadar gürültülüydü.
"Beni kiminle aldattığını bilmenin hakkım olduğunu düşünüyorum." Bakışlarım birkaç saniyelik bir süre zarfi boyunca ifadesini seçmeye çalıştığım suratında gezinirken kayıtsızlığını korudu.
"Seni birisiyle aldattığım falan yok. Hep aynı kuruntularını dile getirmenden bıktım." Ellen'ın bir başkasını programına davet edişi dikkatimi çekmekten oldukça uzak bir görüntü olmasına rağmen ilgiliymiş gibi görünmek John'un tartışma başlatma isteğine verebileceğim en iyi yanıttı. Söylediklerini dinlemek gözümde olduğu kişiyi düşük bir konuma sokuyordu ve bu isteyeceğim son şey bile değildi. Dizlerimi kendime doğru çekmemle başımı dinlendirmek için diz kapaklarımın üzerine yerleştirmem eşzamanlı oldu. Derin bir iç geçirme sesi soğuk otel odasında yankı yaparken belimden bacaklarımın önüne doğru yapılı iki kolun beni sarmalaması uzun sürmedi.
"Özür dilerim." Omuz silkmemden dolayı gövdesi irkilerek biraz geriye doğru gitti. Dudakları boynumun üzerine bir yaprağın yeryüzündeki yerini alışı kadar hafif baskılar uyguluyordu.
"Bana sürtük olduğumu söyledin." Bütün kararlılığımla konuşmam sesimin çatlamasına engel olamamıştı.
"Benden ayrılacağını söyledin." Sesindeki hüzün bariz bir şekilde kendisini ele veriyordu. Saçma sapan bir durumun içerisinde olduğumuzu düşünerek kendi kendime kıkırdadığımda, onun kahkahasının da odayı doldurması uzun sürmedi.
"Sen Vera'nın boynunu sömürürken ayrılma ihtimalimin seni bu kadar korkutacağı gerçeği aklımın ucundan bile geçmemişti." Kolunu iterek bedenlerimiz arasına zorla da olsa bir mesafe koyabildiğimde kırmızı saçlarını gergin bir şekilde çekiştirdiğini gördüm. Yüzünde tembel bir gülümseme oluştu.
"O olay geçen pazar olmuştu. Biz seninle iki gündür çıkıyoruz." Ellerimle parmak hesabı yaparak gerçekten de o olayın arasından bir hafta geçip geçmediğinin sağlamasını yapmak istedim. Bu halim onu güldürdü.
"Sen benim sana olan sadakatimi sorguluyorsan bu durumda benim de senin bana olan sevgini sorgulamam yanlış olmaz, değil mi? Beni sevdiğini söylemene rağmen bunu yapmış olman-"
"Yayınladığımız albümün neredeyse bütün şarkı sözlerinde senin varlığının ilham kaynağım olmasını göz önünde bulundurursak albüm satışlarından pay bile alırsın. Hala nasıl seni sevip sevmediğimi sorgulamaktan bahsediyorsun." Söyledikleri gülümsememin önünü açtı. Az önce birbirimize ölümüne saldırırken yine eski halimize dönmemiz uzun sürmemişti.
Bedeni koltukta yayıldı ve yorgun bakışlarını yüzümde gezdirdi. İki yanına açtığı kollarından tekinin arasına bir kedi gibi sokulduğumda kemikli parmaklarının huysuz saçlarımın arasında gezindiğini hissettim. Saçlarımın üzerine sık öpücükler bıraktığı sırada iç geçirmem gülümsemesine neden oldu.
"Böyle devam edersek asla bir arada kalamayacağız, biliyorsun Frusciante." Elimle sırtını sıvazladığım sırada gözlerimin önüne düşen saçları geriye doğru çekti. Diğer eliyle hemen yanındaki bir sehpanın üzerinde parmaklarıyla ritim tutuyordu.
"Kendimi engellemeye çalışıyorum fakat zihnimin beni yönetişine engel olduğum pek söylenemez. Seni kırmak isteyeceğim son şey. Üstelik bir sürü uğraştan sonra kollarımın arasına almışken gerçekten seni kırmak istemiyorum."
"Boşversene, ne yaparsan yap sana karşı koyamayacağımı biliyorsun." Gülmüştü fakat bu gülüşü göz açıp kapatacak kadar kısa sürdü ve keyifli bir gülüş olmadığı herhangi birisi tarafından fark edilebilirdi.
"Muhtemelen mantığının duygularından daha ağır bastığı bir yaşa geldiğinde beni yanında istemeyi bırakacaksın."
Bedenimi onun bedeniyle bütünleştirmek ister gibi ona biraz daha yakınlaştım. "Umrumda değil. Seni seviyorum. Seninle birlikte olmak istiyorum."
"İnan bana benim de bundan daha büyük bir isteğim yok."
selamlar çok yorgunum yazar notu yazamicam
beğenirseniz devam ederim ehehe
ŞİMDİ OKUDUĞUN
blood sugar sex magik // john frusciante
Fanfictiononun derin sularında yüzmek bir sonraki adımını hesaplayamadığım bir şeytanla dans etmek gibiydi. @mellonamin
